Çocukluğumuzdan Beri Severek Dinlediğimiz Masalların Alt Metinlerindeki Korkunç Detaylar

Kendimizi bildiğimiz zamanlardan beri hem dinlediğimiz hem de okuduğumuz birçok masal aslında sandığımız kadar masum değilmiş.
Çocukluğumuzdan Beri Severek Dinlediğimiz Masalların Alt Metinlerindeki Korkunç Detaylar

öncelikle klasik olarak sunulan masalların tamamı iktidara hizmet eden ideolojik bir altyapı barındırır. tam tersi unsurlar barındıran, yani iktidarı sorgulayan masallar da yok değil, var elbette ama iktidarın gücüne güç katmayı, halkın ise itaat etmesini sağlayan masalların daha çok okunması, yayılması sağlanmıştır.

birçok masalın ana metinleri aslında bambaşka. bu metinler zaman içinde grimm kardeşler ve disney'in girişimleriyle değiştirilmiş, şimdiki hallerini almışlar. 

pamuk prenses masalının ana metninde prensesi öperek uyandırma yerine tecavüz var örneğin. prens, prenses olarak nitelenen kıza tecavüz ediyor. 

aynı durum kırmızı başlıklı kız için de geçerli. masalın ana kahramanı olan kırmızı başlıklı kız da hayat kadınıdır, kurt olarak sembolize edilen kahraman ise ana metinde kurt adamdır ve kızla ilişkiye girmek istemektedir. bu masaldan yola çıkarak bir bilgi daha vereyim. masallarda sürekli vurgulanan kırmızı renk, cinselliği, tutkuyu ve bekareti sembolize eder. hadi bu da bonus olsun: kırmızı başlıklı kız masalı en az 2600 yaşındadır ve dünya genelinde 35 farklı versiyonu vardır. bu 35 farklı versiyonun tamamı, 2600 yıl önceki asıl öyküden türetilmiştir. 


okuduğumuz ve okuttuğumuz masallar aslında bir sürü alt metin barındırır. az sonra birkaç örnekle değineceğim alt metinlerin, bu masalları okuyan çocukların benliğinde tam olarak nereye yerleştikleri ya da onların zihinsel süreçlerini ne derece etkilediği/etkileyeceği tam bir muamma. 

yani demem o ki, söz konusu masalların gizli mesajları, çocukları etkilemiyor/etkilememiş olabilir. ama bu durum, aşk, ölüm, bağlılık, sadakat, özlem gibi yüzlerce kavramı, karşılaştığı örnekler ve metinler aracılığıyla oluşturan, şekillendiren çocukların, bu masallardan hiç etkilenmeyeceği anlamına da gelmez. masalların az önce değindiğim ana metinlerini görmezden gelelim, şu anki dönüşüme uğramış (daha doğrusu manipüle edilmiş) halleriyle değerlendirelim.

örneğin pamuk prenses'te, prensin prensesi öperek uyandırması ritüelinde, bir kadının isteği dışında öpülmesi, bir anlamda taciz edilmesi ve bunun da ötesinde bir ölünün öpülmesi ve bu öpücüğün onu diriltmesi söz konusudur. prensin bu öpücüğünün altında da prensese duyduğu sevgi yatmaz, kızın güzel olması yatar. kızın içinde yattığı camdan tabut bekaretin korunmasının ve güzelliğin teşhirinin bir sembolüdür. aynı zamanda görüp dokunamamanın bir ifadesidir. ve masal, prensesi bir prense öptürerek sınıf düzenini de korumuş olur. (pamuk prenses'in ısırdığı elma da cinselliğin rengi olan kırmızıdır.) bu masalın en kötü yanlarından birisi de olumsuz koşullarla mücadele etmeyi yok sayması, okuyucuyu dışarıdan gelen kurtuluşa inandırmasıdır.



