Deniz Gezmiş'in İdamla Sona Eren 25 Yıllık Hayat Hikayesi

Türk devrimci Deniz Gezmiş'in (1947-1972) hayat hikayesi, "kimdir?" diyenler için gelsin.
Deniz Gezmiş'in İdamla Sona Eren 25 Yıllık Hayat Hikayesi

bugün günlerden 6 mayıs. üç fidanın darağacına gittiği gün. 1972'den bu yana 47 yıl oluyor. dilim döndüğünce, bilgim yettiğince deniz gezmiş'i anlatmak istiyorum.

ankara'nın ayaş ilçesinde doğdu. babasının tayini nedeniyle çocukluğunu ileride tekrar uğrayacağı şarkışla'da geçirdi. ilerleyen yıllarda şarkışla'ya yolu düştüğünde kendisi için bir şarkı da yazılacaktı (bkz: şarkışla).

çocukluğunda bile fotoğraflarda parmakları ile altı yaparak chp'nin altı ok sembolüne gönderme yapıyordu.

altı yapan deniz gezmiş


fırından aldığı ekmekleri okulunda maddi durumu yeterince iyi olmayan öğrenciler ile paylaşıyordu. marshall yardımı ile dağıtılan süt tozları ile hayvanları besliyordu. henüz çocukken bile paylaşmayı bilen, iyi niyetli ve bilinçli bir çocuktu.


ailesi o 15 yaşında iken istanbul'a taşındı. deniz haydarpaşa lisesi'ne kaydoldu. haydarpaşa lisesi o zamanlar tanıdık başka birini daha barındırıyordu içinde. ileride deniz gezmiş'in yoldaşlarından biri olacak mahir çayan. deniz'den iki dönem daha büyük idi. (bkz: mahir çayan)

ilerleyen aylarda haydarpaşa lisesi, yaşadığı bir olay ile hürriyet gazetesi'ne konu oldu. habere göre lisenin pansiyon müdürü ve fenerbahçeli ünlü futbolcu ömer boncuk 6 öğrenciye tecavüz etmişti. bu çirkin iftira sonucunda ömer boncuk açığa alındı. bu olay deniz'i ve diğer lise öğrencilerini çok kızdırdı. çünkü ömer boncuk, herkes tarafından sevilen ve sayılan oldukça kibar biriydi, aynı zamanda deniz'in babası cemil gezmiş'in de arkadaşıydı. (bkz: ömer boncuk)

Haydarpaşa Lisesi

bu iftira, isyan dalgası yaratılmasına sebep oldu. mahir çayan ve deniz gezmiş önderliğinde öğrenciler kadıköy vapurunu işgal etti ve hürriyet'i protesto etmeye gittiler.

"boncuksuz haydarpaşa olmaz, böyle palavra atılmaz" sloganıyla sokakları inlettiler. gazeteyi taşladılar, hürriyet gazetesi çalışanları ise türk bayrağı asarak kurtuldular.

ancak öğrencilerin öfkesi sürdü, bu sefer de milli eğitim müdürlüğüne yürüdüler. müdür öğrencileri sakinleştirmek için geri adım atmak zorunda kaldı, aklandığı taktirde ömer boncuk'un tekrar okulda görev alabileceğini belirtti.

öğrenciler zafer kazanmıştı ancak polis pusudaydı, eyleme katılan öğrencilerin bazılarını/dikkat çekenlerini gözaltına aldılar. bunların arasında şüphesiz ki mahir çayan ve deniz gezmiş vardı. bu olayların ardından fişlenen öğrenciler saçlarını üç numara kazıtarak tepkilerini gösterdi. daha sonrasında deniz sonrasında okulu bıraktı, babasının arkadaşının müdürlük yaptığı bilir koleji'ne geçiş yaptı.

deniz gezmiş'in lise yılları


1964 yılında işçi partisi'nin örgütlerinde çalışmaya başladı. 1966'da liseden mezun olduğunda ise bilinenin aksine ilk önce hukuk fakültesine değil, babasının çok istediği fen fakültesine gitti. daha sonrasında ise vazgeçip hukuk fakültesine yazıldı.

deniz gezmiş'in üniversite kimliği


1967 yılında ise arkadaşları ile birlikte tutuklanıp sonrasında serbest bırakıldı.
30 ocak 1968'de devrimci hukuklular'ı kurdu. örgüt kurulduktan 2 ay sonra ulaştırma bakanı seyfi öztürk'ün istanbul üniversitesi'ndeki konuşmasını protesto edip yuhaladığı için deniz ve bazı arkadaşları 2 ay tutuklu kaldı, sonrasında beraat etti.

1968 yılının yazında amerikan 6. filosu istanbul boğazında idi. "yankee" olarak da bilinen filo askerleri istanbul’daki genelevler için gelmişti. hatta onlar için genelevlerde eskimiş olan boyalar tekrar boyandı. ve yankee’ler bunu yaparken polis de onların güvenliğini sağlamaya çalışıyordu. zaten siyasi açıdan karışık olan istanbul üniversitesi iyice kızıştı.


sol görüşlü hukukçular ve sağ görüşlü iktisadi ve idari bilimler fakültesi öğrencileri -akıncılar adıyla bilinir- birbirlerine saldırdılar. sağ görüşlüler "ya susturacağız ya kan kusturacağız" sloganları atarken sol görüşlü öğrenciler ile kavga etti ve bu kavga ilginç bir şeye yol açtı.

