En İyinin de İyisinin Olabileceğini Savunan Bir Japon Kalite Felsefesi: Kaizen

Japoncadaki kai (değişim) ve zen )daha iyi) anlamına gelen kelimelerin birleşiminden oluşan bir kelime Kaizen. Yani sürekli olarak iyileştirme anlamına geliyor. Çıkış noktası, üretimdeki süreci küçük ama etkili değişikliklerle daha iyi bir noktaya getirmek olan Kaizen felsefesine bakıyoruz.
En İyinin de İyisinin Olabileceğini Savunan Bir Japon Kalite Felsefesi: Kaizen
iStock

yalın üretim felsefesinin ana unsurlarından biridir. bir kurumdaki tüm çalışanları kapsayan sürekli iyileştirme faaliyetlerini ifade eder. iyileştirmeler bir anda devrim niteliğinde değil, küçük adımlarla her defasında bir önceki standartı aşacak şekilde yapılmaktadır. her defasında yeni belirlenen standart yeterli görülmeyip onun da daha iyisi için çözümler aranmaktadır. kaizen uygulamalarındaki öneriler; işi kolaylaştırmak, işi daha güvenli ve/veya üretken hale getirmek, ürün kalitesini yükseltmek, zamandan veya yoldan veya paradan tasarruf etmek gibi hedeflerden herhangi biri veya birkaçına uygun düşmelidir.

kazien uygulamalarının en önemli özelliği, kurumdaki tüm çalışanların yaratıcı potansiyeline saygı duymasıdır. özellikle işçilerin fikir ve önerilerine çok değer verilir. kaizen felsefesi ve uygulamaları -organizasyon ve hiyerarşi bakımından- kurumdaki en alt düzeydeki çalışanlara söz hakkı verdiği ve hatta onların önerileriyle süreçleri değiştirdiği için demokratik, katılımcı bir ortam yaratır. bu katılımcı ortamda kurumdaki tüm çalışanların kuruma aidiyet duyguları gelişir. çalışanlar her sabah işe küfrederek değil heves ve heyecanla giderler. özetle, kaizen 'bir makinanın yükleme ve ayar süresini 6 dakikadan 2 dakikaya indirmek'ten çok daha fazlasını ifade eder.

kaizen, japonya'da ortaya çıkmış bir felsefedir ancak günümüzde evrenselleşmiştir. türkiye'de ise bazı işletmelerde uygulamaya çalışılmaktadır. örneğin, mercedes benz türk a.ş. (mbt)'de kaizen ofis adıyla bir departman vardır. ancak şu anda mbt'de kaizen, 3 haftada bir düzenledikleri workshoplarla sınırlıdır. ilk gün kaizen eğitimi verilir, diğer günlerde de sahada çalışmalar yapılır. oysa ki kaizen, sürekli uygulanmalıdır. tüm işçiler, bunun bilincinde olmalıdır. mbt'de de bu hedeflenmektedir.

değişimin japonya'da ve batı'da anlaşılma farkına kaizen kavramı ile ulaşabiliriz. batı'dan farklı olarak insana öncelik vermekle başlar kaizen felsefesi. işçilerden yöneticilere herkesin önerisi dikkate alınır ve uygun görüldüğünde uygulamaya sokulur ve öneri sahibi ödüllendirilir, bu da işletmeye olan baglılıgı arttırır, verim artar...

sadece üretim yada hizmet sektöründe, değil güncel yaşamda da kullanılabilir bir felsefedir kaizen. hedef, israflardan kurtulmaktır. kaizen, problemin ana nedenini keşfeder ve problemi çözmeye yogunlasır. problemi bulmak ve çözmek için çeşitli teknikler vardır. bunlar; 5 s, pareto, beyin fırtınası vb.

kaizen, sürekli gelişim anlamına gelen bir sözcüktür. japon sanayiinin gelişimi ile adı duyulur olmasına karşın bir üretim stratejesi ya da kalite felsefesi değildir. kaizen, bir yaşam felsefesidir. özünde var olan ilke; insanın büyük değişiklikleri yapmadan, sürekli olacak biçimde ufak adımlar atarak çok büyük gelişimleri korkusuz ve geri dönüşsüz biçimde başarabileceği vurgusudur.

insan büyük değişimlere karar verdiğinde ve bu değişimi başlattığında korku ve endişeler nedeniyle başarısızlığa uğrar, sonrasında ise kendine güvenini kaybeder. işte tam bu noktada kaizen felsefesi devreye girer ve insanın önüne bir seçenek koyar. kocaman bir sıçramanın riski çok büyüktür, bunun yerine küçük değişikliklerle aynı mesafeye başarısızlık ihtimalini ortadan kaldırarak ulaşabileceğini söyler. bir dağın zirvesine doğru ilerleyen sarp kayalıklı ve uçurumlu bir yolu tercih etmektense, dağın eteklerinden dolaşarak zirveye kolayca ulaşılabileceğini söyler. ilginç olan nokta ise büyük değişimlerle kendini yenilemek ve kaizenle ilerlemek arasında zaman farkı yoktur. hatta bir noktadan sonra kaizen düşüncesi, sıçramaya dayalı gelişmeleri de aşıp; zerrelerin yanyana gelerek büyük rakamları nasıl alt ettiğini gösterir, başarıya giden sürecin daha da kısa olmasını sağlar.

japon pazarı adıyla kalitesiz ürünler satan ülkemizdeki bazı mağazalar, bir zamanların japon ürünlerine ülkemizdeki bakış açısını yansıtması bakımından manidar. oysa bugün japonlar kalitenin ve dürüst çalışmanın sembolü konumunda. tabii bu hususta, japon mucizesinin mimarı, dr edward deming'in de hakkını teslim etmek gerek.

Edward Deming  kimdir?