''Biz Bunları Nasıl Yapmışız Ya'' Dedirten 90'ların En Saçma Akımları

90'lı yıllarda hayatımıza bir şekilde girmiş saçma sapan davranışlar veya modalardır efendim bunlar. büyük çoğunluğunun ortak noktasıysa 90'lardan sonra hiçbirinden geriye eser kalmamış olmasıdır. ne bir nostaji öğesi olarak kullanılarlar ne de herhangi bir yerde onlara gönderme yapılır. 90'larda yaşanmış ve aniden yok olmuşlardır. metodolojik olarak kolaylık sağlasın diye aralarından 10 tanesini seçip geriye doğru sıraladım. ötesi size kalmış.

10 - muz çorap 

bu furyayı bir bayana damışmak daha hayırlı olur diye mock caterpillar'ın fikirlerini entrymize taşıdık efem. "mus çorap: daha hala yazarken şüphe duyuyorum ulan muz mu mus mu bu diye... ilkokulda bildiğin yünlü külotlu çoraptan bu çoraba terfi ediş süreci şahaneydi... mus mu muz mu tartışmaları ile ünlüdür.. o dönemler açık pembe ve beyaz dışında renkleri bulunamazken son günlerde cart mavi, turuncu renkleri sezon modasını oluşturmakta"

karnimac uyardı, mus çorapmış o.

saydığım 10 furya içinde hortlayan tek başlık bu oldu. ek olarak götüm gibi de bi şeydir. ne bacak kesebilirsiniz ne bi şey

9 - tasma kolye 

bunun bir benzeri tek parça halinde reankarne olarak günümüzde de vardır ancak 90'lardaki hali çok çok çok daha aptalcadır. bu koleyleri satan dükkanlardan parça parça harfleri satın alır sonra dandik bir plastik kordonda dizer ve adınızı tasma şeklinde boynunuzda taşırdınız. ne güzel. sonra emniyete bok atıyoruz mobese'yle bilgilerimizi topluyor diye.

8 - muhabbet kuşu 

"sizin ki konuşuyo mu?" "yok daha konuşmadı", "hollanda cinsi bizimkisi", "babacık diyo", "ay bizim kuş kaçtıi komşunun oğlu yakaladı" bu ne lan? ne ekmek yedi pet shoplar bu sikindirik kuştan. papağan desen papağan değil, kanarya desem kanarya değil, arada bir annecik diyecek diye aile bütçesinin 10'da birini bu denyo hayvanlara harcamıştık. aptal da bi hayvandı evden kaçıyordu 10 dakka sonra alt katın trabzanında yakalanıyordu.

7 - amerikan tıraşı

bu konuda yorum yapmak istemiyorum.

6 - tamagotchi 

bugün burada, bebek istemeyen modern türk kadını diye başlık açıp onlarca hatun yazardan tebrik mesajı alıyorsam, bunun en önemli müsebbiplerinden biri de bu dandik alettir bence. pili bitince ölen bebek mi olur be!

5 - taso

erken dönem gençliği yedi bu salak şeyler. taso biriktirecem diye sürekli cips alıp nişastayla beslendikten sonra orta öğrenimimi atari salonlarında moron olarak tamamladım. önce tiny toons karakterleriyle başladılar sonra değişik değişik versiyonları çıktı. taso'dan sonra bir çok benzeri çıktı ama hiçbiri taso kadar hastalıklı olmadı.

4 - paçaları yandan makaslanmış kot pantolon 

az kalsın bu furyanın dışında kalmayı başarıyordum ama ne yazık ki muvaffak olamadım sözlükçü. tam zamanını bilmiyorum ama 1996 ile 98 arasındaki dönemde moda olmuştu sanırım.

3 - slinky: (bizdeki adıyla rainbow) 

tek parça bir telin helezonik bir biçimde bükülmesinden oluşan ve momentum esasına göre çalışan bir çeşit oyuncak. tek tarafını basamaklı bir yerden ittiğinizde kinetik enerjisini kullanarak belirli bir doğrultuda hareket ediyordu. peki bu bize ne kazandırıyordu? hiçbir şey! moronluk parayla diil ya. foucault sarkacı'nın idiotlar için yapılmış versiyonuydu galiba.

2 - plaj pantolonu

ekose gömleği al pijama yap sonra bunu plaj pantolonu diye kitlelere yuttur. tam bir pazarlama dehası, bu ürünü hayatımıza sokan arkadaşla tanışıp pazarlamacılık dersleri almak istiyorum. küçük bir anektod, bunların markaları genelde italyanca referanslı olurdu abimin vardı fugazzi'ydi markası benimkisi de baggio'ydu. italyan'nın işi yok sarı siyah çizgili dar pijama yapacak sana te allam.

