Akustik Gitar Alacaklara Tavsiyeler

Akustik gitar satın alırken bir bilene danışmak isteyenlerin imdadına Sözlük yazarı "tashak joe" yetişiyor ve kendi tecrübeleri üzerinden önemli tavsiyelerde bulunuyor.
Akustik Gitar Alacaklara Tavsiyeler
iStock


ilk önce sakın ama sakın markaya bakma güzel kardeşim. 

akustik gitarda aynı markanın aynı modelinin aynı yıl üretilmişleri bile farklı tınlar unutma. ayrıca dünyadaki bütün akustik gitarlar tektir bir başkası onun sesini vermeyecektir. bu yüzden denemeden alınmaz. mümkünse dükkandaki bütün gitarları deneyin. bakmaya gelmediğinizi ciddi alıcı olduğunuzu söyleyin ilgilensinler.

sonra elektro akustik mi akustik mi olduğuna karar verin. 

sahneye çıkmıyorsanız elektro akustik almayın. iki katı para verirsiniz. düz akustik alırken kalbur üstü bir şey oluyorsa elektro akustikte vasat bir şey olur. ayrıca albümlerde dinlediğiniz bütün akustik gitarlar mikrofonlanmıştır, çok azı elektro akustiktir unutmayın. sahneye çıkmıyorsanız yani hem ritm hem solo çalmıyorsanız cut-away kesik kasa almayın, seste ciddi kayıp yaratır. jumbo kasa gür sesli olur iyi tınlar ama çalması da taşıması da zor olabilir, tabi tercih meselesi çok gezenler drednought kasa tercih etsin. 


kararımızı verdikten sonra geldik asıl mevzuya: alacağınız gitar kontraplak olmasın all solid olsun.

200 dolara all solid gitarlar var, bunun altında zaten gitar almayın o parayı gidin tatilde yiyin bari bir işe yarasın. maun kapalı ve baslı bir ton verir, supruce tizlidir takamine g serileri bu malzemedir çok iyi olanları var ama bakmak lazım. maple tizli ve midlidir, bas dengesi iyi olan bulmak lazım. ama ağaç da çok önemli değildir güzel tınlıyorsa sorun yoktur.

kasanın boyutunu ve sesin gürlüğünü bas tiz dengesini sevdiyseniz bir sonraki aşamaya geçilebilir: tel konusu çok önemli.

yeni tel çıngır çıngırdır rezil gitarı bile vezir eder, eskidikçe tizler kaybolur gevreklik gider ve baslar da boğuklaşır midli kapalı bir ton ortaya çıkar, güzelim gitarı harcayabilirsiniz bir bilenle gitmek en iyisidir. neyse tek başınızasınız ve başımın çaresine bakabilirim diyorsunuz sorun yok.


sonra sap incelemesi başlar ki gitarda kaliteyi ve papeli belirleyen saptır. 

teller yakın olmalı, satıcılar ayar yapınca iner der ama inanmayın inmez, inse de cızlar, adam sanki bilmiyor mu eline bir alyan alıp sapı indirmeyi. bu işlem en çok 5 dk'sını alır, ve primat soylu her birey bu işlemi yapabilir. teker teker her telde her perdeye basın tellerde cızlama var mı, cızlama varsa bırakın o gitarı yere sakince.

bare basın rahat mı tel gerilimi nasıl bir bakın bakalım. sonra sap kalınlığı, sap kalın olursa iyi sustain iyi bir titreşim ve tok baslı bir gitar demektir. ama rahatsız çalım. ince sap az sustain daha tiz bir ton ve rahat çalım, ben olsam akustik gitarda çok ince sapları tercih etmezdim, ince saplı iyi markaların iyi gitarları var ama onlar çok pahalı bebeğim. neyse elinize alın bakalım.

klavye ağacı da çok önemlidir. 

gülağacının iyisi var kötüsü var, denemek lazım. ama bir de abanoz vardır ki aman aman çok serttir bu sayede sap atmaz ömürlük gitarlardır. tonlar tizli ve midli olur, çok iyi entonasyon tutar bu yüzden bol harmoniklidir. çok iyidir çok, ama papeli de ona göredir. neyse siz iyi bir gülağacı arayın. tip mip ıvır zıvır bunlar hikaye ama segul müdür nedir bir headstocklu gitar var ki dünyanın en iyi sesini veren gitarı olsa alıp kullanmam o derece.


şöyle bir anekdotla bitireyim:

benim gitarım takamine g321 takaminenin 193 euroluk bir modeli. alt serilerinden bir tanesi, zamanında bütün dükkanlardaki bütün fiyat aralığındaki gitarları deneyip almıştım, ve çok sevmiştim, bir süre önce değiştireyim dedim ve yine dolaşmaya başladım lag gitarlara baktım 1400 tl'lik olanı benim gitarın yanına yaklaşamaz, alt serileri hep cılız ve tiz sesli çünkü sapları çok ince, he benim gitardan rahat mı rahat orası ayrı.

lagları beğenmedim geçiniz, fenderler eh idare eder ama yok be gülüm geçiniz. epiphone aman yanına yaklaşmayın gerçekten çok vasat. yamaha alt modeller rezil üst modellerde de yine denemek lazım. sonra 3000 tl'lik taylor baktım ağzım açık kaldı çünkü rezildi. sonra 700 tl'lik bir cort baktım cillop gibiydi hatta satıcının ağzı açık kaldı. ama diğer cortlar da sallantıdaydı. sonra segul denedik yok tutmadık. sonra bir prs denedim ki aman aman, prs se angulus custom, harika bir şeydi. resmen kendine ait bir tınısı vardı. ama abanoz klavyeli. onun standardına baktık corttan çok daha kötüydü. ama custom olanı dehşet bir şey, tabii ki fiyat 1500 papel benim 500 liralık gitardan 3 kat daha iyi mi diye sorarsanız hayır sadece daha iyi.

mükemmel bir gitar değil. 10000 tl'lik gibsonları denedik ki alamayacağımı söylediğim halde dene olsun dedi ki helal olsun. onları da denedim, çok güzel gitarlar ama mükemmel değiller prs'den daha iyi değiller mesela. kısacası benim takamine'den daha iyi gitar bulamadan geldim. eve gelip af diledim takadan onu aldatmayı düşündüğüm için.

bir ilave de şu kardeşim: "mükemmel gitar ne?" diyebilirsiniz. satıcıda görmediğim bir arkadaşımdan alıp denediğim (bir arkadaş ekolü) martin d45 santur gibi gitardı. ayrı bir müzik aletiydi, nirvanaydı tabi 8000 papelcik. tl ile 16000 civarı ama peşin 15000'e bırakırlar sanırsam.

hadi kolay gelsin.