Aşkı Anlatan Gelmiş Geçmiş En İyi Film Replikleri

Bazı filmlerde öyle anlar oluyor ki; bir kitap dolusu yazıyla tarif edilemeyecek aşk, bir iki replikle inanılmaz bir şekilde anlatılabiliyor.

(bkz: forrest gump)

jenny: - çok korktun mu?

forrest: - bilmiyorum.ama bazen yağmur diner gökyüzü açılırdı.gökyüzü milyonlarca yıldızla dolardı.ya da dağdaki gölde gökyüzü iki katmış gibi görünürdü.çölde güneş doğarken yeryüzünün nerde başlayıp nerde bittiğini anlayamazdım

jenny: - keşke ben de orada olsaydım

forrest: - oradaydın ...

- kolyeni bende unutmuşsun, akşam gel al.

+ yangında düşürdüm sanıyordum. 

- yangın sayılır.

(bkz: ağır roman)

haydar: 

"sıfır bir değer değildir. bir sayı bile degildir. ancak başka bir sayının yanına gelince değer yaratır, tıpkı sevda gibi. sevdanın da tek başına değeri yok. ille de biri olmalı. sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır. sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür.

biri dese ki, "sevdamı al, kendine ekle, bir ömür ile çarp, sonra sonsuza eşitle". yine değeri sıfır mı olur senin için?"

evet (bkz: yedi numara)

"şimdi o gidiyor ya. ikiden bir çıkınca ne kalır bir kalır değil mi? öyle değilmiş işte, yarım kalıyormuşsun."

(bkz: leyla ile mecnun)

yusuf, olcay'a şöyle der;

" bir şeylerin yerine birbirimizi koyduk. birbirimiz kadar değerli şeylerin yerine. olmadı. artık şimdi kimse sığmaz oraya. şimdi seni düşünmemeyi öğreniyorum. yine de sen iyi misin? "

(bkz: yeditepe istanbul)

" beni hapiste vurdular ölmedim. hastalandım bi ciğerimi orda bıraktım gene ölmedim, çok dövdüler beni kan kustum ama ölmedim, yaşadım, seni bir kez daha görebilmek için yaşadım.''

(bkz: eşkiya)

yazılmamış hayret;

"after all this time?"
"always"

Severus Snape

kapının önünde durup düşündüm. dedim bekir, bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü. bu sefer de geçersen bir daha geri dönemezsin, iyi düşün dedim. düşündüm, düşündüm. ama olmadı. dönemedim. sonra bak oğlum dedim kendi kendime. yolu yok çekeceksin, isyan etmenin faydası yok. kaderin böyle. yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi.

(bkz: kader)

(bkz: zeki demirkubuz)

"asiye ben seninle karşılaşacağımı bilseydim, başka türlü yetiştirirdim kendimi"

(bkz: sultan makamı)

hayatta sadece dört değerli soru vardır;
kutsal nedir,
ruh neden yapılmıştır,
uğrunda yaşamaya değen şey nedir,
uğrunda ölmeye değen şey nedir?

hepsinin cevabı aynı: sadece aşk.

(bkz: don juan demarco)

mathilda: leon, i think i'm kinda falling in love with you.
it's the first time for me, you know? 

leon: how do you know it's love if you've never been in love before? 

mathilda: 'cause i feel it. 

leon: where? 

mathilda: in my stomach. it's all warm. i always had a knot there and now... it's gone.

(bkz: leon)

+ onu gördüğünde rüzgar şarkı söylüyor mu? şalın ağır çekimde uçuşuyor mu? ay gözlerinde büyüyor mu?

– bu dediklerin filmlerde olur gerçekte değil!

+ gerçek hayatta da olur; ama bir insanı sevdiğinde, bir dümbeleği değil.

(bkz: 3 idiots)

(bkz: bana masal anlatma)

öyle bi kız ki, çocukluğumum bayram sabahları gibi. insan gözlerine bakarak nasıl söyler sevdiğini?

selvi boylum al yazmalım filminden seçmeler..

sevgi neydi,sevgi iyilikti,dostluktu...sevgi emekti.

durursam bi daha kurtulamam.
ziyanı yok gülüşü yeter bize.
yüreğim kaydıysa günah mı?
çamura saplansam yardıma gelir misin?
elini tuttum sıcacıktı,yüreği elimdeymiş gibi...
elinden tutuversem benimle gelir mi?
seninim işte,alıp götürsene beni.

poyraz'ın oğlu sinan'a anlatırken kullandığı replik olabilir:

''aşk dediğin aslında nedir biliyor musun; ağzının ortasına bir tane yumruk yersin, kan tükürürsün, sonra bir tane daha yersin yine kan tükürürsün. canın yanar söyleyemezsin, söylesen canın yanar, anlatsan anlamazlar. çeken bilir yani. üstelik en kötü tarafı da ne biliyor musun; bu bir insanın başına gelebilecek en güzel şeydir."

(bkz: poyraz karayel)

" tavşanlı linyit spor kütahyalı bir çocuk için neyi ifade ediyorsa feride yengen de benim için onu ifade ediyor yavrum "

(bkz: işler güçler)

daha nasıl ifade edilebilir ki be

ilsa: sana iki kelimelik, sonunu bilmediğim bir hikaye anlatayım mı?
rick: evet
ilsa: seni seviyorum

(bkz: casablanca)