Bugün İsveç Olarak Bildiğimiz Medeniyetin Eski Adı: İsveç İmparatorluğu

İsveç'in 1611-1718 yılları arasındaki adı İsveç İmparatorluğu'ydu ve İsveç, o dönemlerde dünyanın en önemli güçlerinden biri olarak kabul ediliyordu.
Bugün İsveç Olarak Bildiğimiz Medeniyetin Eski Adı: İsveç İmparatorluğu

isveç imparatorluğu, isveç'te "stormaktstiden" olarak bilinen bir dönem. pek bilinmez ama bu dönemde (1611-1721) isveç devlet-i âliyye ve lehistan ile birlikte avrupa'nın sayılı süper güçlerinden idi. imparatorluk hüviyetini otuz yıl savaşlarından sonra aldı. isveç ordusu, protestan alman prenslerinin talepleri üzerine harbe anti-habsburg tarafında iştirak etti. almanya'nın güneyine kadar ilerlediler ve her yeri yakıp yıktılar. otuz yıl savaşlarında almanya nüfusunun 3/1'i ziyan oldu, şehirler yerle yeksan edildi. bunun baş müsebbiblerinden bir tanesi isveç idi. üstünlük katoliklerin elinde iken ve protestanlar perişan bir vaziyetteyken isveçliler 1630'da geldi ve her şeyi altüst etti. öyle ki artık protestanların harpten muzaffer ayrılamaları vaziyet-i muhtemeldi. lâkin, lützen muharebesi esnasında hiç beklenmedik bir hadise yaşanır. isveç'in kralı ve aynı zamanda ordunun başı olan ii. gustav adolf (latince gustavus adolphus magnus) hava muhalefeti (çok yoğun sis ve barut dumanı) sebebiyle yolunu kaybeder ve düşmanların arasına dalar. hemen oracıkta düşmanları tarafından öldürülür (kral tek başına direnmiş ama nafile). evvela bunu kimse fark etmez ve savaşmaya devam ederler, hattâ isveç ordusu muharebeyi kazanır, fakat sis ve duman kalktıktan sonra kralın öldüğü anlaşılır. bu hadiseden sonra işler protestanların istediği gibi gitmez, zira protestanların başı ölmüştür. savaş sonunda nihayete erer, westfalya antlaşması imzalanır ve artık avrupa'da yeni bir süper güç zuhur eder; isveç imparatorluğu. isveç aynı zamanda protestanların hamisi vasfını da alır. ayrıca günümüz almanya ve polonya sınırları dahilinde olan pomeranya bölgesi ile almanya'nin kuzeyinde bir kaç şehir isveç'in eline geçer. bunun sayesinde isveç'in kutsal roma imparatorluğu dieti/meclisinde rey kullanma hakkı oldu. westfalya antlaşmasından sonra isveç yeni ülkeler ilhak etmeye devam etti. meselâ 1638'de amerika'daki delaware bölgesinde yeni isveç isminde bir koloni kuruldu (uzun ömürlü olmadı, 1655'de kaybedildi). bu kazanımlara ilaveten, gustav adolf döneminde (1611-1630) livonya ve baltık denizi etrafında birtakım şehirler (memel gibi) isveç idaresine girdi.

1655 senesine gelindiğinde ikinci kuzey harbi (farklı kaynaklarda ismi değişebilir) patlak verir. isveç, brandenburg-prusya, litvanya, kazaklar, erdel ve boğdan ile beraber danimarka-norveç, lehistan, rusya, habsburg, kırım ve hollanda ittifakına karşı savaştı. aslında isveç ordusu tek başına savaştı ve gayet başarılı oldular. öyle bir sür'atle lehistan'ı işgal ettiler ki bu olay leh tarihinde "potop szwedzki" (ingilizce the deluge) yani isveç tufanı olarak anılır. isveç ordusu lehistan-litvanya birliğinin kuzey ve batı kısmını, rus ordusu (ve don kazakları) ise doğu kısmını işgal etti. isveçliler lehistan ile uğraştığı esnada danimarkalılar fırsattan istifade ederek isveç topraklarına saldırdı. bu sebeple isveç ordusu lehistan'ı terk edip danimarka'ya hücum etti ve kısa bir sürede, riskli olmasına rağmen donmuş denizin üzerinden kopenhag'a varıp danimarka ordusunu mağlubiyete uğrattı. danimarkalılar roskilde muahedesini imzalamak durumunda kaldılar. isveç askerî ve coğrafî mânâda artık zirve noktasına ulaşmıştı, durdurulamaz bir güç idi. lâkin etrafı düşmanlarla doluydu ve müttefiği kalmamıştı, zira zirve demek, yalnızlık demektir.

