"Demokrasi İki Kurt ve Bir Kuzunun Öğle Yemeğini Oylamasıdır" Sözü Aslında Ne Anlatıyor?

Yazar, felsefeci ve bilim insanı Benjamin Franklin'e ait olan bu söz çokça tartışılır, çokça da sert bir demokrasi eleştirisi olarak algılanır. Sözlük yazarı "highpriestess", bu sözü pek bilinmeyen devam cümlesiyle beraber analiz etmiş.
"Demokrasi İki Kurt ve Bir Kuzunun Öğle Yemeğini Oylamasıdır" Sözü Aslında Ne Anlatıyor?

benjamin franklin'e atfedilen “demokrasi iki kurt ve bir kuzunun yemeği oylamasıdır" sözü, popülizmin rasyonalizme üstün geldiği zamanlarda duygularımızı okşuyor. peki bu sözün ardındaki asıl fikir nedir?

buna yanıt verebilmek için, sözün devamını da yazmakta fayda olacaktır. aforizmanın aslı şu şekildedir:

“democracy is two wolves and a lamb voting on what they are going to have for lunch. liberty is a well-armed lamb contesting the vote.”

“demokrasi iki kurt ve bir kuzunun öğle yemeğinde ne yiyeceklerini oylamasıdır. özgürlük ise bu oylamaya itiraz eden tam teçhizatlı (silahlı) bir kuzudur.”

sözün orijini olan ülkeye (abd) baktığımızda, "well-armed"ın metafor olarak kullanılmaktan ziyade, literal (gerçek) anlamda kullanıldığını görüyoruz. bu daha çok, günümüzde hâlâ devam eden bireysel silahlanma tartışmaları ile ilgili bir sözdür.


bu tartışma bugün her ne kadar salt bir özgürlük tartışmasıymış gibi yapılsa da, problem 18. yüzyıl abd'sinde daimi ordu fikrinin bir iki tarafı keskin kılıç olarak görülmüş olmasından gelmektedir. bunun da temelinde, yabancı tehlikelere karşı oluşturulacak olan savunma araçlarının aynı zamanda memleket içindeki bir tiranlığın da aracı olabileceği savı yatar. binaenaleyh, köle isyanları ve amerikan yerlileri bir tehdit olarak görülürken ve daimi bir orduya karşı hakim olan bakış açısı da aşikâr iken vatandaşların gerektiği takdirde milislerini kurabilmelerinin önünü açmaktır 18. yüzyıl abd'sinde hedeflenmiş olan.

second amendment ile kongrenin, devletlerin milislerini kurma yetkilerine müdahale etmesi engellenmiştir. bireysel silahlanmanın bir "hak" olarak algılanması ise, sonradan ortaya çıkarılmış olan bir yorumlamadır. (district of columbia v. heller)


bu mühim ayrıntı not düşüldükten sonra, bir demokrasinin, çoğunluğun tiranlığına dönüşmesi olasılığının her zaman mevcut olduğunu itiraf etmemizde bir sakınca yoktur. popülizmin dünya genelinde yükselişte olduğu bir dönemde de, bu riskin hayata geçişini somut olarak gözlemliyoruz. lâkin demokrasiyi öcü ilân etmekten ziyade toplumu, herkesin sesini duyurabileceği şekilde yapılandırmaya özen göstermek daha yapıcı bir tutum olacaktır.

kurtlar tarafından yenmek istemeyen bir kuzunun ihtiyaç duyacağı silah, ar-15 değildir.

kuzunun silahı, yargı bağımsızlığıdır. ifade özgürlüğüdür. eleştirel pedagojidir. bunların öneminden söz edenleri susturmaya çalışanlar ise liberalizme değil, doğrudan demokrasinin kendisine zarar vermektedirler, zira plüralizm (çoğulculuk) yoksa demokrasi de yoktur.

Kadın Futbolunun Yasakları Aşarak Ses Getirir Hale Gelişinin Öyküsü

Kadın Milli Futbol Takımımızın 10 Numarası Melike Pekel'in İlham Verici Hayat Hikayesi