Bazen Hayatta Yapılan En Büyük Hatalara Sebep Olabilen Zaaf: İnsanın Sevilme İhtiyacı

İnsanın sevgiye olan açlığı, en güçlü insandan en duygusuzuna kadar herkesin derinlerde bir yerde hissettiği bir durum. Bazen pişmanlıklar yaşatan sonuçları da olabilen bu durum neden kaynaklanıyor, bize neler yaptırıyor, bakalım.
Bazen Hayatta Yapılan En Büyük Hatalara Sebep Olabilen Zaaf: İnsanın Sevilme İhtiyacı
Kuzey Güney


hepimizin bir benlik algısı var, kimimizin düşük kimimizin yüksek ama diğerleri tarafından olumlu algılanmak, beğenilmek, sevilmek istiyoruz. bu yüzden de davranışlarımızı kontrol altında tutuyoruz ya da düzenliyoruz.

kendimizi sunarken de bazen stratejik davranarak, nasıl gözükmek ve algılanmak istiyorsak ona yönelik davranarak bir imaj oluşturmaya, algıyı yönetmeye çalışıyoruz. rol yapmadan, filtresiz olarak da ortada olmayı tercih edenlerimiz de vardır mutlaka ki ama genel olarak kendimizi sevdirme odaklıyız.

bu noktada da karşı tarafı etkileyeceğini düşündüğümüz davranış örüntülerini devreye sokuyoruz çoğu zaman.

bunu bazen karşı tarafı yücelterek yaparız. onda var olan ya da olmayan ama duymaktan hoşlanacağını düşündüğümüz şeyleri söyleriz. övgülere boğar, hayranlık ifade ederiz. ama karşı taraf bize inanmadı ise yaratmak istediğimiz olumlu izlenim tamamen ters tepebilir.
-yöneticinizin çok kötü gözüken yeni saç modeline gerçek dışı komplimanda bulunma ama bunda samimi olmadığınızın bariz olması gibi.


bazen kendimizi yücelterek yaparız. başarılarımızı ve yeteneklerimizi anlatırız. örnek insan izlenimi vermeyi de dahil edebiliriz bunun içine. erdemlerimizden, yaptığımız güzel işlerden, ne kadar iyi bir insan olduğumuzu gösterecek tavırlardan bahsederiz.
-öyle ya, kimse bir diğerine kişilik defolarını sunmaz bu aşamada. parlayabildiğimiz kadar parlarız, sahne bizim. hak yemeyiz, çalmayız, kötü davranmayız ve her zaman sıramızı bekleriz.

kimi zaman bağımlı kişilik gösteririz. karşı tarafa ihtiyacımız olduğunu ve ona bağlılığımızı ifade eder, bu şekilde bizi benimsemesini isteriz.
-patolojik ilişkiler de bu şekildedir. bir taraf gitmek ister, diğeri gitmesin ister. kendi bağlılığını karşı taraf onu sevsin diye kullanır, gidemesin diye.

her fikri onayladığımız olur. etkilemek istediğimiz kişinin inanç ve görüşlerini benimser ya da benimsemiş gibi yaparız bazen.
-tuğçe kazaz’ın her hoşlandığı adama göre din değiştirmesi bir örnek olabilir mi? bence uygun.


karşı tarafın bir diğerinden ne beklediğini analiz edip ona yönelik yönlerimizi parlatmaya çalışırız.
-her gece demet akalın dinleyip floydian platoniğinize adını ezberlediğiniz birkaç pink floyd şarkısından bahsetmeniz gibi.

insan zaaflarıyla, hatalarıyla, mazeretleriyle var. kabul etmek isteyelim ya da istemeyelim bazen kendimizi bunlarla da sunuyoruz. şefkat üzerinden prim yapmaya çalışan az insan yoktur değil mi?
-bazı yanlışlarım oldu evet aslında bunları ben yapmadım ki. ben bu yöne itildim, ben bunları yapmak zorunda kaldım, beni sevebilir misin? bu insanlar var, tanıyorsunuz onları.