1658'de imzalanan roskilde antlaşması gereği danimarka'nın vermekle mükellef olduğu haracı ödenmemesi, yine mezkûr muahedeye göre isveç ordusunda vazife yapması lâzım gelen 2 000 danimarkalı askerin silah bırakıp kaçması sebebiyle danimarka ve isveç arasında yeni bir savaş vuku buldu (sene 1659). isveç ordusu her zamanki gibi pomeranya'daki ordusunu danimarka üzerine sürdü. danimarka'da çoğu yeri ele geçirdiler, fakat bu sefer kopenhag'daki danimarkalılar teslim olmadı. bu da yetmezmiş gibi avusturya, lehistan, brandenburg ve hollanda'dan müteşekkil bir koalisyon danimarka, pomeranya, güney baltık denizi ve livonya'da mevcut olan isveç idaresi altında olan toprakları işgal etti. yine de pes etmeyen isveç kralı xx. şarl gustav, danimarka'da savaşmaya devam etti. isveç ordusunun bu harpten galip ayrılamayacağı gayet aşikâr idi, lâkin kral yine de sulh yapmaya yanaşmıyordu. bu vaziyet, kralın hastalanıp öldüğü 1660 senesine kadar devam etti. oliva antlaşması imzalandı ve savaş netice buldu, tröndelag (trondheim), lehistan'ın kuzeyinde bulunan birkaç şehir ve yeni isveç kolonisi hariç savaştan önce isveç idaresinde olan topraklar iade edildi. aynı şekilde isveç ordusunun savaş esnasında işgal ettiği mıntıkalar iade edildi. ikinci kuzey harbi lehistan için sonun başlangıcı oldu zira rus ve isveç işgali sebebiyle halkın neredeyse 3/1'i ölmüştü. fakat isveç için de olumsuz bir tesiri oldu. evvela isveç'in kendine olan güveni zedelendi. aynı zamanda bu savaş hasebiyle daha fazla düşman kazandı, müttefik kaybetti, yalnız kaldı. ama dominius marici baltis (baltık denizini domine etme) siyasasını muhafaza etti. isveç imparatorluğunun sonunu getiren âmiller de yalnız kalması ve baltık denizini "isveç gölüne" çevirme isteği olacaktı.

1660 ilâ 1700 senelerini kapsayan dönemde bir tane harp (scania harbi) hariç askerî mânâda hareketlilik olmadı. 1674'te fransa krali xiv. louis'nin arzusu üzerine isvec ordusu brandenburg'u istila etmeye başladı, fakat işler istedikleri gibi yürümedi. evvela brandenburg ordusu tarafından bir mağlubiyet tattılar, daha sonra almanya'daki toprakları (pomeranya ve bremen) brandenburg, avusturya ve danimarka tarafından işgal edildi. hattâ danimarka-norveç ordusu harbi skåne, jämtland ve bohuslän'e, yani isveç anavatanına taşıdı (norveç ordusu jämtland ve bohuslän mıntıkalarından çekilmek mecburiyetinde kaldı). harp burada "stalemate" şekline girmişti, yani ne danimarkalılar ne de isveçliler üstünlük kurabiliyordu. bu vaziyet böyle devam etti, ta ki isveç'in müttefiği fransa mes'eleye el atana kadar. fransa'nın zorlamasıyla danimarka çekildi, ayrıca savaş esnasında avusturya, danimarka ve brandenburg tarafından işgal edilen yerler tekrar isveç'e iade edildi (sene 1679).

1700'de tahta yeni oturan xii. şarl, rusya, danimarka ve lehistan'ın harp ilânıyla karşı karşıya kaldı. danimarkalılar büyük britanya, hollanda ve isveç'in baskılarından sonra pes etti, sulh yapmaya zorlandı. isveç ordusu daha sonra narva'da rusları mağlubiyete uğrattı. lehistan tehlikesini bertaraf etmek maksadıyla ordu leh ii. augustus'a müdahele etti. zaten müşkül bir vaziyette olan kral, kendisine sunulan şartları kabûl etti. bunlar olup biterken ruslar baltık denizine doğru ilerledi. şarl buraya müdahele etmek yerine doğrudan moskova'ya doğru hücum etti, ama hava muhalefeti ve rusların klasik yakıp yıkmak taktiği sebebiyle fazla ilerleyemediler ve istikameti ukrayna'ya doğru çevirmek mecburiyetinde kaldılar. poltova'da ruslarla karşılaşan isveç ordusu ağır bir hezimet yaşadı (1709). zar zor kurtulan xvi. şarl devlet-i âliyye-i muhammediyye'de bulunan bender şehrine iltica etti. sultan ahmed-i salis han hazretlerinin ruslardan gelen "şarl'ı bize teslim edin" talebini reddetmesi sonucu meşhur prut harbi başladı (1710-1711). osmanlı ordusu rusları yendi ve kral şarl ile karolinleri (isveç ordusunun askerleri) bir müddet devlet-i âliyye'de misafir olarak kaldı, masrafları devlet tarafından karşılandı, bender şehri civarında onlara mahsus "karlstad" diye bir köy kuruldu (hattâ ruslar tarafından esir tutulan isveçli kadınlar ve çocuklar osmanlı tarafından satın alındı ve isveçlilere teslim edildi). bundan dolayı xii. şarl "demirbaş" lakabını aldı. bender'de bulunan halk ve yeniçeriler bu vaziyetten memnun değildi ve bu yüzden demirbaş şarl'ı alıp başka bir yere nakletmek istediler. kralı almak için gittiklerinde bir arbede yaşandı, ancak demirbaş şarl herhangi bir zarar görmedi. bu hadise isveç'te "kalabaliken i bender" olarak bilinir. bu arbededen sonra demirbaş şarl kostantiniyye'ye nakledildi, bir süre tevkif edildi ve nihayet ülkesine dönmeye ikna oldu. iki hafta gibi kısa bir zamanda isveç toprağı olan pomeranya'ya vardı. kralın kendi beyanına göre devlet-i âliyye'deki günleri "lathundsdagar" yani keyfî bir hayat sürdüğü, pek meşgul olmadığı bir dönemdi. ülkesi için reformlar düşünebilme imkânı mevcuttu. yanındaki adamlara osmanlı'daki sistemi tetkik ettirdi, suriye ve mısır'a kadar adam yolladı ve bizzat osmanlı bahriyesindeki gemilerin çizimini yaptı. osmanlı'dan isveç'e birçok reform ve fikir götürdü, ama imparatorluğun akıbeti pek açık değildi.

