Brexit Mevzusu Neden Yıllardır Bir Çözüme Kavuşamıyor?

İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması neden bu kadar uzadı? 2016'dan beri müzakerelerin devam ettiği İngiltere-AB ilişkilerindeki temel sorunlara değinen bir derleme hazırladık.
Brexit Mevzusu Neden Yıllardır Bir Çözüme Kavuşamıyor?
iStock

brexit neden uzadı?

çünkü o dönemin başbakanı theresa may uzatmak için başvurdu. neden başvurdu? çünkü ab ile vardığı anlaşmayı parlamentodan geçiremedi ve anlaşmasız brexit'e sebep olmak istemedi.
  

anlaşmasız brexit'i neden engellemek istiyorlar?

çünkü anlaşmasız brexit ingiltere'ye çok büyük zararlar verecek. düşünün ki edirne türkiye'den ayrılmaya karar verdi ve ayrıldı, ee şimdi ne olacak? birdenbire edirneliler türkiye'nin geri kalanına gitmek için vize alması gerekecek, yurtdışına mal satmak istediğinde türkiye'nin avrupa ve diğer ülkeler ile olan ticaret anlaşmalarından yararlanamayacak oturup her ülke ile yeni anlaşmalar imzalaması gerekecek, ikameti edirne olmayanların durumu ne olacak? ikameti edirne olup o sırada mesela istanbul'da olanlar ne olacak? edirne'den emekli olup şu an ayvalıkta yaşayan emeklilerin maaşını kim ödeyecek? izmirdeyken hasta olan edirnelinin sağlık sigortası olacak mı? işte tüm bunlar anlaşma ile belirlenen şeyler.

anlaşmasız ayrılık ingiltere'yi yeni kurulmuş bir ülke gibi ortada bırakacak, halk açlıktan ve ilaçsızlıktan ötürü ölmesin diye ingiltere amerika'nın, hindistan'ın, fransa'nın, japonya'nın kapısını çalmaya başlayacak. tüm bu ülkeler hayrına ingiliz besleyecek değiller, diyecekler ki peki tamam, seninle ticaret anlaşması yaparım ama şartlarım şunlar, işine gelirse. brexitçiler de buna çözüm olarak 0 gümrük vergisi, 0 gümrük kontrolü gibi şeyler öneriyorlar, bu defa da ingiliz üreticisi gümrüksüz mallarla nasıl mücadele edecek sorusu ortaya çıkıyor. dahası hadi ingilizler hadi gümrüksüz aldı dışarıdan malları, peki kendisi nasıl ihracat yapacak? mesele sadece vergi oranları da değil, bunun uyulması gereken standartları vs var. anlaşma olmadan bunların denetimi yapılamaz, denetimi yapılamazsa da ingiliz malları o ülkeye giremez. yani çok çok karışık bir mesele, büyük bir kaos ve sizce bu kaostan işçiler ve küçük şirketler mi karlı çıkar bol miktarda imkana sahip büyük iş adamları mı? anlaşmasız brexit'i halkın çoğunluğu istemiyor, brexit'in kendisini (anlaşmalı veya anlaşmasız brexit seçeneklerinin toplamı) ise halkın sadece yarısı istiyor.

ha bu arada, ayrılık anlaşmasının kendisi gelecekteki ticari ilişkileri belirlemiş olmuyor, yeni ticari ilişkiler kurulana kadar geçecek süre için geçerli olan bir anlaşma bu. yani brexit sonrasında ingiltere tüm dünya ülkeleri ve ab ile masaya oturacak ve asıl anlaşmalar önümüzdeki 5-10 sene içinde yapılacak. ticaret anlaşmalarının yapılması çok uzun sürüyor, anlaşmasız brexit demek bu anlaşmalar yapılana kadar kaos demek.

Brexit hakkında yanlış bilinenlere cevaplar

brexit'e kananlar cahilin önde gidenidir.

1. ab her şeyden önce iktisadî bir birliktir. midesi kaldırmayan yallah sovyetlere.