(bkz: akıncılar derneği)

deniz gezmiş ve arkadaşları akıncılar’ın tanınan simalarının fotoğrafını bastırdı ve altına tek bir cümle yazarak okula astı.

"faşistler giremez."

fotoğrafı asılan öğrenciler arasında eski cumhurbaşkanı abdullah gül de vardı. hatta bu fotoğrafının asılmasından 6 ay sonra okulu bırakmak zorunda kaldı. deniz gezmiş arkadaşları ile birlikte idam edilirken abdullah ise cumhurbaşkanlığına kadar yükseldi.

haziran 1969'da hukuk fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto etmek için üniversiteyi işgaline önderlik etti.

üniversite işgali


mhp'nin 1969 yazında 34 şehirde komando kursu açacağı haberleri deniz'i filistin'e götürdü. eylül ayına kadar fkö'nün askeri gücü olan gerilla örgütü el fetih kampında pek çok eğitim aldı. aldığı eğitimler genellikle nişancılık ağırlıklıydı.

eylül ayında döndüğünde üniversite işgalinden sorumlu olduğu için üniversiteden ihraç edildiğini öğrendi. hakkında tutuklama kararı bile çıkartılmıştı. bir ay ankara'da, odtü yurtlarında saklandı. daha sonra istanbul'a gelince arkadaşı taylan ile birlikte üniversiteye gitti (bkz: taylan özgür).

hukuk fakültesi dekanının odasını bastı. amacı ihraç nedenini öğrenmekti. ancak polisler müdahele etti. deniz yakalandı. taylan ise sırtından vurularak öldürüldü. deniz vasiyetinde taylan'ın yanına gömülmek isteyecekti. deniz daha sonra serbest kaldı. ancak bu, çok uzun sürmeyecekti.

Taylan Özgür (en sağda)

battal mehetoğlu suikasti deniz’in üzerine kaldı. en azından ana şüpheli oydu. suçsuz olduğu anlaşılana kadar yine 9 ay tutuklu kaldı (bkz: battal mehetoğlu).

çıktıktan sonra protestolarla gereken etkiyi yaratmayacağını düşündü. odtü yurdunda kalırken che'nin peşinden gittiğini düşünüyor, arkadaşlarını filistin'e gitmeye ikna etmeye çalışıyordu.

cihan alptekin, sinan cemgil, deniz gezmiş, hüseyin inan, yusuf aslan ile birlikte thko'yu kurdu.

thko'nun ilk eylemi 1970 yılının aralık ayında gerçekleşti. ankara'da sağcıların ateşi sonucunda iki arkadaşı yaralanmış, bir tanesi öldürülmüştü. intikam için amerikan elçiliği'ne saldırdılar. elçilik önündeki 2 polis yaralandı.

1971 yılının ocak ayında thko adıyla iş bankası’nı soyup 124 bin lira aldılar. deniz, yusuf, hüseyin ve sinan yüzlerini bile gizleme gereği duymadılar.

thko olarak para sorunu yaşıyorlardı. o dönem incelendiğinde nato’nun finanse ettiği komando kamplarında eğitim alan sağcılar ile mücadele edebilmek için alınan bu aksiyon, deniz’i ülkenin en çok aranan ismi haline getirdi.

şubat ayında da bir eylem gerçekleştiren deniz ve arkadaşları bu sefer bir amerikan subayını kaçırıp amerikan üssünün yerini öğrendiler.

mart ayında ise dört amerikan askeri kaçırıp fidye istediler. deniz daha sonraki konuşmalarında "biz kendimiz doğru düzgün beslenemiyorken onlara muz yedirdik be muz" demişti.

dört asker kaçırıldı


12 mart 1971'de darbe gerçekleşti. 15'inde deniz ile yusuf malatya'ya gitmek için motosiklete binip yola çıktılar. izleyecekleri rota yozgat, sivas, malatya şeklinde idi. ancak sivas'a girerken polis kontrol yapıyordu. sivas'taki kontrole yakalanmamak için şarkışla yoluna saptılar. benzinleri bitti. polisler tarafından fark edildiler. karakola götürülürken havaya birkaç el ateş ederek kaçma fırsatı yaratmak istediler. polisler karşı ateş açtı. yusuf vuruldu. deniz kaçtı. deniz de çok uzaklaşamadan gemerek'te yakalandı.

deniz gezmiş yakalandı


haklarında idam kararı vardı. deniz ilk önce içişleri bakanı'nın yanına götürüldü.dönemin içişleri bakanı haldun menteşeoğlu idi (bkz: haldun menteşeoğlu).

bakanın odasına sabah sekizde götürüldü. sabah sekiz olmasına rağmen bütün medya oradaydı. bakan ise çok keyifli idi. deniz'i küçümsemiş, bu mu kurtuluş ordusunun başı şeklinde gülmüştü. deniz'e "nereye gidiyordun" diye sorduğunda deniz "devrime" dedi.

