Astrolojiden Psikanalize, Kanıtlanamayan İnanışların Bilimsel Adı: Pseudoscience

"Sözdebilim" olarak çevirebileceğimiz Pseudoscience, hayatımızda fazla sorgulanmadan inanılan çoğu şeye verilen genel isim. Etkilerini incelemek ise dünyayı daha farklı bir şekilde algılamanızı sağlayabilir.
Astrolojiden Psikanalize, Kanıtlanamayan İnanışların Bilimsel Adı: Pseudoscience


önce derin bir nefes alıp türkçe'ye "sözdebilim" olarak çevirelim. idare edin.

- sözdebilimi belirleyen özelliklerden biri, savunucularının bilim olarak pazarlamasıdır. yaratılışçılık bu konuda güzel bir örnek (yaratılış bilimi).

- bilim-dışı bilgi üretme aktiviteleri sözdebilim olarak adlandırılamaz. sözdebilimin özelliklerinden biri bilim olma iddiası taşımasıdır, dolayısıyla bilimsel olma iddiası taşımayan aktivitelere/disiplinlere sözdebilim demek hatalı olur. aynı şey "kötü bilim" için de geçerli: bir araştırma programı temelsiz, desteksiz, vs. olabilir, ama bu onu sözdebilim yapmaya yetmez (bkz: frenoloji).

- sözdebilim, güncel bilime aykırı savlar ortaya sürmesiyle kendini belli eder.

- yanlışlanabilirlik ilkesi bilimle sözdebilimi ayırmak için yeterli değil. bu ilkeyle savları değerlendirdiğimizde kritik nokta savın doğru-yanlış olması değil, "yanlış-lanabilir" olmasıdır. dolayısıyla yanlışlanabilir her önerme testi geçer. sözdebilimsel savların çoğu da pratikte yanlışlanabilir savlardır. örneğin "merkür'ün etkisi sebebiyle yarın saat 13:02'den önce fıtık ameliyatına girecekler tahtalıköyü boylayacaktır" desem, bu yanlışalanabilir bir sav olur. sözdebilimsel olmayıp yanlışlanamayan hipotezlerin yanında, sözdebilimsel olup yanlışlanabilir hipotezler kolaylıkla bulunabilir. yanlışlanabilirlik ilkesi bilimle sözdebilimi ayırırken bize ancak bir yere kadar yardımcı olabiliyor.

- genel bir aşağılama terimi olarak kullanmaktan kaçınmakta fayda var.


Pseudoscience'ın en bilinen örnekleri

(bkz: astroloji) - en çok kabul gören ve ilgi çeken yalancı bilim budur sanırım.
(bkz: alternatif tıp) - o değilse bu.
(bkz: ufoloji) - ya da bu.
(bkz: kriptozooloji) - varlığı tartışmalı hayvanları inceleyen bilim.
(bkz: psikoanaliz) - bildiğin freud.
(bkz: yaratılışçılık)
(bkz: levitasyon)
(bkz: telepati)
(bkz: telekinezi)
(bkz: hayalet avcılığı)
(bkz: medyumluk)
(bkz: kehanet)
(bkz: palmistry) - el okuma, el falı.
(bkz: grafoloji)
(bkz: hipnoz)
(bkz: parapsikoloji)
(bkz: poligrafi) - yalan dedektörleri falan.

Psikanalizin babası Sigmund Freud.

sözde bilimin yedi belirtisi

yazan: dr.robert l. park
çev: andrew

amerikan ulusal havacılık ve uzay dairesi, her testi başarısız olmuş ve doğanın en temel yasalarını ihlal etmiş olsa da karanlık bir rus bilim adamının antigravite makinesine bir milyon dolara yakın yatırım yapabiliyor. patent ve marka ofisi yakın geçmişte bir vakumdan gelen serbest enerjiyi kapmak için geliştirilmiş, fiziksel olarak imkansız bir hareketsiz elektromanyetik jeneratör için 6362718 numaralı patenti yayınlayabiliyor. ve büyük bir enerji şirketleri grubu güney kutbu'nun güneyinde bir bölge keşfetmeğe eşdeğer biçimde taban durumundaki hidrojen atomlarının daha alt seviyeye indirgenerek enerji üretilmesi üzerine bir plan için onlarca milyon dolarını batırabiliyor.

ne yazık ki arkasında herhangi bir bilim adamının kefil olarak bulunmayacağı kadar saçma bir bilimsel iddia var olmamıştır. bazı saf kişi veya şirketlerin çok parasına malolan bu tür iddiaların çoğu mahkemeyi boylamaktadır. peki jüriler bunları nasıl değerlendirecektir?