2. ab üyeleri üyelik harcı vermezler. koskoca almanya'nın ab'ye verdiği parayı bağış olarak nitelendirmek yanlıştır. elbette kurumların düzgün işleyişi için üyeler ortak bütçe oluşturacaklar. ortak pazar inşallah-maşallah-haleluyahla yürümüyor değil mi?

3. britanya 2016'da 13 milyar gbp katkı yapıp 4 buçuk milyar gbp yardım almadı. 23 milyar 156 milyon gbp katkı yapıp 11 milyar 793 milyon gbp yardım aldı. gov.uk

4. ab'ye verdiğinden daha az alanlara net contributor deniliyor. yani bütçeye net katkı yapan ülkeler. britanya ab bütçesine net katkı yapan 10 ülkeden birisi.

5. britanya hemen hemen her alanda olduğu gibi bütçe konusunda da istisnalara sahip. 1984'te thatcher avrupa ekonomik topluluğu ile britanya'nın katkısını müzakere edip rebate mekanizması üzerinde anlaşmıştı. bu mekanizma, britanya'nın haksız bir şekilde diğer üyelerin tarım gibi politikalarını (özellikle fransa'nın) sübvanse etmemesini garanti ediyordu. yani birnevi vergi iadesi sistemi. 2016'da 23 milyar 156 milyon gbp katkı vermesi gereken britanya, rebate mekanizması sayesinde 17 milyar 873 milyon gbp katkı yaptı. yani yıllık 5 milyar 283 milyon gbp kendi cebine kaldı.

6. brexitçiler haftalık 350 milyon gbp'nin ab'ye gittiğini iddia ediyor. en ufak bir şeref-namus kırıntısı taşımadıkları için bu noktada da halka yalan söylüyorlar. britanya, rebate sayesinde 350 değil 250 milyon gbp haftalık net katkı yapıyor ab'ye.

7. bu 250 milyon pound'un 90 milyonu, yardım olarak tekrar britanya'ya geliyor. yani haftalık 160 milyon pound bir katkı söz konusu oluyor.

8. ingiltere merkez bankası verilerine göre brexit, ilk aşamada britanya ekonomisi üzerinde %2'lik bir daralmaya sebep olacak. bu da haftalık 400 milyon pound bir kayıp anlamına geliyor. 400 milyondan 160 milyonu çıkardığınızda britanya'nın ab üyeliği sayesinde aslında haftada 240 milyon pound kârda olduğu anlaşılıyor. kim kimi sırtlıyormuş?

9. haftalık 160 milyon ingilizlerin cebine bile kalsa, bunu tarıma, eğitime harcamayacaklar. ne olur yorum yapmadan önce muhafazakar hükümetlerin bütçe eğilimlerini takip edin. austerity politikaları yüzünden hiç olmadığı kadar insanın yemek bankalarına düştüğü ifade ediliyor.

10. ticaret müzakerelerinde tuhaflık ab'de değil, britanya'da. ab'nin kurulduğu günden bu yana 4 temel, değişmeyen prensibi var: insanların, paranın, malların ve hizmetin serbest dolaşımı. britanya'ya diyor ki, bu özgürlükleri koru, ortak pazar da ticaret anlaşmaları da köpeğin olsun. ama brexit'in en önemli sebebi insanların dolaşım hürriyeti olduğu için britanya bunu kabul etmiyor. ab'ye üye 27 ülkenin, kendisi için prensiplerini terk etmelerini istiyor. hassiktir ya, bu nasıl bir kibirdir... norveç, isviçre, izlanda ve lihtenştayn ab üyeleri olmamalarına rağmen ab bütçesine katkı yapıyor her yıl... britanya da yapmaya devam ederse, ona da tanınacak bütün bu efta üyesi ülkelere tanınan özgürlükler.

11. hiçbir bulgar vatandaşı "yarın ingiltere'de yaşayacağım lan" diyerek göç edemez. 90 günlük serbest dolaşım hakkıdır onun adı. 90 günden sonra, iş bulmadan, kendini geçindirmeden, sosyal güvenlik kurumuna yük olmadan değil britanya'da, diğer 26 üyenin hiçbirisinde y a ş a y a m a z s ı n! o kadar aptal değil hiçkimse. vergi vereceksin, ssk'ya kaydolacaksın, diğer bürokratik işlemleri halledeceksin, devlete yük olmayacaksın.

