Analog Fotoğraf Makinesi Almadan Önce Mutlaka Okumanız Gereken Detaylı Bir Rehber

Analog makinelerin tadı dijitalden daha tatlı geliyorsa harekete geçmeden önce mutlaka okumanız gereken bir satın alım süreci.
Analog Fotoğraf Makinesi Almadan Önce Mutlaka Okumanız Gereken Detaylı Bir Rehber
iStock

analog fotoğraf makinesi alma süreci çok sıkıntılı bir süreçtir. özellikle yeni başlayanlar için etrafında bilen birileri yoksa kabusa dönüşebilir.

bu yüzden bu süreci biraz açıklayalım dedim.

analog a yeni başladım ne alayım sorusuna ithafen

öncelikle efendim, analog da fotoğrafı lens ve film çeker. body’nin tek olayı perde hızı ayarlamak, otomatik mod sunmak ve pozmetreyi doğru göstermektir. bu yüzden en baştan nikon,canon ve sonrasına takılmayın. başlangıçta 500 enstantene bile sizi kurtarır, 4000’e çıkmanıza gerek yok. boşuna 2 makine parası vermeyin, onun yerine 2 lens alın. lensler arasında deli farklar olabilir ama siz de bu işi yıllardır yapmıyorsunuz, daha öğreneceksiniz o yüzen keskinliği, onu bunu şunu bir kenara bırakın. aklınızdakileri, sağdan soldan okuduklarınızı unutun, “ama bu şöyle diyo..” ları boşverin. buyurun yeni başlayanlar için yapılması gerekenler klavuzu..

analog’da makine alma kriteri öncelikle malumunuz fiyattır. iyi pazar araştırması tanıdık falan filanla ucuza bir analog düşürebilirsiniz. hatta iyi bir akraba araştırması ile sandıktan bile çıkartabilirsiniz ama gideyim alayım ortalaması en düşüğü beni götürecek bir şey alayım derseniz taban fiyatınız 100 liradır. 150-250 ara fiyat vardır daha iyi modeller için ve üst seviye için de 300 liradan 10000 liraya kadar çıkar..

başlangıç için alınacak en iyi makine, lenslerini kolay ve ucuza temin edebileceğiniz, mümkünse otomatik modu olan ve pozmetresi (ışığı ölçüp size gireceğiniz değerleri söyleyen şey) doğru düzgün çalışan bir makine olmalıdır. bunların arasında ise önemli olan aslında elinize en iyi oturan ve en rahat kullanabileceğiniz makineyi tercih etmenizdir.

ortalama 150-250 aralığındaysanız,

öncelik lenslerini en kolay ve ucua bulabileceğiniz pentax ve pentax lensleri kullanan makinalar olabilir. örneğin bir nikon 50mm 300 lira ise, canon 50mm 200 liradır. aynının yashica’sı 100 liradır. aynının pentax k mounth’unu (yan sanayi olabilir) 50 liraya alabilirsiniz. body önemli değil demiştik. marka takıntınızı da kenara koyun.

bakalım pentax lens kullanan makinalara: chinon, crena, cosina, prost, ricoh, miranda, exakta, vivitar.. *

*serinin modellerini sayfa sonunda yazacağım efendim daha rahat google araştırması yapın diye.

bunlardan birini buldunuz, otomatik modu var, elinize lap diye oturdu, hafif, güzel, sevdiniz, biraz pazarlık yapıp alın gitsin. piyasadaki bir sürü makinadan daha güzel şeyler çekersiniz. ve şanslıysanız sadece bir zenit parası ödeyerek (ortalama zenit piyasası 100 liradır) otomatik modlu, pozmetresi doğru çalışan, 28mm si, aralıklı zoom lensleri (35-70 ya da 70-200 gibi) ucuz ucuz olan bir makinanız olmuş oldu.

pentax serisini sevemediniz. olabilir, devam edelim. sonuçta abanmayalım ki fiyatını da arttırmayalım durduk yere değil mi ((:, sonraki tercihimiz minolta. (ki konica da minolta lensleri kullanır yani uyguna bulursanız konica da alabilirsiniz) bu aralar temizleri çok temiz, kötüleri de bok gibi olan bir model. ama kötülerini pek göremedim. hepsi temiz bu meretin. özellikle x-700, x-300 ve x ile

başlayan serileri gayet şık. adamlar alıyor zarif duruyor kadınlar alıyor hanım hanımcık gösteriyor falan enteresan makineler. tam sizlik aslında. xg serisi özellikle yeni başlayanlar için birebir. 170-250 arası harika bir şey bulursunuz.

