2014'ten Beri Bulunamayan Kayıp Malezya Uçağıyla İlgili "Uçak Kazası Raporu" Teorisi

8 Mart 2014'te Malezya Havayolları'nın 370 sefer sayılı uçuşunu gerçekleştiren Boeing 777-200ER uçağı, Kuala Lumpur - Pekin seferine başladıktan 41 dakika sonra kaybolmuştu. O günden beri bir vidası dahi bulunamayan uçakla ilgili Nat Geo'da yayınlanan "Uçak Kazası Raporu" programında özel bir bölüm yayınlanmış.
2014'ten Beri Bulunamayan Kayıp Malezya Uçağıyla İlgili "Uçak Kazası Raporu" Teorisi

uçak kazası raporu belgeseli bu uçuşu özel bir bölüm çekerek işlemiş. neredeyse her ihtimal profesyonel ekipler tarafından detaylıca incelenmiş ve hemen her teori bir şekilde kendi içinde çürüyor (yangın, elektrik, iletişim sorunları, pilotun intiharı, kargo bölümünde patlama, uçak içi suikast, uçak dışı saldırı -roket veya füze- vs vs) her ihtimal çöpe gidiyor.

uçak boeing 777. yedeğin yedeği, o yedeğinde yedeği olduğu özellikle vurgulanıyor. pilotlar temiz, sorunsuz ve mutlu. maddi veya manevi sorunları yok. kabin görevlileri de aynı şekilde.
yolcular tek tek araştırılmış hiç birisinin terör örgütü bağlantısı veya radikal din bağlantıları saptanamamış. yetmemiş yolcuların yakınında olan kişilerde araştırılmış. bu binlerce insanın incelenmesi demek. herkes son derece temiz ve normal statüde.

sadece yetkili teorisyenlerden birisi pilotun anlık psikolojik bir sorun içerisine girdiğini yönünde teorisini dile getiriyor. teorisine göre

1. tüm yetki kendisinde olduğu için öncelikle yardımcı pilotu bir bahaneyle kokpit dışına çıkartıyor (bana kahve getir gibi).

2. uçağın tüm izleme teknolojilerini devre dışı bırakıyor. uçaktan artık belli zaman dilimlerinde otomatik gps sinyali dışında sinyal alınamıyor, uçakla iletişim kurulamıyor. 

3. kaptan pilot oksijen maskesini takarak kabin basıncını 35.000 feet'de otomatikten çıkartarak manuel olarak düşürüyor. aniden oluşan yüksek basınç sebebiyle oksijen maskeleri devreye girse bile yalnızca 12 dakika oksijen desteği verebildiğini özellikle belirtiyor. 13. dakika ardından yolcu ve kabin görevlilerin tümü ölüyor. pilot kokpit içerisinde 1 saat dayanacak oksijene sahip olduğundan 1. saat sonunda maskesini çıkartıyor ve kabinde basıncı yeniden normal düzeye alıyor. 

4. herkes ölüyor, kaptan "ne yaptım ben" moduna giriyor. teorisyenin tahminine göre bu aşamadan sonra kaptan başı boş şekilde uçakla iki keskin manevra daha gerçekleştiriyor. toplam 3 manevranın manuel olduğu yönünde kuvvetli kanıtlar var.

5. buradan sonrası için 2 tahmini var. uçak antarktika istikametine doğru giderken yakıt bittiği için spiral şekilde düşüşe geçiyor ve diklemesine denize çakılıyor. diğer ihtimal ise kaptan yeniden basıncı manuel düşürüyor ve kendisini de öldürüyor. sonrasında da tamamen kontrolsüz kalan uçak spiral şekilde düşüşe geçiyor ve diklemesine denize çakılıyor. fakat pilotların sorunsuz psikolojileri, sorunsuz özel hayatları ve başarılı kariyerleri bu teoriyi çürütse de "anlık" bir durum olduğu özellikle vurgulanıyor. insan psikolojisi öngörülemez sürprizlere her zaman açıktır.

kafa kurcalayan en ciddi iki detay ve esas cevabı aranan sorular ise

1. uçakla iletişim kopukluğu ardından uçak 3 defa keskin manevrayı nasıl yaptı?

2. uçakla iletişim koptuktan sonra 7 saat süresince uçak yere farklı rotalardan sinyal göndermeye devam ediyor. bu nasıl oluyor?

işin profesyonelleri uçağı bulmaktan vazgeçmiş durumda. son noktada şunu dile getiriyorlar; "muhtemelen hiç bir zaman açıklığa kavuşamayacak bir olay"

Eğitim İçin Yurt Dışına Gideceklerin Kültür Şoku Yaşamaması Adına Bilmesi Gerekenler