12. hiç kimsenin dile getirmediği bir nokta var: dönemin başbakanı david cameron, 2016 referandumundan önce britanya'nın üyelik şartlarını tekrar müzakere etmişti. ab, britanya'ya çok daha fazla alanda özgürlük, istisna tanımıştı. yani referandumdan ab'de kalma sonucu çıksaydı bile britanya eski şartlarda üye olmayacaktı. yeni şartlarda üye olmaya devam edecekti. bu yeni şartlar altında britanya istediğinde serbest dolaşımı bile durdurabilecekti. (emergency brake) ama kibir abideleri kabul etmedi bunu.

13. kimsenin ingilizlerin işini elinden aldığı yok. polonyalı muslukçular meselesini araştırınız. ingiliz lordların yapmaktan imtina ettiği işleri göçmenler yapıyor. bu videoda yıllardır britanya'da yaşayan portekizli bir kadının haykırışını duyabilirsiniz. "yıllarca sizin çocuklarınıza baktım, yaşlılarınızın bezini değiştirdim. şimdi beni niye ülkeden atıyorsunuz? ben size ne yaptım?" diyor. 45 yıldır ülkede yaşayanların oturum izni yenilenmesi başvurularının reddedildiğini söylüyor milletvekilleri... ne olur biraz empati. aşırı sağcıların argümanlarına kendinizi kaptırmadan bir saniye düşünün, acaba bir bit yeniği olabilir mi bunda diye.

Portekizli kadının isyanı açık ve net.

yararlı linkler:

https://assets.publishing.service.gov.uk/…f#page=49

https://www.bbc.com/news/uk-politics-48256318

https://en.wikipedia.org/…european_union_membership

https://fullfact.org/…hority-350-million-explained/

https://researchbriefings.parliament.uk/…y/cbp-7886

Final yorumu

brexit, avrupa birliği'ni elbette ürküten bir çıkıştır. ama söz konusu korkunun kaynağı ab ükeleri için lehlerine işleyen cari fazlanın zamanla azalacak olması değil, çıkışı ödüllendirilen bir ülkenin orta vadede diğer ülkelere (italya) örnek olma ihtimalidir.

ingiltere'nin alım gücünün brexit sürecinde manivela olarak kullanılacağı ve üye ülkeleri taviz vermeye iteceği article 50'nin tetiklenmesinin öncesinde tartışmalarda çokça ifade ediliyordu brexit taraftarlarınca. güya ab büyük pazarı kaybetmeye yanaşmazdı. güya ingiltere iş gücü dolaşımınına son verip, mal dolaşımının devamı konusunda ab'yi ikna edebilirdi. şunun görülmesi lazım; ab açısından en kötü brexit'in maliyeti birkaç yüz milyar dolarlık ticaret hacmi değildir, çözülmeye giden bir süreci tetiklemektir. bu yüzden müzakereler aslında ab için varlık yokluk mücadelesiydi ve bu nedenle miyop bakış açısıyla bazı kararlar anlaşılmaz görülebilir dışarıdan bakanlara (bu aslında gündemi derinlemesine takıp edenler için çok ortada bir gerçek).

türkiye'nin çıkarlarına gelince... ab; abd, rusya, çin gibi diğer güç odakları ile karşılaştırılınca -bir türk vatandaşı olarak- onları dengelediğini düşündüğüm bir soft power. birlik dağılsın, kaos içinde türkiye yolunu bulsun diyenler o boşluğun nasıl ve kimler tarafından doldurulacağına da kafa yorsunlar bence. 300 yıldır zamanının global güçlerine yanlayarak sorunlarına derman bulmaya çalışan bir ülke olarak ben bir sonraki big brother'ımızın ab'den daha anlayışlı olacağı konusunda iyimser değilim.

Kafası Karışanlar İçin: Nedenleri, Muhtemel Sonuçları ve Tüm Detaylarıyla Brexit Olayı