insan kendini bazen seviyor, bazen sevmiyor, bazen sevmeye ama hep sevdirmeye çalışıyor. yalnız değiliz, kalabalıklar içindeyiz. ama o kalabalık içinde yitip gitmek istemiyoruz. bazı zaaflarımız o yüzden çok masum ve anlaşılabilir geliyor çoğu zaman.

abraham maslow klinik gözlemlerinden yola çıkıp insan davranışlarına yön veren temel gereksinimleri bir piramite benzeterek iki temel kategoride, toplamda ise 7 farklı başlıkta ele almıştır. ilk kategori insanların temel ihtiyaçlarıdır. bunlar, fizyolojik, güvenlik, sevgi, saygı. ikinci kategori ise üst düzey ihtiyaçlardır. bunlar, bilme anlama, estetik ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarıdır. sırasıyla tek tek ele alacak olursak:

1. fizyolojik ihtiyaçlar: piramitin en alt tabakasını oluşturan, nefes alma, yeme içme, uyuma vs. gibi hayati ihtiyaçlardır.

2. güvenlik ihtiyacı: kendisini ve sevdiklerini güvende hissedeceği istikrarlı istihdam sağlaması. finansal açıdan da fiziksel açıdan da kişinin kendisini güvende hissetmesi gerekmektedir. ayrıca sağlıklı kalmak yine bu ihtiyaç dahilinde ele alınmaktadır.


3. ait olma, sevme, sevilme ihtiyacı:
başlığımıza konu olan kişinin temel ihtiyacıdır. piramidin bu basamağında birey aidiyet duygusunu tatmin etmeli, değer verip değer görmelidir. dostluk, romantik bağlanma, ailesel bağların kuvveti yine bu ihtiyaç dahilindedir.

4. saygı ihtiyacı: ilk üç ihtiyaç tatmin olduktan sonra saygı ihtiyacı daha çok önem kazanmaktadır. başkalarınca benimsenip tanınmak başarılı olmak bu ihtiyaç içerisinde ele alınır. insanlar bu ihtiyaçlarını karşılamak için okula gider, spora gider, mesleki faaliyetlerde bulunurlar. burada kişi başarılarının farkedilmesini sağlarken başarısız olursa kendisini fakir ya da başarısız hissedebilir.

5. bilme anlama: temel ihtiyaçlardan sonra gelen, üst düzey ihtiyaçlardan ilkidir. kendi içinde olsun, toplumda olsun, çevresinde olsun, olayları daha iyi bilme ve anlama ihtiyacıdır.

6. estetik ihtiyaçlar: sanatı anlama, zevk alma, kendi yaratıcılığını kullanma, ihtiyacı estetik ihtiyaçtır.


7. kendini gerçekleştirme ihtiyacı:
ihtiyaçlar hiyerarşisinin en üst seviyesidir. kişinin potansiyelinin farkına vardığı, kendini ve çevresini olduğu gibi kabul ettiği, kendi üzerine değil, sorun üzerine yoğunlaştığı, hayata nesnel açıdan bakabildiği, çok değil az insanla derin, tatmin edici ilişkiler kurduğu basamaktır.

maslow'a göre kişi, sırasıyla bir kategorideki ihtiyacını tam olarak karşılayamadan bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine geçemez. açıklamasını ise "karnı aç olan bir bireye 5.sınıf bir çorba, 1. sınıf bir yağlı boya tablosundan daha değerli gelir." şeklinde örneklendirmiştir.

kendini gerçekleştirme insanın nihai ihtiyacıdır. piramidin bütün basamaklarını tek tek çıkmak gerekmektedir. bir ihtiyacı karşılamadan bir üst aşamaya gelinemeyeceği için insan, sevilme ihtiyacını karşılamadan saygı ihtiyacını, saygı ihtiyacını ve sonra gelen ihtiyaçlarını karşılamadan da kendini gerçekleştirme ihtiyacını tatmin edemez.