1993 yılından önceki davalarda jüriler bilimsel iddiaların geçerliliğine genellikle sadece daha inandırıcı bulduğu bilirkişinin sözlerine dayanarak karar vermekteydiler. uzman tanıklığı genellikle az veya hiç destekleyici delil bulunmayan çoğu kez çarpıtılmış bir teorik spekülasyondan ibaretti. jüri kimlik bilgilerini değerlendiremediği uzmanlar tarafından sunulan teknik bir laf kalablığı tarafından allak bullak edilirdi.


işler 1993 yılında, üst mahkeme'nin daubert ailesi'nin, merrell dow pharmaceuticals inc. aleyhine açtığı davaya ilişkin dönüm noktası niteliğindeki kararı ile değişmeye başladı. dava, gıda ve ilaç idaresi tarafından onaylanmış tek hamilelikte sabah bulantısı ilacı olan "bendectin" üzerineydi. davaya kadar milyonlarca kadın tarafından kullanılır olmuştu ve 30'dan fazla yayınlanmış çalışmada doğum kusurlarına neden olduğuna dair hiçbir kanıt bulunamamıştı. ancak sekiz sözde uzman, daubert ailesi'nden gelen bir ücret karşılığında, bendectin gerçekten doğum kusurlarına neden olabileceğine dair tanıklık etmeye istekli görünüyorlardı.

üst mahkeme bu nevi tanıklıkların, destekleyici kanıtların yetersizliğinden dolayı inandırıcılıktan uzak olmalarına dayalı olarak federal yargıçların, bilimsel gibi görünen saçmalıklara dayalı tanıklıkları ayıklamak adına jürileri denetlemekle yükümlü olduklarına hükmetti. üst mahkeme aynı zamanda yargıçların bilim adamı olmadıkları gerçeğinden hareketle bu denetleme yükümlülüklerinin gereği olan yöntemleri geliştirmenin yollarını araştırmaları gerektiğine de hükmetmekteydi.

yüksek mahkeme reisi stephen g. breyer duruşma hakimlerini kendilerine yardım etmek için bağımsız uzmanlar atamalarını teşvik etti. breyer, mahkemelerin tartışmalı bilimsel tanıklıkları önizlemek ve jürinin buna maruz bırakılıp bırakılamayacağının tespiti konusunda bir yargıca tavsiye verebilecek nötr uzmanları tespit etmek hususunda ulusal bilimler akademisi ve amerikan bilimi geliştirme derneği gibi bilimsel kuruluşlara başvurulabileceğini de kaydetti. hakimler hala daubert kararı uyarınca sorumluluklarını yerine getirmek hususunda endişeler taşımaktadırlar ve bunların bir grubu şüpheli bilimsel iddiaların nasıl tespit edilebileceği konusunda benden görüş istediler.

Stephen G. Breyer

ben de federal yargıçların bilimsel safsatayı algılamasına yardımcı olmak için uyarı işaretleri bulmak adına bir liste yapmaya başladım. ama listem oluştukça, giderek teknolojikleşen toplumumuzda, voodoo ile gerçek bilimi ayırdetmenin her vatandaşın geliştirmesi gereken bir beceri olduğunu fark ettim.

uyarı işaretleri nelerdir? rasyonel bilimsel söylemin sınırları dışında kaldığını düşündüğüm bilimsel görünümlü iddiaların tespiti için yedi belirti tespit ettim. tabii ki, bunlar sadece "belirti" niteliğinde olup birkaçını bile doğrular görünmekle birlikte tamamen meşru olan bilimsel iddialar da bulunabiliyor:

işte liste

1. sözde mucit buluşunu doğrudan medya önünde açıklar

bilimin bütünlüğü, gerçek bilim adamlarının yeni fikirler ve bulgularını diğer bilim adamlarının sınaması için ortaya sunmaya istekli oluşları ile korunmaktadır.

