350 Bin Bulgaristan Türkünün Baskı ve Zulümle 1989'da Zorla Türkiye'ye Göç Ettirilmesi

Avrupa'da yaşanan en büyük göç olayı, zorunlu bir şekilde 1989'da Bulgaristan - Türkiye sınırında yaşandı.
350 Bin Bulgaristan Türkünün Baskı ve Zulümle 1989'da Zorla Türkiye'ye Göç Ettirilmesi

bulgaristan komünist partisi'nin son genel sekreteri todor jivkov döneminde yaşanan göçtür 1989 göçü.

1984 aralık ayında müslümanların isimleri değiştirilmeye başlandı. bulgaristan'daki türklerin türk olmadığı iddia edildi. müslümanların yaşadığı yerlere imamlar gönderildi. onları ikna etmek için imamlar kullanıldı.

türkler en çok kircali'de yaşadığı için baskının en çok hissedildiği yer burasıydı. (ayrıca ilk türk milletvekili buradan çıkmıştır.) daha sonra kapı kapı dolaşarak silah zoruyla isimler değiştirilmeye başlandı. balkan savaşları sırasında pomaklara uygulanan politika şimdi türklere uygulanıyor. sünnet yasaklandı. suç olduğu için birçok müslüman mahkemelik oldu. hapse girenler bile oldu. belene hapishanesi bu olayların sembolü olmuştur. 1989 tarihli belene filmi bu olayları anlatır. hatta bu film, resmi yazışmalara girmiş ve göçü tetiklemiştir. bulgarlar da tepki olarak yeniçerilerle ilgili film çekmiştir.

bu politikaların nedeni müslüman nüfusun hızla artmasıdır. ayrıca buradaki türkler gayet eğitimli kimselerdi. kırsal kesimlerde yaşıyorlardı. bulgaristan tüm sosyalist rejimlerde olduğu gibi dışa kapalı bir ülkeydi. komunist partisi üyesi değilseniz yurtdışına çıkamaz, telefon edemediniz. sadece komunist ülkelerle ilgili haberler topluma verilirdi. anne babalar çalışmak zorunda olduğu için çocuklar kreşlere gönderiliyor. böylece türkleri asimile etmek daha kolay oluyordu.(bu uygulama birçok orta asya ülkesinde de uygulanır.) türkçe konuşmak ve camiye gitmek yasaktı. aslında bulgarlara da dini kısıtlamalar getirildi.

müslümanlar yönetici ve askeri kademede olamazdı. ayrıca hukukçu da olmazlardı. müslümanlar genelde eğitim ve tıp alanlarında çalışırdı. 1960'larda türk okulları kapatılmış ve türkçe yasaklanmıştı. 2 nesil dil ve dinden kopuk yetişti. türkler isim değiştirme politikasına direndi. özellikle erkekler belene, eski zağra gibi hapislere yolladılar. daha sonra siyasi suçlular aileleriyle göç ettirildi.

o dönemde türkiye ile diplomatik ilişkiler olmadığı için avrupa birliği ülkeleriyle irtibat kurup yardım istediler. dövülerek ve zehirlenerek öldürülenler vardır. birçok kayıp vardır ve bugün bunlar hala tartışılır. parti kararına göre müslümanlar gayrimüslim mezarlığına gömülmeye başlandı. müslüman mezarlıklarının taşları sökülüp üzerlerinden buldozerle geçildi. müslümanlar hristiyan usullerine göre gömülmeye başlandı.

1989 mayısında en çok direnenler göç ettirildi. turgut özal göçleri destekledi. naim süleymanoğu, turgut özal'ın himayesiyle örtülü ödenekten para alınarak kaçırıldı. parti baskısıyla türk sporcular kendi istekleriyle isim değiştirdiklerine dair bir mektubu türkiye'ye yollamıştım. turgut özal göçleri teşvik ediyordu. 'tüm türkleri alabiliriz. isterse todor jivkov da gelsin' demişti.

göçmenlerin barınması için avrupa'dan da yardım geldi. başakşehir'de evler yapıldı. basında avrupa'dan gelen yardımların çarçur edildiği yazılmıştı. türkler de gelenlere yardım etti. işsiz kalanlar da oldu.

10 kasım 1989'da todor jivkov düşürüldü. yeni hükümet sürecin yanlış olduğunu kabul etti. türkler yine türkçe konuşmaya başladı. kıyafetler serbest bırakıldı ancak bugün hala sokakta türkçe konuşulduğunda tepki gösterenler vardır. bu göçler bulgar ekonomisine büyük darbe vurmuştu. çünkü tarımsal üretim büyük oranda türklerin elindeydi. gelen eğitimli türkler ise türkiye'nin çok işine yaradı. tabi türklerin orada bıraktığı tarım arazilerine ise bulgarlar tek kuruş ödemeden sahip oldu.

komünist parti sonrası türkiye ile ilk defa diplomatik ilişkiler kuruldu. başbakan özür diledi. isimlerin geri alınması süreci uzun sürdü. davalar açıldı. şahit bulunması gerekti. türkiye'ye gelenler yeni soyadı almak zorunda kaldı. bugün bu sorunlar hala devam etmektedir.

Bulgaristan'dan Gelen Cevapsız Çağrıların Amacı Ne?