Bir İlçenin Yaşanır Olup Olmadığını Anlayabilme Şekli Olarak: Kedi

Kediler bize yaşadıkları alandaki halleri ile bir sürü fikri de verebilir. İnsanlara bakarken o insanların oradaki hayvanlara olan yaklaşımını da anlamak için kullanılabilir.
Bir İlçenin Yaşanır Olup Olmadığını Anlayabilme Şekli Olarak: Kedi
iStock.com

hangi ilçe olursa olsun huzurun, refahın, barışın ve insan kalitesinin anlaşılmasında en önemli rolü kediler oynar. kediler bir ilçede inaan gördüğünde korkmuyorsa o ilçenin insanları iyi insanlardır. o ilçe yaşanılabilir bir ilçedir. şayet insan gördüğünde bir kedi, kendini kaybedip mahalle değiştiriyorsa oradan uzak durmak gerekir. kendi yaşadığınız il ve ilçeyle bu durumu karşılaştırıp da kendi gözlerinizle görebilirsiniz sonucu.

kesinlikle gerçekliği olan bir durum.

 çanakkale'de 4-5 yıl yaşadım ve sokağımdaki kediler neredeyse mahallenin kızlarıyla ip atlıyordu, nereye gitsen peşinden gelen kediler vardı. evime kedi giriyordu, lan kedi naptın deyip elimle kaldırıyor ve öyle dışarı koyuyordum. hafif utanmaları arlanmaları yoktu ama senden iyi olmasın iyi de kedilerdi. bursa'ya geldim, burada tam bir kaos var. top oynayan çocuklar kedilere şut çekiyor. kediler burada sürekli ilk ihtiyaçlarını karşılama derdinde. 


maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre en dipteler ve fizyolojik ihtiyaçlarını karşılasalar onlar için yeter de artar bile ama çanakkale'deki kediler neredeyse kendini gerçekleştirmek üzereler, statüleri var. sanayilemiş ve nüfusu fazla olan şehirlerde kedilere ve diğer hayvanlara verilmesi gereken önem verilmiyor oysaki küçük bir şehirde ya da köyde, ufak bir ilçede kediler daha mutlu ve karınları da tok. şehirde yaşayan bir kediysen ya kasap önü kedicisi olacaksın ya da tumblr kızlarına güzel gözükmeye çalışıp yanlarına sığınacaksın. başka türlü yaşama şansın yok.

kadıköy için bildiriyorum. insanlar, kedilere uyum sağlamış durumda. kedi, keyfince kaldırımda, merdivende yatıyor. 

hiç istifini bozmuyor. yaşlısı genci üzerinden atlayıp, beyzadeye rahatsızlık vermeden yoluna gidiyor. evlerin önündeki su kapları, mama kapları her daim dolu. kedinin yanından geçiyorsun, sen kimsin? der gibi süzüyor.

kadıköy'de kediler hak ettikleri yaşamı sürüyor.

Öldükten sonra bile;

bu enryde sanırım kastedilen denize kıyısı olan kasabalar... ayvalık, burhaniye, altınoluk, fethiye, köyceğiz, bodrum filan yani... yoksa bozkırın ortasında ya da nuri bilge ceylan kasabaları değil...

"yazlıkçı" diye adlandırılan bir güruh var. bildiğin küçük burjuva heveslisi tipler yani....
sözde hayvanseverdirler...
yazlıklarına gelir gelmez veletlerine hayvan sevgisi aşılamak ya da içlerinde barındırdıkları yalancı hayvan sevgisini tatmin etmek için hemen bir kedi, bir köpek enciği edinirler...

onun, ne kadar da şeker olduğunu söyleye söyleye hazır mamalarla, mangal artığı tavuk, et artıklarıyla beslerler; kucaklarında oturturlar; fotoğraflarını facebook'ta falan paylaşırlar...
ancaaaaak!... geldikleri yere dönme zamanı geldiğinde yanlarında götüremeyecekleri için bu kedi ve köpekleri arkalarında bırakarak çeker giderler...
yani yazlığa gelirken hayvansever, giderken hayvansavardırlar...

zavallı hayvanlar insan sıcaklığına, hazır beslenmeye alışmışlardır artık... 


eğer çevrelerinde onların terkedilmişlik haline acıyıp bakımını üstlenen komşular çıkarsa şanslıdırlar. ama bu şans terkedilen her kedi köpeğe nasip olmaz, artık sokaklarda yaşamlarını sürdürmek zorunda kalacaklardır...

diyeceğim bu yalancı, ikiyüzlü, sahte hayvansever yazlıkçılar yüzünden yakında tüm kıyı kasabaları kedilerin istilası altında kalacak... çünkü kediler birken, üç: üçken dokuz; dokuzken onsekiz.... ola ola matematiksel bir hızla ürer...

evet anladınız işte, bir ilçenin sokaklarında ne kadar çok kedi varsa o ilçeye bir o kadar yalancı hayvansever gelip geçmiş demektir...
bu neyi gösterir?
bu küçük burjuva heveslilerin varlığı yüzünden o ilçede yaz ayları yaşanmaz; ama, bu tipler çekip gittikleri için kış günleri harika olur...her ne kadar kapınıza sığınmak zorunda kalan üç beş kedi, köpeğe bakmak zorunda kalacak olsanızda...

edit: şu anda yaşamakta olduğum bir ege kasabasında geçen yıl yazlıkçı maduru üç kedi bana sığındı. kedi sevmediğim halde onların bakımını sürdürmek zorunda kaldım... şansıma üçü de erkek... iyi de bakalım bu yıl kapıma kaç kedi sığınnacak?..