Enerjiye Dönüştürülebilen Güneş Işınlarının İlginç Depolama Yöntemi

Sözlük yazarı "alebahad" yine önemli bir konuyu zamanında araştırmış, anlamış bizim için de keyifli diliyle paylaşmış. Bu defa konumuz güneşten elde edilen enerjinin depolanma yöntemi.
Enerjiye Dönüştürülebilen Güneş Işınlarının İlginç Depolama Yöntemi
iStock.com

kimilerine göre gereksiz bilgi, kimilerine göre ilginç bilgiler.
otomatik vitesli aracındaki navigasyon cihazının sesli yönlendirmeleri ile gittiğin ormanın ortasında çayırlık bir alanda açmışsın kilimini piknik yapacaksın. elindeki akıllı telefon ile 3 saat sonra bulunduğun noktadaki hava durumunu kontrol edip, guetamala'daki arkadaşınla video görüşmesi yaptıktan sonra yine telefonda dubstep tarzı müzik açmışsın, ver elini parlak gökyüzü. vayy tam yukarıdan saturn gezegen'i geçiyor meğer, sky map bunu diyor.
az ileride tepenin üstünde devasa pervaneleri ile usul usul dönen devasa rüzgar santralleri ile sanki bladerunner filmindesin. huuhuuuu bundan 30 yıl önce olsa bilimkurgu denirdi.
ama artık değil.
seni bilmem ama bu rüzgar santralleri bana hala çok fantastik geliyor. hatta benim kafa mı kırık bilmiyorum ama dünyalar savaşı'ndaki tripodlara benzetiyorum arasıra.
tamam rüzgar santrallerine alıştık, rüzgar pervaneleri çevirir oradan elektrik üretilir. biliyoruz da konuşuyoruz, peki güneş panelleri nasıl çalışıyor arkadaş?
solar tarlalar görmeye ne zaman başlayacağız? damdaki güneş enerjisi sistemle su ısıtmanın ötesine ne zaman geçeceğiz ağalar?
yakındır.

yakındır da ya gece nasıl üreteceğiz? veya güneşin çok etkin olmadığı mevsimlerde?

kafa kırık dedim ya hafif, tuttum araştırdım durduk yere.
güneş enerjisi sistemlerde elektrik 2 temel yolla üretiliyormuş canlar.

ilki, fotovoltaik hücreler ile ki kendisi fotonları emip elektronları salan yarı-iletken madde aracılığı ile güneş ışığından elektrik üretimi.
diğeri ise solar- termal türbinler. güneş ışığından elde edilen ısı ile su buharı elde edip buhar jeneratörü ile elektrik üretimi.

bu solar-termal enerji santralleri gelecek vaad eden yöntem. ancak bu sistemin en büyük handikapı elbette güneş. lan yerinde durmuyor ki zırt pırt dönüp öbür tarafa geçiyor.

bu nedenle bu sistemi çok pahalı yapıyor çünkü 7 gün 24 saat üretim yapamıyorsun.
ee ne yapacağız?

ama norveçli balıkçılar ve isviçreli bilimadamları boş durur mu yapıştırmışlar cevabı.
"hacı güneş enerjisini depolayak mı la?" gibi fikirlerin sahiplerine "iyi de o nasıl olacak goçum?" dendiğinde problem başlamış.

bu goçum lafından alınna gazla bir kaç güzel fikir çıkmış. mesela gündüz üretilen enerji ile bir miktar suyu yüksek bir noktaya pompalayıp suya potansiyel enerji kazandırmak ve ihtiyaç olduğunda düşü sağlayarak bu enerjiyi tekrar elektrik enerjisine çevirme(hes) metodu denenmiş bazı yerlerde. havayı kompres ve dekompres etmek gibi fikirler de çıkmış. evet gayet mantıklı ancak enerjiyi saklamak için enerji harcamak fikri, sistem verimini muazzam oranda düşürmüş.
bataryalarda saklayalım denmiş ama bu büyüklükte ve hacimde bataryalar astarı yüzünden pahalı hale getirmiş.
sonra bir cin fikirli (lan ben olsaydım ne zengin olurdum heaa) ısıyı saklamak fikri ile gelmiş. ısıyı saklamak kolaydır.
bir solar-termal santralde elektrik ısı ile elde ediliyor ve eğer ısıyı saklayabilirsek prosesi duraklatabilmiş oluruz.

fikir güzel, geriye sadece ısıyı nerede ve nasıl saklayacağız?

buharlaştırma ve basınç dengesi için seçilecek uygun madde 400 santigrat derecede stabil kalabilmeli ve kolay ulaşılıp ucuz olmalı.
cevap basit aslında. "anne çorba müthiş olmuş da sanki bir şey eksik içinde" dediğinde annenin koymayı unuttuğu şey. tuz!

evet cevap tuz.


tuzun erime noktası çok çok yüksektir ve elde edilmesi kolaydır. tuz gölü var lan daha ne olsun amk. ve kendisinde hapsedilen enerjinin sadece yüzde 7'sini kaybetmektedir.
elbette tuz dediysek annenin çorbaya koyduğu tuz değil, o kadar da değil ali sami!
ispanya'da granada şehrinde kurulan andasol 1 enerji santralinde kullanılan tuz, sodyum ve potasyum nitratın özel karışımından elde edilen tuzdur. 2008 yılında kurulan bu tesisin prosesi aynen şöyle hacı.
güneş parlarken yukarıda, yüzlerce ayna, ortak odak noktasından geçen tüplerin içindeki yağı ısıtıyor ve 400 dereceye gelen yağ, sudan buhar elde etmekte kullanılıyor.
peki güneş yokken? olaya bak şimdi, tesiste ihtiyacın 2 katı güneş paneli var. bir kısım panel yağı ısıtıp elektrik üretilirken diğer kısım panel de ısıtılan yağ, içinde erimiş ve 260 derece sıcaklığa sahip tuz tanklarından geçiriliyor. sıcaklığı 400 dereceye çıkan erimiş tuz bir başka tanka geçip bekletiliyor. santral ısıya ihtiyaç duyduğunda bu eriyik tuz tekrar ilk tanka geçilirilip yağ ısıtılıyor ve proses devam ediyor. yağı ısıtan tuz yine 260 derecede bekliyor tekrar ısıtılmak için.
vay amk!
"şerrefsizim aklıma geldiydi" desem "la yeri!" deneceğini biliyorum. yalan çünkü. elin adamı düşünmüş hacı biz değil.
biz de anca işte tuz gölünde yalınayak yürür "mars gibi lan bilimkurgu şeysi gibi ahahahah" deriz.

vay amk yine uzun bir entri olmuş. kalp kırığının bile çaresi var ama kafa kırıklığının yok dostlar galiba.
buraya kadar okumayı bırakmamış olanlar için bir sürpriz yok.
bak tuz var tuz var.
bundan enerji üretmeyi neden denemiyorlar arkadaş? (evet bu espriyi yapmasam daha iyi olacaktı)

kaynak götüm demeyeceğim canlar:

kaynak1
kaynak 2
kaynak 3