diğer örnek de hansel ve gretel. en iğrenç, en mide bulandırıcı ve travmatik olan masallardan biridir bu. barındırdığı unsurlara bir bakalım: bir ailenin yiyeceklerini çocuklarıyla paylaşmak istememesi, çocukların öz babaları tarafından ölümcül koşullara terk edilmesi, dahası bunu eşi öldükten sonra evlendiği kadın istedi diye yapması (bkz: cinselliği tercih etmek), tavuk kemiğiyle insan parmağını ayırt edemeyecek aptallıkta bir cadı ve elbette yamyamlık içermesi, çocukların cadının altınlarını çalması (bkz: hırsızlık), babanın da çocukları ellerinde altınlarla görünce timsah gözyaşları eşliğinde kabul etmesi. çocuklardan birinin cadıyı yakarak öldürmesine (bkz: çocuğun cinayet işlemesi) ise değinme gereği bile duymuyorum. huzur vermesi, olumlu düşünceler uyandırması gereken bir metin bu! (bkz: ironiye gel

(metnin aslı, orta çağda yaşanan açlık ve kıtlık sebebiyle ailelerin çocuklarını ormana terk etmesi gerçeğine dayanıyor. ama masaldaki durumun bir zamanlar yaşanmış olması, bizim çocuklarımıza bu masalı okumamızı/okutmamızı gerektirmiyor. benim derdim de bu zaten.)



toplumsal cinsiyet rollerine olan katkısına(!) da değinmek istiyorum az da olsa: 

- örneğin erkeği kahraman, kadını mağdur yapar. bu tarzıyla da kadını edilgen bir konuma sürüklemiş olur. kadın, erkek kahraman tarafından kurtarılmayı bekler, böylece erkeği kadın için, kollarında güvende hissedeceği, hayranlık duyacağı bir iktidar haline getirir. 

- masalların sonunda tüm ödülleri yukarıda sözünü ettiğim bağımlı kadın tipleri alır. bağımsız kadınları ise büyücü, cadı, peri yaparak ötekileştirir. bu kadın tipleri ise ya cinsellikle ilgilenmezler ya da cinselliklerini masalın kahramanını (yani erkeği) mahvetmek için kullanırlar. 


- erkek ise ancak bir kahramansa değer görür. başarıya ulaştığında da ödülü ya kadındır ya da statüdür (iktidarının perçinlenmesi). masaldaki kahraman bir kadın ise, genellikle erkek kılığında karşımıza çıkar. başarıya ulaştıktan sonra da toplumun beklentisi yönünde standart bir kadın tipine dönüşür. 

- prensesi bir prense öptürerek sınıf düzenine katkıda bulunur. ölüyken dirilen prenses de, iradesi dışında maruz kaldığı bu duruma tepki göstermez, tam tersine kendisini öpen adama aşık olur. aşık olmasının nedeni de öpen kişinin prens olmasıdır, yani statüsüdür. (masalların ana metinlerinde öpücük yerine tecavüz eylemi olduğunu hatırlayınca bu durum daha da vahim bir hal alıyor. )

- kendini kanıtlamak üzere evden ayrılan ya da ayrılmak zorunda bırakılan erkeği kahraman yapar. savaşması gereken karakterler de genellikle kötü olmasıyla bilinen cadı, kraliçe, üvey anne gibi güç sahibi bağımsız kadınlardır. 

- evden ayrılan kızların ayrılmaları ise kendi iradeleri dışında gerekçelendirilir. kovulmamış olsa, işkence gördüğü, acı çektiği yeri yuva belleyip orada yaşamaya devam edecektir. bu kadar basiretsizdir, iradesizdir masallarda kızlar. 


- masallarda oynatılan oyunlar da toplumsal cinsiyet rolleri içerir. kız çocuklar evcilik oynarken erkek çocuklar kılıçla oynayıp maceraya atılacakları zamanı beklerler. masallar kızlara kal, erkeklere git der. 

- benzer şekilde, kızlar ev işlerine yardım ederlerken, erkekler parasal açıdan destek olurlar. 

- üvey anne karakterini, erkeği hile yaparak etkisi altına alan kişi olarak lanse eder ve doğurmasına izin vermez. böylece çocuğun zihninde üvey anne karakterini doğrudan kötü olarak kodlar. 

- evliliği her derde deva olarak gösterir. yoksulluk biter, güzellik gelir, düşmanlar hak ettiğini bulur.

(bkz: masallar ve toplumsal cinsiyet)