ama minolta da kesmedi sizi. olabilir abanmayalım x-700’e 600 lira isteyenler çıkıyor sonra, sakn olalım sevmiyor gibi yapıp başka modele geçelim.

yashica kulvarda yine ucuz makinalardan (ki ben de yıllardır yashica fx serisi kullanıyorum) bir otomatik modu (diyafram öncelikli mod aslında) bulunursa ve ucuzsa düşünmeden alınabilir. yıllar yılı götürür sorun yapmaz. 150-200 arası bulunur. tek sorunu lenslerin yan sanayisi yok. yashica almak durumdasınız bu yüzden sıkıntı olabilir ama değer. hakkını verir çünkü.

ama yashica’dan da sıkıldınız, sorun değil. canon diye tutturdunuz belki herkeste bir ae1 manyaklığı falan olduğu için. olabilir. iyi makinalardır. her şeyi mekaniktir. diğerleri 10 yılda ölürse o 17 yılda ölür ama durum şöyledir ki o zamana kadar siz yeni bir analog’a geçmişsinizdir ya da vaktinden önce onu öldürmüşsünüzdür ((:, canon ae1 program değilse, düz ae1 ise o para verilmez. onun yerine minolta, pentax, yashica üçlüsüne saldırılır.

nikon’dan hiç bahsetmedik. fm serileri, fe olayları, f-80 lerden otomatiklerden.. alınır. tüm lensleri birbirine ve dijital nikonlara uyar. bu yüzden pahalıdır aslında lensler. yani adam gidip d90’a 87 yapımı analog lens alır ve fiyatı arttırır. ha keskindir o ayrı ama yeni başlıyorsanız makinayı tanımadan, nasıl rahat edeceğinizi kavramadan, ne çekeceğinizi kafanızda oturtmadan, hangi modu kullanacağnızı, hangi lensleri istediğinizi araştırmadan öğrenmeden nikon ve canon alırsanız biraz çırpınış olur. ha almayın demiyorum ama üst modelleri almayın. biraz bekleyin. elinizdeki makinayı aldığınız fiyata satarsınız zaten sorun olmaz. üstüne koyup alırsınız kafanızdakini. ama bunun için kafanızda bir şey olması lazım. bunun için de önce ucuz ve sizi götürecek makinalar almanız lazım.

yoksa yani benim de tercihim contax olurdu lecia’dan nikon’dan canon’dan önce. ama öyle olmuyor işte bazen ((:,

listede zenit’ten bahsetmedik. çünkü zenit için ayrı bir liste yapacağım sonra. dediğim gibi zenit’e 100 lira verecekseniz, 50 daha koyup yukarıdaki modellerden başlamak en akıllıca iş. en azından bir pozmetre, bazen bir otomatik mod, bazen bir geniş açı hayat kurtarır. çıldırmazsınız. ama 60-80 liraya da zenit düşürdünüz, temiz güzel, sormaya bile gerek yok lap diye alınıp kullanılır. heves alınınca zaten sonradan kenara koyup yeni alacak paranız yoksa 80’e satılır ki lap diye de satarsınız aynı temizlikte kullandıysanız, ve üstüne 70 daha koyup artık başlarsınız yavaş yavaş..

pentax uyumlu modeller listesini de şöyle verelim:

chinon

* ce-4, ce-4s, ca-4, cm-4
* ce-5, cg-5, cm-5, cp-5
* cp-6, cp-x
* cp-7m, cm-7
* cp-9af

cosina
* c1, c1s
* cs-2, cs-3
* ct-10, ct-1a, ct-20, ct-7, ct-1g, ct-9
* ce-4, ce-4s, ce-5

vivitar
* v4000
* v3800n
* v3000n
* v3000s
* v2000
* xv1 (rebadged cosina ct-1)
* xv20 (rebadged cosina ct-20)

ricoh
* kr-5, kr-5 super, kr-5 super ıı, kr-5 ııı, kr-10, kr-10 super, kr-30sp
* xr-1, xr-1s, xr-2, xr-2s, xr-500, xr500 auto, xr-6, xr-7, xr-10, xr-p, xr-20sp, xr-solar, xr-m, xr-f, xr-p, xr-s, xr-x, xr-x 3pf