bakan haritada sivas’ı parmakla göstererek sormuştu: "buradan mı gidiliyor devrime?"

bakan "türkiye’de tek ordu vardır, o da türkiye cumhuriyeti ordusudur" dediğinde, gezmiş "onun için demirel ve senin gibi uşakları hemen istifayı bastınız" dedi. deniz bunları bağırarak söylediğinde ortam çok gerilmişti. içişleri bakanı "bunları götürün" demekle yetindi.

bu olay gazete küpürlerine şu şekilde yansıdı


deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan‘ın idamını engellemek isteyen yedi thko militanı, nurhak dağı‘nın eteklerinden kürecik abd üssü’nü basma planı yaptı. sinan cemgil, kadir manga, alparslan özdoğan eyleme giderken devlet tarafından öldürüldü.

26 sanıktan oluşan thko davası 16 temmuz 1971’de deniz gezmiş, yusuf aslan, hüseyin inan'ın yargılanması ile başladı. sanıkların tamamı gündoğdu marşı ile içeriye girdi.

deniz idam edileceğini biliyordu. babasıyla vedalaşmak istedi.

babasına veda mektubu

merkez cezaevi 6.5.1972

baba,

mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış
bulunuyorum. ben ne kadar üzülmeyin dersem
yine de üzüleceğinizi biliyorum. fakat bu durumu metanetle
karşılamanı istiyorum. insanlar doğar, büyür,
yaşar, ölürler. önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı
süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. bu nedenle ben
erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki benden
evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında
tereddüt etmemişlerdir. benim de tereddüte düşmeyeceğimden
şüphen olmasın. oğlun ölüm karşısında aciz ve
çaresiz kalmış değildir. o bu yola bilerek girdi ve sonunun
da bu olduğunu biliyordu. seninle düşüncelerimiz
ayrı, ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. sadece
senin değil, türkiye'de yaşayan kürt ve türk halklarının da
anlayacağına inanıyorum. cenazem için avukatlarıma
gerekli talimatı verdim. ayrıca savcıya da
bildireceğim. ankara'da 1969'da ölen arkadaşım taylan
özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. onun için
cenazemi istanbul'a götürmeye kalkma. annemi teselli
etmek sana düşüyor. kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum.
kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı
olmasını istiyorum. bilimle uğraşsın ve unutmasın
ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.
son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı
belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi
devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.

oğlun deniz gezmiş

27 eylül'de savunmalara geçildi. 26 sanığı 11 avukat savunmak zorundaydı. 9 ekim 1971'de haklarında idam kararı verildi.

idam kararı hakkında gazetelerde çıkan haber


ismet inönü siyasi suçlar için idam olmaması gerektiğini söylüyordu. süleyman demirel, alparslan türkeş gibi isimler ise idam istiyordu. aynı dönemde bülent ecevit, dönemin aydınları ve uluslararası af örgütü idam cezasının kaldırılması için imza kampanyası topladı. bilindiği üzere hiçbir etkisi olmadı.

deniz gezmiş, özellikle işçilerin içtiği ve en ucuz sigara olan “birinci” sigarasını içiyordu. birinci sigarasının filtresi yoktu. deniz gezmiş, idam edilmesine dakikalar kala son isteği olarak bir tane “samsun” sigarası istemişti. hiç filtreli sigara içmemişti. deniz gezmiş'in mezarına bırakılan sigaraların nedeni budur.

bırakılan sigaralar


deniz idam önlüğüyle sehpadayken tabureyi kendisi itti. ancak tuhaf bir şey yaşandı. deniz'in boyu ve altındaki masanın boyu hesap edilememişti. bu yüzden çok uzun süre ipte kaldı ve çok acılı bir idam yaşadı.

idam edildiler


idam edilmeden önce son sözleri: "yaşasın tam bağımsız türkiye! yaşasın marksizm-leninizm! yaşasın türk ve kürt halklarının kardeşliği! yaşasın işçiler, köylüler! kahrolsun emperyalizm!" oldu.

aşağıda deniz gezmiş'e adanmış şarkıların bazılarının linklerini paylaşacağım.

aşk olsun sana çocuk


şarkışla


hoşçakal kardeşim deniz

hoşçakal kardeşim deniz şarkısıyla ilgili şöyle bir durum var. nazım hikmet bu şiiri deniz gezmiş'ten çok önce yazıyor. ancak deniz gezmişe ithaf edildiği için besteleniyor.


deniz gezmiş adına yazılan bazı kitaplar

darağacında üç fidan

deniz gezmiş anlatıyor

deniz: yaşamı ve mücadelesi

adı deniz: delikanlım iyi bak yıldızlara

denizler ve filistin

defterimde kuş sesleri

gülünün solduğu akşam

idam gecesi anıları

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın Ailelerine Yazdığı Son Mektupları

Deniz Gezmiş'in İdam Edilmeden Önceki Son İsteği: Rodrigo'nun Gitar Konçertosu