Aşık Olduğu Kıza Bir Türlü Açılma Fırsatı Bulamayan Gencin Sürpriz Sonla Biten Tatlı Hikayesi

Çocukluk aşkı anıları hep çok tatlıdır ama bu normal bir aşk hikayesine göre bir tık fazla atraksiyonlu.
Aşık Olduğu Kıza Bir Türlü Açılma Fırsatı Bulamayan Gencin Sürpriz Sonla Biten Tatlı Hikayesi
iStock


sene 90'lar falan. lise 1'deyim. bir anadolu şehrinin minnak ama sevimli bir ilçesindeyiz. 1 tane anadolu lisesi var ilçede. o zamanlar anadolu lisesi efsane bir yer. şimdiki gibi toplu konut gibi okullar değiller.

o zamanlar yakışıklı ama aynı zamanda da çok utangaç biriyim. sarı saçlıyım ve koskoca ilçede benim yaşlarımda sarı saçlı 2, bilemedin 3 kişi vardır.

bir gün bir kız görürüm bizim yazlıkta. misafir olarak gelmişler. adı zeynep. bizim yazlıktan değiller. kızı bir görsen tolkien kitaplarında tasvir edilen orman elfleri gibi. sapsarı saçlar, benden de uzun boy, yemyeşil gözler. kızı sitede ilk ben gördüm o da benden etkilendi belli ama ben kızla konuşmaya cesaret edemeyecek kadar utangaç olduğum için ilk adımı o atmak zorunda kaldı. neyse 2-3 cümle muhabbet ettik ama alakasız bir durumdayız yani. apartman kapısının önünde hiç tanımadığım dibimi düşürecek kadar güzel bir kız beni sorguya çekiyor resmen. okuduğumuz okulları falan öğrendik. o orta 3'te benden bir yaş küçük ve bizim ilçedeki tek özel okulda okuyor.

neyse biz ayrıldık orada ve muhabbetimiz bitti. telefon internet msn icq filan yok tabii o zamanlar.

neyse bir gün bizim okulun kız basketbol takımının maçını izlemeye kapalı spor salonuna erken gidiyorum. bir de ne göreyim. bizim kızların rakibi bu zeyneplerin okulu ve zeynep sahada ısınıyor. ananı avradını beni alıyor bir heyecan. zeynep'in kankalarından biri bizim okul takımındaki kızlardan biriyle maçtan önce çok samimi görünüyor ki o kız bizim sınıfta. kız çirkin ama inanılmaz çok tanıdığı olan bir kız.

neyse ben diyorum maçtan önce rakipte konuştuğun kızın adı neydi. ceren diyor. aha tamam ilk adımı atıyorum. ceren zeynep'in kankası. diyorum sen beni cerenle tanıştıracaksın. direk zeynep'e yürüyemeyecek kadar korkağım hala. kızın karşısında bildiğin heyecanlanıyorum.

neyse cerenle bir hafta içinde tanıştırılıyorum. hiç lafı uzatmadan direk ben zeynep'e vuruldum tanışmam lazım diyorum. ceren de çok güzel ve inanılmaz efendi bir kız. çok da kültürlü bir ailesi var. neyse ceren tabii olur diyor. hatta diyor ki o da senden hoşlanmış bence çünkü yaz tatilinde seninle tanıştığını 3-5 defa anlattı bize. ulan heyecandan ölecem. cerenle biraz muhabbeti ilerletiyoruz ev telefon numaramı veriyorum o da bana kendininkini veriyor.

2-3 hafta bir daha ceren'le muhabbetim olmuyor.

bir gün okul çıkışında tek başıma yürürken arkamdan bir ses duyuyorum. "bu mu lan o it" diyor ses. arkama dönme zahmetinde bile bulunmuyorum ama 2 sn içinde hayvan gibi üstüme atlayan 7-8 tane erkek beni yere yatırıp hırpalıyorlar bir iki vuruyorlar. o esnada bir cılız ses geliyor "yok abi dur dur bu değilmiş vurmayın tamam yanlış oldu". neyse kaldırıyor bunlar beni özür diliyorlar. başlarında bizden yaşça büyük biri var. "kusura bakma kardeş biz seni başkası sandık ondan daldık hakkını helal et. sana sataşan biri olursa cantaş kafedeyim adım irfan beni bul" diyor.

ulan ne olduğunu bile anlamadan linç edilmenin ucundan dönüp serserilerle kanka oluyorum bir de.

eve gidiyorum başım zonkluyor. erken uyuyorum. bir müddet sonra bir telefon sesi geliyor. ev telefonu acı acı çalıyor. normalde hep ben bakarım ama yediğim dayak yüzünden başım ağrıdığı için yataktan çıkasım yok annem açıyor. 10 saniye sonra bir saniye çağırayım diyor annem ve bana sesleniyor. telefona yürüyorum yavaş yavaş ve annemin yüzünde salak bir gülümseme var. alo diyorum bir kız sesi geliyor. aha kalbim duracak hayatımda ilk defa evi bir kız aramış, arayan ceren. naber nasılsın faslından sonra ceren diyor ki benim doğum günüm var gelecek hafta cuma zeynep de gelecek sen de gel. seninle tanıştığımı anlattım her şey ayarlandı sen sadece formaliteden bir açılacaksın o da sana karşı boş değilmiş dedi. lan kalbim duracak bende baş ağrısı filan kalmadı.