böylece, bilim adamları, kendi meslektaşlarının yeni bulgular ortaya çıkarmaları durumunda önce kendileri ile paylaşmalarını beklerler. kendi bilimsel akranlarının değerlendirme yapmasına olanak vermedenen doğrudan medya yoluyla halka sunum biçiminde bir bypass girişimi, diğer bilim insanlarının yakın bir sınama yapsına imkan bırakmaz.

bunun meşhur bir örneği. utah üniversitesi'nden, b. stanley pons ve martin fleischmann adlı iki bilim adamı'nın 1989 yılında soğuk füzyonu (maliyetsiz ve tehlikesiz nükleer füzyon üretme metodu) buldukları yönündeki iddialarıdır. oysa ikilli bir basın toplantısında raporlarını okuyuncaya kadar dünyadaki diğer bilim adamlarının iddia konusunda hiç bir bilgileri bulunmuyordu.
(bkz: #5030393)

dahası, duyuru daha ziyade büyük ölçüde keşfin ekonomik potansiyelini ele almakta olup, diğer bilim adamlarına iddianın gücünü yargılamak ya da deneyi tekrarlamak için etkin detayları sağlamaktan yoksun görünüyordu. (ian wilmut'un "başarılı bir şekilde koyun klonlamış" olduğu konusundaki açıklamasının da pons ve fleischmann iddiası kadar halka açık olduğuna dikkat çekmek gerekir. fakat klonlama söz konusu olduğunda, bilimin, eserin geçerliliğini değerlendirmesine izin verecek bol bol ayrıntı bulunmaktaydı.)

bazı bilimsel iddialar basına bile inceleme imkanı bırakmaksızın doğrudan ticari reklamlarda görünmektedirler. örneğin bir sağlık-gıda şirketinin tam sayfa gazete ilanları ile pazarladığı "o vitamini" denilen besin takviyesinin sıradan tuzlu olduğu ortaya çıkmıştır.

2. mucit güçlü bir kuruluşun onun çalışmalarını hasır altı etmek için çalıştığını söylemektedir

burada toplumda servet ve güç dengelerini bozabilecek nitelikte bir buluşun, kamuyla paylaşılmasını engellemek için hiçbir şeyden kaçınmayacak bir kurumun var olduğu üzerine bir komplo iddiası bulunmaktadır. mucit genellikle, sanayi ve hükümeti de içeren daha büyük bir komplonun parçası olarak "ana bilimi" suçlar. örneğin, petrol şirketlerinin su ile çalışan bir otomobilin icadını sabote etmekte olduklarına ilişkin bir iddia, böylesi bir buluşun bir balondan ibaret olduğunun kesin bir işaretidir. yine örneğin "soğuk füzyon" hadisesinde, pons ve fleischmann kendi soğuk füzyon çalışmalarının, sıcak füzyon taraftarı fizikçiler tarafından sabote edilmeye çalışıldığını iddia etmeye çalışmışlardı.

3. buluşla ilgili bilimsel etki belli belirsizdir

ne yazık ki, bir uçan daire veya loch ness canavarının asla net bir fotoğrafını göremedik. hemen tüm bilimsel ölçümlerde arka plan gürültü veya istatistiksel dalgalanma düzeyi zorludur. ama eğer, sinyal-gürültü oranı geliştirilemez durumda ise prensipte etkisi de muhtemelen gerçek değildir ve çalışma bilim değildir.

örneğin, para-psikoloji alanında yayınlanan binlerce bildiri telepati, psikokinezi veya önsezilerin doğrulanmış örneklerini rapor ettikleri iddiası taşır. ama bu etkiler, sadece çarpıtılmış istatistiksel analizleri göstermekle kalırlar. araştırmacıların sinyali artırmak için hiçbir yöntem bulamadıklarına bakarak sinyalin gerçekten orada olmadığını da söyleyebilirsiniz.