1- tetris 

rusların sovyetler dağıldıktan sonra dünyayı ele geçirmek için piyasaya sürdükleri ilk plandı sanırsam. tetristen sonra akıllandılar vladimir putin'i geliştirdiler. şaka maka bayağı bir söylentisi de dönmüştü bu konuda, "tetris beyin yıkıyormuş" diye. onu bunu bilmem ama ananem bile oynuyodu lan bunu. en son tetris 1997'de tahtakale'de görüldü.

listeye almayı unuttuğum şahane bir furya daha vardı: çim adam

Defteri kitabı elde taşıyıp, karizmamıza karizma kattığımızı sandığımız günler.

efem, doksanlara ait mi bilmiyorum ama oyle gibi gorunuyor. okula giderken canta tasimak yerine, kitap ve defterlere sarilip okula gitme furyasi basmisti ortaligi ( amerikan filmlerindeki orta okul-lise gencliginden ancak boyle malliklar beklenir zaten. o malliklari karbon kopyayla hayatimiza gecirisimizi hic saymiyorum). hatirlarim, ben dahil cogu kimse okula boyle gidip geliyordu. sahsen ben, cok daha ince diye surekli din kitabini getirip goturuyordum okula, dersin onemi yok. neyse, sonra bir ara aklim basima gelmis olmali. ya da toptan bir aydinlanma yasadik, basladigi gibi bitti. ben de gidip bir canta aldim.

banyolara kırmızı ojeli-güzel elli, altı mıknatıslı sabunluklardan koymak. ya da asmak, bilemedim. 90'lara ait en gerizekalı olaylardan biridir. 

o sabun oraya yapışmaz, yere düşer; sabun o sabunluğa takılır, çıkmaz; sabunluk gittikçe kararır; o kırmızı ojeler dökülür, sabunluk folloş olur.

en iğrenç furyalara da oynar bu bak.

step: bir kaide üzerinde kollarla yapılan çeşitli kültür fizik hareketleri eşliğinde bir o adımla bir bu adımla çeşitli kombinasyonlarla müzik eşliğinde dansımsı spor yapma trendi idi. kıyafet olarak tayt, o dönemin alameti farikası tozluklu çoraplar siyah spor ayakkabı ve badi tercih edilirdi. 

asıl iğrenç olan, bunun lisede 19 mayıs vb. çeşitli etkinliklerde okulun kızlarının grup halinde icra etmesi ve kendilerini garip bir havaya sokmalarıydı.

rap: herkes ama herkes rap dans yaptı veya yaptığını zannetti. tıpkı seksenlerin break dance furyasındaki gibi. özellikle mc hammer- şalvarlı u can't touch this klibindeki figür unutulmazlar arasında yerini korumaktadır.

dolma saç: hala anlamış değilim, neden bir kız saçının ön kısmını lahana sarma gibi dolardı ve bir iki firkete ile tuttururdu... okul sıralarından trt şarkıcılarına kadar herkes ama herkes. aman yarappim.

gummi: herkes ne diyor bilmiyorum ama bizim yörelerde gummi deniyordu, siyah plastik bileklikler... bunlardan böyle en az 5-10 tane alıp bir arada takmak ve çıkarmamak modaydı, ta ki gün gelip de bilek kısmının simsiyah olduğunu ve zayıfladığını görene kadar. evet bunu da yaptık.

bandana: tarife gerek yok. yalnız şal desenli olanını özellikle belirtmek isterim. her kesimden nice asi genç erkek bu bandanaları dizine, kafasına, bileğine orasına burasına bağlayıp korsan gibi gezdi.

(bkz: ışıklı ayakkabı)

biri yanar biri yanmaz, spor ayakkabı ama top oynamaya kıyılmaz,
gündüz görülmez pili boşa gidiyor diye içine dert olur.

çocuk aklında bütün gün dert tasa oluştrur.
olsa bir dert olmasa bir dert

(bkz: vitesli bisiklet)

şimdiki bisikletlerin hepsi bu şekil nerdeyse.
lakin o zaman öyle değilki. şimano olacak. sankim hep off road sokaklar.
"bi tur versene" dönemi.. dert sıkıntı hep.

kenarı fosforlu tayt 

iğrenç fosforlu yeşil ve fosforlu pembe naylon tayt.
erkekler bile giyiyordu o kadar pis bir furya idi.

açık ara en geri zekalısı renkli civcivlerdi bence. hesabını ver bakalım şimdi bunun insanoğlu 

renkli kolonyalar 

bir örnek olabilir gayet buna sanırım.. böyle küçük küçük plastik torbalarda yeşil, kırmızı, mavi pembe kolonyalar vardı. içerdik de bunları ilkokuldayken matah bir şeymiş gibi. birbirimizin ağzına yüzüne sıkarak eşek şakasında bulunur bütün harçlığımızı da buna yatırırdık, yazık.