Dinlerken İnsanı Masalsı Bir Atmosfere Sokan Müzik Türü: Senfonik Metal

Epica, Haggard, Within Temptation gibi önemli temsilcileri olan Senfonik Metal türüne dair bilgiler.
Dinlerken İnsanı Masalsı Bir Atmosfere Sokan Müzik Türü: Senfonik Metal

senfonik metal, senfoni tekniğiyle yazılan eserlerin icra edildiği ve çoğunlukla klasik enstrümanlarla zenginleştirilen bir metal müzik türüdür. 

öncüsü therion olsa da herhalde bu türe en yakışan eser veren en popüler grup haggard denilebilir. bazı kaynaklar after forever, epica, nightwish, adagio gibi iyi grupların isimleri saysa da müziğinde yoğun olarak senfonik etkileşimler kullanan bu grupların, klasik enstrüman kullanımı ya da opera tekniğinde vokal kullanımında öteye geçemediğini, müziğin kompozit yapısında klasik senfonik kurallarına çok da uyum sağlamadıklarını görüyoruz.

temel olarak senfonik metal türünün, şarkılarında yaylı veya nefesli sazlar kullanan herhangi bir gruba yakıştırılmasının altında yatan sebep, senfonik metalin veya senfoni müziğinin sadece enstrüman özelliğiyle ortaya çıkan bir tür olduğu yanılgısından, kısaca klasik müziğin temel olarak bile bilinmeyişinden kaynaklanıyor. yalnız buna geçmeden önce enstrüman yanılgısına parmak basmakta yarar var.

klasik müziğin gelişimi rönesans'a, dolayısıyla da orta avrupa'ya dayanıyor. chanson, motet, mass, canzonet, laude gibi basit örgülü ve tek sesli müzikal ürünlerin yerini yavaş yavaş ağırlığını din dışı müzikte hissettiren bir akımın almasıyla birlikte tüm dünya çok seslilikle tanışıyor. ironik olarak rönesans ile antik çağdaki kavramlara yapılan atıflar ve insana verilen değerle birlikte demokrasi tekrar gündeme geliyor. bu da birden çok kavramın aynı anda tek bir tema için kullanılmasını getiriyor. bunun müziğe yanışması tabi ki orkestral kompozisyonlar oluyor. besteler derhal kurgusal olarak karmaşıklaşıyor. icracılar heyeti iyice genişliyor. enstrümanların bir arada ahenk içinde üretmesine yönelik senfoniler bestelenirken, bireysel farklılık ve üstünlükler de unutulmuyor: konçertolar besteleniyor. bu durumda ortaya klasik senfonik eserleri tanımlayan iki kavram atabiliriz: enstrüman ve kurgu.

klasik müziğin orta avrupa kaynaklı olmasının, klasik enstrümanların doğal olarak orta avrupa yerel enstrüman ailesinde yer almasına sebep olduğu aşikar. bunun yanında klasik müzik formatının ayrılmaz bir parçası haline geldiği için dünyanın klasik müzik icra edilen her yerinde de kullanılıyorlar. yani ben bağlamayı halk müziği icra etmek için de kullanabilirim çünkü doğal enstrümanıdır; ya da çetin akdeniz'imdir, normal bir müzik aleti gibi pop albümlerinde müziği zenginleştirmek için kullanabilirim. yani kısaca, avrupa -daha çok kuzey avrupa- kaynaklı bir çok grubun müziklerini zenginleştirmek amacıyla doğal olarak bu enstrümanlara başvurması, yaptıkları müziğin senfonik olması anlamına gelmez, veya tek başına yeterli olmaz. yer yer bu gibi grupları görünce zaten "senfoniden etkileşimler taşıyor" diyoruz, yani senfonik enstrüman kullanımını benimsediklerini varsayıyoruz.

konunun ikinci ve en önemli kısmı tabi ki yapı ve kurgu. senfonik eserler belli bölümlerden oluşmakta. bu bölümler birbirinden tempo, uzunluk veya "pitch" olarak farklı olabilse de temelde aynı tema üzerinde farklı varyasyonlar, çeşitlendirmeler, sıralamalar ile oluşmakta. unisonlarla, sololarla ve tabi ki virtüozite ile örülen enstrümental zenginlik eğer anlatılan konu da iyi senaryoya dökülmüşse dinleyicisini hazlardan hazlara koşturmakta. işte bu nedenlerle yapılan müziğe senfonik yakıştırmasını yapmadan önce senfonik müziğin doğru noktalarına ayağımızın bastığından emin olmamız gerekiyor.

müzikal başarıda senfonik müzik-senfonik metal bağlantısından ve senfonik müziğin ayaklarının oturduğu bu iki kaidenin uygulanışından daha da önemli olan bir nokta ise tabii ki beste ve yaratıcılık. ancak bu zaten her turun temel ihtiyacı olduğundan ayrıntısına girmeyeceğim.

günümüzde özellikle kurgu konusundaki endişenin başarılı ürünlerinin ağırlıklı olarak progresif rock gruplarından bize kalan efsanevi mirası iyi takip eden bazı gruplarca sağlandığı söylemekte yarar var. yes, jethro tull, pink floyd, queensryche, marillion, genesis, king crimson, eloy gibi rock müziğin devleşmiş ve haleflerine müthiş bir oyun alanı bırakmış grupların takipçileri aslen senfonik veya genel anlamda klasik müziğin temel niteliklerini çok çok iyi ortaya koyan, teknik mükemmelliğin yanında bestecilik anlamında da doygun eserler üretebiliyorlar. örneklerine ağırlıklı olarak, süre ve mali kaynak sıkıntısı çekilmediğinden ve yapımı başlıbaşına klasik müziğin ihtiyaç duyduğu bir takım meziyetleri şartladığından olsa gerek, konsept albümü olarak rastlayabildiğimiz bu eserler aslen senfonik metal türünde eser vermek isteyen müzisyenlere farklı bir janr içinden de olsa göz kırpar ve yol gösterir gibiler. herkesin iyi bildiği örnekler vermeye gayret ederek; dark side of the moon, the wall,seventh son of a seventh son, operation mindcrime, nightfall in middle earth, metropolis part 2 scenes from a memory, perfect element part ı, the human equation ve sayısız kemikleşmiş albüm senfonik müziğin enstrümanları dışında üzerine oturduğu temel değerleri çok çok iyi yansıtmaktadır diye düşünüyorum.

yine de temel değerleri oldukça başarılı bir şekilde farklı bir türün temsilcileri tarafından beslense de haggard'ın iki albümüyle, awaking the centuries ve eppur si muove ile ortaya koyduğu şeyin, senfonik metalin tam olarak tanımı olması gerektiğini düşünmekteyim. maliyet, kendini tekrarlama riski, üretkenliği törpülemesi, müziği amatörlükten koparması gibi tehlikeleri olsa da senfonik metal türündeki eserlerin müzikal zenginlik konusunda en önemli potansiyel kaynaklardan biri olduğu da açık.

haggard - herr mannelig


epica - cry for the moon


therion - rise of sodom and gomorrah

O Günü Bizzat Yerinde Yaşayanların Gözünden: 1993 Metallica İstanbul Konseri