analog alacağım neye dikkat edeyim sorusunu ise 10 madde ile cevaplayalım

analog alacaksınız ama ne yapacağınızı bilmiyorsunuz, soracak kimse yok, uzaklardasınız, neresine bakılır nereden sorun verir, kazıklandınız mı, o lens önceden de mi öyle tutukluk yapıyordu yoksa sonradan mı oldu ki gibi sorulara cevap verelim madem. buyurun efendim analog alırken dikkat edilecek noktalar. yine bildiklerinizi unutun. “ama arkadaş diyor ki..” diye girişecekseniz en baştan o arkadaşla alın hiç bize bulaşmayın. makinayı elinize aldınız. sırayla başlıyoruz:

ha öncesinde yüzeysel olarak, enstantene perde hızıdır. makinanın üst tarafından ayarlanır çoğunlukla. 1’den de başlayabilir 8-16-30-60-125-250-500-1000 diye devam eder. o enstantene. perde hızı. ne kadar düşüğe alırsan perde o kadar yavaş kapanır. ne kadar yüksek değere alırsan perde o kadar hızlı kapanır.

diyafram da lens kısıklığı diyelim. genelde 2den başlar 2-2.8-4-5.6-8-11-16-22 dir. genelde lensin üstünde olur. bunun değerini azalttığınızda diyafram bıçakları açılır, değeri arttırdığınızda lens içindeki bıçaklar kapanır. şimdi girelim.

1. lens’e bakmak

lens’i sök. ışığa tutup çizik var mı bak. mutlaka vardır baban yaşında o lens ince çiziklere takılma öyle çok tozlu mu, deli bir çizik var mı diye bak.

sonra lensin üstündeki diyaframı çevir. bazı lenslerde o diyaframı çevirdiğinde içindeki bıçaklar açılıp kapanmaz, o zaman lensin arkasında bir demir vardır hareket eden. diyaframı 16’ya al o demiri hareket ettir, bıçaklar sen o demiri hareket ettirdikçe hareket eder. şimdi elini o demirde sabit tut ve lensin üstündeki diyafram halkasını en düşükten en yükseğe çevir. yavaş yavaş bıçaklar kapanacaktır sen çevirdikçe. burada önemli nokta şu. 2 den 2.8 e geldiğinde kapandı 4 e gelirken yine kapandı ama mesela 8 den sonra kapanmıyor tepki yok. hemen o lensi aldığın yere bırak çayını içip kalk ve git. yine aynı şekilde mesela 16 dan 11 e aldın bıçaklar oynadı kapandı azcık. 8 e aldın azcık daha kapandı derken 2.8 e geldin tepki yok. 2 ye indirdin yine tepki yok. “ağabeycim diyaframda sorun var” diyip makinadan uzaklaş ya da başka bir lens iste.

yeni lensi verdi. her şey tamam. lensi yerine oturt. çıkart. yine oturt. bir bak yerinde oynuyor mu? çok mu sıkışıyor, gevşek mi diye. ardından vizörden bakıp bir netle. netleme halkası boşa dönüyor mu? takılma yapıyor mu? zoom’lu ise zoom’u bir ittir ya da çevir. zaten anlarsın takılıp takılmadığını boşluk olup olmadığını. tamamsan karşımızdakini de çileden çıkartmamak lazım devam edelim.

2. perdeye bakmak

makinanın arka kapağını aç. makinanın üstünden enstanteneyi en düşükten en yükseğe getir hepsinde tek tek fotoğraf çek ve perdeye bak. mesela bazen en düşük ayarda geç kapanır. bazen hiç kapanmaz. sorunu anlarsın zaten. perde takılıyorsa kesinlikle uzak dur. bak 40 liralardan başlıyor 100 liralara kadar gidiyor onu yaptırmak bulaşma. enstanteneyi “b” modeuna alıp bir de öyle çek. perde takılmıyorsa sorun yoktur. devam edelim.

4. aynaya bakmak – vizöre bakmak – vizör ayna arası o buzlu gibi olan cama bakmak (harbi adı ne lan onun?)

