Bilincin Açık Olduğu Sırada Ruhun Bedenden Ayrıldığı Astral Seyahat Gerçekten Yapılabilir mi?

Uzun süredir bir tartışma konusu olmuş astral seyahat, bilinçaltının bir oyunundan mı ibaret yoksa böyle bir şey gerçekten var mı? Sözlük yazarları bu durumu her yönüyle incelemiş, bakalım.
Bilincin Açık Olduğu Sırada Ruhun Bedenden Ayrıldığı Astral Seyahat Gerçekten Yapılabilir mi?
iStock


Öncelikle astral seyahat deneyimi nasıl bir olay, neler hissettirir?

astral seyahati, bilmeden, uykumda yaptığımı sandığım, ruhun bedenden bir süre ayrılıp geri gelmesi hissi olarak tanımlayabilirim.

bir arkadaş beni ziyarete geldi. yatıya kalınca kendi yatağımı ona verdim. kendim için pencerenin önüne yer yatağı yaptım.

uyandım. susamışım. su içmek için mutfağa gitmem gerekiyor. sokak lambasının ışığı odaya düşüyor. oturma pozisyonuna doğruldum arkadaşa baktım. yan yatmış.yorganı da acaip bir şekilde kollarına dolamış uyuyor. penceredeki tül aydınlık desenleri seçiliyor.kalktım perdeye doğru. baktım, bende yatıyorum. hatta üstüm açılmış. ağzım açılmış.o an algılayamadım. oda kapısına kadar gittim 2 adımdan fazla değil. yürümediğimi farkettim.ayaklarıma eğildim ayak yerine dumansı bir görüntü bedenime bağlı. nasıl korktum o an nasıl korktum. dualar ediyorum, besmele çekiyorum. o panikle uyandım. vucuduma nasıl döndüm o kısmı hatırlamıyorum. odanın şekli arkadaşın uyuma şekli üstümdeki yorganın açıklığı aynı. diğer odaya gidip ışıkları açtım ve sabaha kadar uyumadım.

hoş bir tecrübe değil. kendine yukardan bakmak insanı ürkütüyor.

astral seyahat, karabasan gibi gayet açıklanabilir bir olaydır, mistisizme falan bulaşmaya gerek yok.

basitçe açıklamaya çalışayım

vücudunuz uyuyor ama beyniniz uyumuyor, hala bilinçlisiniz. duyu organlarından input almayan beyin, hatırladığı kadarıyla gerçekçi (veya daha az bilinçli bir statedeyseniz rüyaya benzeyen) sanal bir ortam yaratıyor ve siz sadece onun içinde dolaşıyorsunuz. "ruh"unuz bedeninizden ayrılmıyor, bilinciniz boş kalmaya alışık olmadığı için kendi kendisiyle oynuyor.


(bkz: halüsinasyon)

gerçekten çıkıp dolaştığına inanan ve bunu isteyerek yapabildiğini iddia eden kişileri james randi amcamı ziyarete davet ediyorum. iddialarını kanıtlayabildikleri takdirde güzel para var bu işte.

kesinlikle yaşamak istiyorum diyen varsa, sensory deprivation tankları var, onlardan tavsiye ederim, bir iki saat hiçbir şey görmeyin, duymayın, koklamayın vs. bakalım neler oluyor.

bilinçaltınız, farkında olamayacağınız, tahmin bile edemeyeceğiniz kadar çok ayrıntılı bilgi ile doludur. bilinçli olarak bunları hatırlamak isteseniz, kendinizi zorlasanız bile hatırlayamayacağınız, hatırlamayı aklınıza bile getirmeyeceğiniz bilgilerdir bunlar.

yatak odanızdaki perdede kaç tane kelebek deseni olduğunu bugüne kadar hiç saymamış, buna kesinlikle dikkat bile etmemiş olsanız bile beyniniz zamanında siz farkında olmadan o kelebekleri saymış ve bilinçaltınıza yazmıştır. şimdi biri size sorsa "yatak odandaki perdede kaç tane kelebek var" diye, "yatak odamdaki perdede kelebek mi varmış?" bile diyip şaşırabilirsiniz. sayısını bilmeyi bırak, kelebek olup olmadığının dahi farkında değilsinizdir belki.


ama uykunuzdayken, rüyanızda yatağınızdan doğrulup odadaki perdeye baktığınızı, perdedeki kelebekleri, kaç tane olduğunu görüp, heyecan içinde uyanıp perdedeki kelebekleri saydığınızda, sayının doğru olduğunu da gördüğünüzde "aha astral seyahat yaptım, uyurken ruhumu ayırıp perdedeki kelebekleri bile doğru saydım" diyorsunuz.

hayır uykunuzda bedenden falan ayrılmadınız. kıçınız açıkta kaldı rüya gördünüz. rüyanızda da, bilinçliyken farkında bile olmadığınız ama bilinçaltınızda yer alan bir ayrıntıyı gördünüz.

hepsi bu.