demirbaş şarl, karolinler ve rivayete göre sultan ahmed-i salis han tarafından krala refakat etmesi için tahsis edilen 100 osmanlı askeri (bir diğer rivayete göre kral xii. şarl bu askerlere isveç'te askersund diye bir şehirde yaşamalarına müsaade etmiş, ama bu rivayet pek sıhhatli değil) onbeş gün içinde isveç toprağı olan pomeranya'ya ulaşır. isveç'e ulaşan kral ülkesini şiddetli bir harbin içinde bulur (bu aslında 1700'de başlayan büyük kuzey harbinin devamıdır). doğuda ruslar isveç hâkimiyeti altında olan finlandiya'yı işgal etmiş, kara yoluyla başkent stockholm'e ilerliyordu. batı'da danimarka-norveç krallığı skåne ve başka mıntıkaları işgal etti. isveçliler evvela danimarkalıları saf dışı etmek için oslo'ya saldırdı. büyük bir dirençle karşılaşan isveçliler çekildi. bu sefer fredriksten kalesine (norveç'teki halden şehrinde bulunuyor, norveç danimarka'ya bağlı olduğu için buraya saldırı gerçekleştiriliyor) hücum ettiler ama nisbeten daha güçsüz kaldıkları için yine çekildiler, ama pes etmediler, takviyelerle birlikte mezkûr kaleyi bir daha muhasaraya aldılar. teftiş için hendeğe inen xii. şarl kafasından vurularak öldürülür (sene 1718). bu hadisenin faili, onca tetkik ve araştırmaya rağmen hâlâ meçhul. kimilerine göre karşı mevziden gelen bir kurşunla ölür, kimilerine göre savaşmaktan artık bıkan isveç askerleri tarafından öldürülmüştür. isveç ordusu ağır zaiyatlar vererek bulundukları yeri terkeder. ince giyinmiş askerler, omuzlarında xii. şarl'ın cenazesiyle, şiddetli soğukta ilerleyerek isveç' e doğru yol aldı. birçok asker donarak öldü. bu vaka isveç tarihinde, "karolinernas dödsmarsch" (ingilizce carolean death march) yani "karolinlerin ölüm yürüyüşü" olarak geçer. danimarka ile bir antlaşma yapılır ve iki devlet arasında sulh sağlanır. fakat büyük kuzey harbi bitmez. doğuda ruslar hâlâ savaşmaktadır ve isveçliler pes etme niyetinde değildiler. lâkin bu beyhude bir direniş idi, zira artık karşılık veremeyecek hâldeydiler. rus donanmasındaki kalyonlar başta uppland (stockholm'un da dahil olduğu vilayet) ve södermanland vilayetlerinde olmak üzere bazı şehirlerde (södertälje, nyköping, norrköping, umeå ve piteå) taaruzda bulundu. isveçliler nihayet sulh yapmaya yanaşır ve nystad antlaşması imzalanır. bu antlaşma ile birlikte isveç pomeranya'nın bir kısmı ile livonya ve estonya gibi mıntıkaları kaybeder. fakat topraklar haricinde protestanların hamisi vasfı ile imparatorluk/büyük güç statüsünü/hüviyetini kaybederler. artık isveç tarihinde yeni bir devir başlar...

İsveç, Neden Tecavüz Vakalarında En Üst Sıralardaki Ülkelerden Biri?