4. bir keşif için kanıt olarak sunulanlar "anekdot"tan ibarettir

modern bilim son yüzyılda bir şeyler şey öğrendiyse, bunların başında anekdotların kanıt olarak kabul edilemeyeceği gelir. anekdotlar çok güçlü bir duygusal etkiye sahip olduğundan, bunlar bilim çağında "batıl inançları" hayatta tutmak için hizmet vermektedir. oysa modern tıbbın en önemli buluşu aşılar veya antibiyotikler değil, bize neyin işe yarayıp neyin yaramadığını kesin biçimde bilmek imkanı veren tesadüfi "çift kör" bir testleridir. başka değişle "bilimsel veri datası" denen şey "anekdot"un çoğulu değildir.

5. mucit, bir inancın, yüzyıllara dayandığı için güvenilir olduğunu söylemektedir

insanlığın kanın vücutta dolaşımda olduğunu ya da hastalıkları mikropların yaptığını öğrenmesinden yüzlerce, hatta binlerce yıl önce, atalarımızın modern bilimin anlayamayacağı mucizevi ilaçlara sahip buluduğuna dair kalıcı bir efsane vardır. "alternatif tıp" denilen çoğu şey bu efsanenin bir parçasıdır.

oysa yeniden keşfedilen veya paketlenen eski halk bilgeliğini modern bilimsel laboratuvarların bulgularına eşit saymak mümkün değildir.

6. mucit buluşunu yaparken inzivadadır

bir tavanarası laboratuvarında gizlilik içinde mücadele veren ve savaşını, devrimci bir atılım yaparak zaferle biten yalnız dahi imajı, hollywood'un bilim-kurgu filmlerinin tipik bir temasıdır ama gerçek hayatta örneklerini bulmak zordur. bilimsel devrimler günümüzde hemen hemen her zaman birçok bilim adamlarının çalışmalarının bir sentezidir.

7. mucit, bir gözlemini açıklamak için yeni doğa yasaları ileri sürmektedir

bazı olağanüstü sonucu açıklamak için kullanılan yeni bir doğa kanunu, hali hazırda bilinenlerle ile çatışmamalıdır. bir gözlemi kanıtlamak adına doğanın mevcut kanunlarını değiştirmek gerekiyorsa, yeni ileri sürülen yasa neredeyse kesinlikle yanlıştır.

http://www.quackwatch.org/…relatedtopics/signs.html

arthur c. clarke ve stephen hawking ile beraber katıldığı bir televizyon programında, carl sagan'a, astronomi ve teorik fizik alanındaki ilerlemelerin astrologların işini ellerinden alıp alamayacağı sorulduğunda carl sagan; "hiçbir şey astrologların işini ellerinden alamaz" diyor.

Carl Sagan

doğal afetlerin ertesinde meydana çıkan astrologların, ufologların, yüzeye çıkıp ilgi toplayan buna benzer disiplinlerin temel işlevini istismar olarak görmek, bir tür entelektüel tembelliktir. böyle söyleyerek konuyu kapatamayız zira bu disiplinler, eriştikleri insanlara talep ettikleri bir şey sunuyorlar. karşılığında ne veriyorlar, ödedikleri bedelin fazlasıyla kıymetli olduğunu varsayıp uslama becerisinden vazgeçtiklerini öne sürebiliriz ancak doğal afetler gibi büyük meselelerde uslama becerisi insanların işine zaten yaramıyor. oysa safsata bilimin vaadettikleri, bir açıklamadan ve kafa rahatlığından fazlası da olabilir, safsata bilim, uslama becerisi karşılığında insanlara gerçek bir şey vaadediyor. vaadettiklerini gerçekleştirme becerisi ise başka bir meseledir.

bilimin meselesi ise kendi başarıları ve inatçılığı ile safsata bilimi nasıl besleyip büyüttüğünü farkedebilmektir. zira bu bilim için, bir halkla ilişkiler başarısızlığından fazlasıdır. bilim, yüzeye çıktıkça safsatalaşıyor ve temel kaynakları ile bağları zayıflıyor. bilim, insanlığın geneline esin sağlayacak ise, bunu amaçlarını vurgulayarak değil soylu kaynaklarının farkına varıp onları dirilterek başarabilir.