“b” moduna alıp deklanşöre basın. bırakmayın basılı kalsın. ayna da havada kalacak biraz bakın hmmm.. falan diyin iyidir hmm demek her zaman için. sonra tek tek yine en düşükten en yükseğe enstanteneyi çevirip ayna vuruşuna bakın. ayna takılı kalıyorsa atın gitsin. son günlerde ayna şikayeti çok geliyor yapımı 30-80 lira arası değişiyor hiç bulaşmamak lazım. perde atıyor ayna atmıyorsa ya da atıp, perde kandığı halde ayna takılı kalıyorsa çayınızı içip kolay gelsin deyip kalkın oradan.

vizör’de leke olabilir, ayna’da leke olabilir, o ara (aynanın kapanırken çarptığı içteki cam) camda leke olabilir. sorun yok fotoğrafı etkilemez onlar. gözünüzü yormuyorsa makine sağlamsa takılmayın öyle şeylere. vizör’de genelde akıntı pas olur çünkü tam ortasından sarı çizgiler geçer (özellikle zenitte çok oluyor) iyidir onlar sorun olmaz fiyatta 5-10 lira daha indirim yaptırtır ((:,

5. arka kapağa bakmak

arka kapağı demin açtınız kapattınız ama yine açın bir bakın tam oturuyor mu? o yanlarındaki süngerler ayvayı yemiş mi? yemişse ışık sızdırır. kapak yamuk olabilir insan gibi kapanmıyorsa ışık sızdırır aman dikkat. tık der kapanır. tık der açılır arka kapak. öyle zorlama olmamalı. tık. tık. hepsi bu.

6. pozmetre’ye bakmak

vizör’den baktınız, deklanşöre biraz bastınız içeride bir ışık demeti ya da bazen ukarı aşağı ibre falan olur. şimdi aynı yerde sabit kalın bakmaya devam edin ve diyaframı bir tık oynatın. ibre ya da ışık ya da yanda diyelim enstanteye değerini gösteriyorsa o da bir tık oynamalı. sen diyaframı 16 ya doğru ittikçe o ibre ışık falan aşağı düşmeli, 2 ye doğru aldıkça yukarı çıkmalı. zenit gibi modeller için ise, üstte ışık yanıyorsa ışık çok demektir, altta ışık yanıyorsa ortamda ışık az demektir. ışık çoksa diyaframı 16 ya alın o ışık alta geçer ya da ortalar. ışık azsa diyaframı 2 ye alın o ışık yukarı geçer ya da ortalar.

ha diyafram sabitken enstantene ile de deneyin aynı şeyi. ve yine aynı şeyi varsa asa ayarı ile de dene. asa 100 deyken ve 1600 deylen ki farka bak.

çalışıyorsa tamamdır. çalışmıyorsa pil taktırın, sorun, bir açıklama bekleyin ama gözünüz vizördeyken hmmm.. diyin. hımmm önemlidir.

8. kıçına başına sağına soluna bakmak

makine bir bütündür. oynayan parça olmamalı (enstantene düğmesi falan oynar belki. o değil makine bütünü olarak) altta tripod takılacak yerde oynama var mı? (genelde zenitte oynar. mümkünse oynamasın akıllı olsun o parça) arka kapak kapalıyken kayma oynama var mı falan fişmekan.

9. sarma koluna bakmak

arka kapağı açın. sarma kolunu çevirirken tam kolun altındaki kısımda film saran dişliler de oynar. parmağınızla azcık bastırın bakalım tutuyor mu yoksa sarma kolu oynarken o dişli sabit mi kalıyor. sabit kalıyorsa atın gitsin tedavisi olmaz onun. sarma kolu hiçbir zaman boşa dönmeyecek o dişliyi çevirecek.

10. satıcıya mutlaka soru sormak

her şey tamam bile olsa satıcıya sor. bir de o yapsın. mesela çevirdin sarma kolunu, perdeler normal normal kapandı sorun yok. “abi bunun normal hızı bu demi ya çok hızlı gibi değil mi sankim?” diye götünden bir soru salla. “yok yahu” diyip bir de o denesin tün değerlerde “bak böyle işte normal hızı işte” desin. sen yine “hmmm..” demeyi ihmal etme.

diyaframı çevirirken sorun yok ama yine de “ abi 4den 5.6 ya geçerken takılıyor mu bu atmıyor gibi sanki çevirdiğim halde baksana” diye sor. “alla alla dur bakayım” deyip bir de o baksın. çevirsin “yok yahu atıyor bak işte” derken sen yine “hımmm..” demeyi ihmal etme.

“bu arka kapak oynuyor gibi ışık sızdırmaz değil mi?” diye sor ve “hmmm..” de. bunlar hep önemli şeyler. bildiğini anlasın. nereye baktığını bilsin. terlerse en baştan bir daha uygula 9 maddeyi. ha ama adamın canını da çok sıkma alacağın 200 liralık en az 20 yıllık bir makine yani bunun için de insan çileden çıkartılmaz. uslu alıcı ol((:,

daha fazlası için de şöyle güzide bir grup var bakılabilecek.

(bkz: ahan da fotoğraf)