Erkeklik Gururunu Korumak İçin Kavgada Israr Etmenin Yol Açabileceklerini Gösteren Bir Öykü

Ülkemizin, belki de tüm insanlığın ortak bir sorunu olabilir erkekliği korumak için kavgada ısrar etmek. Sözlük yazarı "cinnet mustatili"nin tanık olduğu bu hikaye, ısrarcılığın nasıl can yakıcı olabileceğini kanıtlıyor.
Erkeklik Gururunu Korumak İçin Kavgada Israr Etmenin Yol Açabileceklerini Gösteren Bir Öykü


ben de kavga etmekten korkan erkekler grubundanım.

kavga etmedim değil, çok ettim. ortaokul/lise yıllarında 8-10 kişiden toplu temiz dayak da yedim, serseri grupların tacizine uğrayıp kafa, tekme, tokat hırpalandığım da oldu. arada benim dövdüklerim de vardı.

sırf dayak yememeyi öğrenmek uğruna yıllarca wushu(sanda) çalıştım. wushu derneğine üye oldum, özel bazı klüplerin yönetim kurullarına girdim, müsabakalarda hakemlik, uluslararası turnuvalarda sunuculuk yaptım.

uzun yıllar önce, aralarında 2 milli sporcunun da bulunduğu profesyonel wushu sporcularıyla birlikte fatih karagümrük' te takım otobüsüne giderken basit bir omuz atma hadisesi sonucu aniden bir kavga çıktı.

her iki tarafın sonuçlarını düşünmeden gençliğin ve toyluğun verdiği cehaletle başlattığı kavga çok aşırı sıcak bir yaz gününde kuru saman saplarının bir anda alevlenmesi gibi o kadar hızlı büyüdü ki, kontrol tamamen kaybedildi. sporcu çocukların her vurduğu direk indiği için etraftan yardım çağırmalar neticesinde 12 kişiye 45-50 kişilik bir meydan muharebesi başladı. etraftaki esnaftan aklı başında bir kaç kişi , kulüp yöneticileri ve antrenörlerin ayırma çabaları arada onlara da gelen tekme, yumruk, sopalarla engelleniyor ve sonuçsuz kalıyordu.

hayatımda hiç bu kadar büyük bir toplu akıl tutulmasını canlı görmemiştim... ve sonunda olan oldu, kalabalığın arasından biri sporculardan birinin karnına kahpece bıçağı vurdu. şiddetli bir kavga sırasında ilk anda acıyı hissetmek pek mümkün olmuyor ancak kan...oluk oluk akan kan ve yere düşen bir genç. sanki biraz önce sebebini bilmeden, hiç tanımadıkları bir grubu öldürmeye çalışan onlar değilmiş gibi kalabalık bir anda dağıldı. ambulans diye bağrışmalar, arabaya taşıma çırpınışları...

bıçağı yiyen omuz atma yüzünden kavgayı başlatan iki kişiden, bizim taraftan olan genç sporcu arkadaşımızdı.

hayır, ölmedi. 2 ameliyat geçirmek zorunda kaldı. parçalanan iç organlarından bir kısmının hiç bir zaman eskisi gibi çalışmayacağını öğrendi. henüz 19 yaşındayken, asgari ücretle çalıştığı tekstil atölyesinden tek çıkış umudu olan profesyonel spor hayatı bitti. hem sağlığını kaybetti, hem de hayallerini.

bütün bu yaşananlar, bu ölümle burun buruna gelme basit bir omuz atma uğruna yaşandı. değer miydi gerçekten, tabi ki değmezdi. bazen bela sizi bulur. ne olur alttan alın, cahille cahil olmayın. bırakın onlar kendini güçlü sansın.

sevdikleriniz sizi bekliyor.