neyse zaman geçmiyor bir türlü cuma gelmiyor. derken cumaya bir gün kala perşembe günü okuldan çıkıp yine tek başıma yürüyorum eve doğru. yolda 20-25 mt. ilerimde kapkara zayıf ama serseri tipli adamlar var. sırf baktığın için dayak yiyebileceğin tipler. neyse bunlar beni durduruyor. içlerinden biri bıçak çıkarıyor, şu kelebek gibi olanlardan. kalp atışlarım hızlanıyor diyorum yine beni biriyle karıştırdılar herhalde çünkü hayatım o kadar silik ki biri beni dövmek için bile hatırlayamaz o derece insanların hayatında yer etmemişimdir.

içlerinden en kabadayısı diyor ki sen zeynep'in yeni sevgilisi misin? diyorum yok abi ne zeynep'i zeynep kim. ben ceren'e aşığım onun doğum gününe gidecem. ceren'in de sevgilisi yok bu arada. bu yalanın beni kurtaracağını umuyorum. adam tam ikna olmuyor. adın ne lan senin it diyor bana. tuna diyorum ki adımın tuna ile yakından uzaktan alakası yok. ceren'i nereden tanıyon lan sen diyor yanındakilerden biri, o da ceren'e aşık herhalde amk bu sefer ceren yüzünden dayak yiyecez olay boka sarmaya başlıyor. neyse biraz muhabbet edip tansiyonu düşürdükçe çocuk bana açılıyor. zeynep'i çok sevdiğini, tam cesaretini toplayıp açıldığında zeynep'in bizim okulda sevgilisi olduğunu söylediğini anlatıyor. diyorum zeynep'i tanıyan iki kişi var bizim okulda biri benim biri de okul çıkışında şu cantaş kafede çalışan irfan. ben olmadığıma göre kesin irfan'dır o. neyse yolluyorum bunları irfan'ın mekana. irfan'ı harcarlar bunlar bariz ben hem irfan'dan öcümü alacam hem de bu lavuklardan kurtulacam güya hesapta.

neyse bunlar irfan'ın mekana giderlerken ben hızlı adımlarla eve kaçıyorum çaktırmadan. ertesi gün ceren'in doğum günü var ben kafamdan zeynep için cümleler kuruyorum. ama bir yandan da zeynep'e açılırsam başımın belaya gireceğini düşünüp tırsıyorum. derken bir telefon geliyor bu sefer annemden önce ben açıyorum telefonu.

arayan ceren. sen ne yaptın diyor. ne yaptım amıma koyayım ben ağzıma sıçayım ne yaptım diye düşünüyorum. ceren sinirli. diyor ki sen muratgili dövmüşsün onlar nasıl adamlar haberin var mı tek başına 4 kişiyi dövmüşsün ama bu herifler yarın 50 kişi gelir bulur seni. ulan irfan tek başına bu dördünü indirmiş vay amk. ya bir yandan ceren'in sesinde inanılmaz bir saygı var çünkü murat dediği heriflerden korkmadığımı gösterip zeynep için dördüyle dövüşmüşüm bir yandan da yalanım ortaya çıkacak diye de korkuyorum.

neyse bir şey olmaz ya filan deyip geçiştirmeye çalışsam da ceren sen doğum günüme yarın gelme çünkü bu herifler yarın kesin zeynep'i takip ederler diye zeynep gelmeyecek diyor. haydaaaa.

sonra cerenle bir daha telefonda görüştüm. zeynep'in artık beni istemediğini, murat'ın yediği dayaktan sonra akıllanıp değiştiğini söyledi. ben göt gibi kaldım ortada.

bir müddet sonra utana sıkıla gittim irfan'ın çalıştığı kafeye. dedim abi geçenlerde kavga olmuş nedir olay. dedi ki dört tane lavuk geldi zeynep'i kimse benden fazla sevemez dedi sandalyeyi yiyince ağlayıp kaçtı. dedim abi niye dövdün adamları zeynep kim. kardeşim lan dedi zeynep. meğer irfan abinin kardeşinin adı da zeynep'miş ama tabii benim zeynep değil bambaşka bir zeynep. ortalık zeynep'ten geçilmiyor o vakitte.

sonuç olarak ben dünyanın en pısırık insanı iken tek başına sevdiği kız için 4 kişiyi döven kahraman oldum, zeynep ile murat çıkmaya başladı, ceren ile bir daha görüşemedim, irfan daha sonra üniversiteyi kazanıp şehir dışına okumaya gittiği için irtibatımız koptu.

15 Yaşındayken Ülkü Ocağının Önemli Bir Kademesine Yanlışlıkla Atanan Gencin Yaran Hikayesi