Eşcinsellik Bir Hastalık mıdır Yoksa Doğal mıdır?

Arada sırada eşcinselliğin bir hastalık olduğunu ifade eden açıklamalar sağdan soldan görüyoruz ancak bu konuda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak çokça yapılan bir hata.
Eşcinsellik Bir Hastalık mıdır Yoksa Doğal mıdır?
iStock

normallik ve doğallık ayrı kavramlar. eşcinsellik normal değildir ama doğaldır, tıpkı solak olmak gibi

normal olmak standarda, ortalamaya uymak demek. nüfusun yüzde 10u solak, yüzde 5-15 arası eşcinselse bunlar normun dışındadır. tabii günlük hayatta anormal kelimesine negatif anlam yüklendiğinden, ayrımcılığa uğrayan azınlıklar için bu kelimeyi kullanmak akıllıca değil. solakların çekineceği bir durum yok ama eşcinselliğin zar zor tahammül edilebildiği, sağlık bakanının dünya sağlık standartlarından alakasız bir şekilde bunu hastalık olarak tanımladığı bir toplumdayız, tanımlarda hassas olmak lazım. sözlük daha açık fikirli olduğundan (ve sağlık konularına sağlık bakanına kıyasla daha bilimsel yaklaştığından) rahatça normal kelimesini gerçek -ve anormal- şekliyle, yani yargı içermeyen şekliyle kullanıyorum.


eşcinsellik doğaldır. bunun birkaç nedeni var

1) öyle 3-5 hayvanda değil, 1500 ayrı türde gözlemlenmiş. milyonlarca turun pek azını sürekli gözlemleyebildiğimize göre, bu sayı gerçekte çok daha fazla.

2) zaten bir tanesinde olması da yeter doğal olması için. yani doğal, doğada bulunan demek değil mi? 1500 değil de 3-5 olsaydı doğal olmaz mıydı?

3) memelilerden sürüngenlere, solucanlara kadar geniş bir evrimsel skalada gözleniyor, yani buna yol açan faktörler epey derinde, öyle "seçim"in, "psikoloji"nin ötesinde.

4) homoseksüelliğin her türlü çeşidi gözleniyor. nadir olarak homoseksüel ilişkiye giren de var, bunu sürekli yapan da, sırf bunu yapan ve hetero hiç takılmayan da (sonuncusuna örnek olarak koçlar var. koç gibi adamsın deriz ya, bunların yüzde 10'u biseksüel de değil, salt homoseksüel)

5) bize en yakın hayvanlarda, içinde bulunduğumuz great ape/hominidlerin istisnasız her türünde var. bonobolardaki seksin çoğunluğu zaten eşcinsel.


6)
insanlık tarihinde yer bulmuş, birbirinden binlerce kilometreyle, binlerce seneyle ayrılmış onca değişik kültürün her birinde eşcinsellik vardı. sümer'de, eski çin'de, antik yunan'da, müslüman araplarda, katolik ispanyollarda, kızılderililerde, aborjinlerde, eskimolarda, amazonlarda, sahrada, karayiplerde....

5000 yıllık yazılı tarih boyunca insanın ayak bastığı her yerde, her zaman varolan bir şeye; insanın insan olmadan önce geçirdiği milyonlarca yıl boyunca da her türlü şekliyle var olan birşeye "doğal değil" demek için çılgın olmak lazım.


bak mesela, delilik de, çılgınlık da normal değil (norma uygun değil), üremeyi zorlaştırıyor ama doğada var

sonuçta türün devamını tehlikeye atacak kadar kritik eşiği geçmediği sürece, üremeyi zorlaştıran binbir türlü şey doğada kendine yer bulmuş: çılgınlık, çocuk hastalıkları (üreyecek yaşa gelmeden bireyi öldüren şeyler), kısırlık, aseksüellik... homoseksüelliğin varolması daha da kolay çünkü bu örnekler gibi kısıtlayıcı da değil; sonuçta çok gerekirse bonobolar gibi çocuk da yaparım, eşcinsellik konusunda kariyer de yaparım diyebiliyor bir insan.

kaldı ki bu üreme konusunu dert etmek için de ayrı bir cins olmak lazım. ulan öyle doğal yollardan üreye üreye 7 milyar olduk be. sınırları en geniş haliyle, batısıyla ve bizansıyla bütün roma imparatorluğu içinde yaşayandan fazlası yaşıyor bugün türkiyede. sadece 15 senede 1 milyar kişi daha ekleyeceğiz. bir hindistan daha yani.

kaldı ki artık evrim devrim mi kaldı da "genlerimi sonraki nesile geçirmeliyim" telaşı içinde olalım. gen yapısı iyi olan da dandik olan da hayatta kalıyor işte, artık mühim olan insanın fikirlerini yayması, genlerini değil.

kaldı ki insan hayatında doğal olan ne? tek eşlilik mi doğal? hiç cinayet işlemeden hayatını sürdürebilmek mi doğal? tek tanrıcılık mı doğal? vücudundan ve çıplaklıktan utanmak mı? depresyon mu? varoluşsal buhranlar mı? homoseksüellik bunların hepsinden eski bizim hayatımızda

insan bir-iki bakış açısını düşünemez -veya hazır düşünülmüşünü okuyamaz- ve yanlış bir şey söyler de bunca ayrı noktayı da gözardı etmesi doğal/normal mi?

eşcinselliğin hastalık olduğunu iddia edenler, eşcinselliğin bir insanın "yaşam kalitesini düşürdüğünü" iddia etmiş oluyorlar

"hastalık", "bireyin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen" bir durum. örneğin, grip olanlar, yataklara düşüyorlar, çalışma performansları belli bir süreyle düşüyor. sindirim sistemi hastalıklarına yakalananların beslenme düzenleri bozuluyor. "kan yoluyla ilgili" bir hastalık yaşayanların kan dolaşımlarında sorun oluyor, ya da damarlarında dolaşımı engelleyici-yavaşlatıcı durumlar oluyor.

bir insan, "eşcinsel" ya da "biseksüel" olduğunda, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen hiçbir durum olmuyor. bir insanın eşcinsel olması, onun sindirim-dolaşım-solunum-ürogenital vs. sistemlerini olumsuz etkilemiyor. bir insan, eşcinsel olup, tüm cinsel ilişkilerini korunarak yaşayabilir. bir insan, eşcinsel olup, tek ve sağlıklı bir partnerle ömür boyu korumasız ilişkiler yaşayabilir ve partnerinin sağlık durumuna ve tek eşliliğine bağlı olarak hiçbir hastalık kapmayabilir.

bunun yanı sıra, heteroseksüel bir erkek veya kadın, partnerinden çok çeşitli hastalıklar kapabilir. bu durumda, "heteroseksüellik hastalıktır, ömür boyu sürer, tedavi edilmelidir" gibi akıl fukarası laflar edecek miyiz? konu "cinsel yönelim" olduğunda, kimin sağlıklı hasta olduğuna kim karar verecek? tabii ki tıp otoriteleri.


bilmeyenler için ayrıca vurgulayarak yazıyorum

1973 ve 1975 yıllarında amerikan psikoloji derneği ve amerikan psikiyatri derneği, 1992 yılında dünya sağlık örgütü eşcinselliği hastalık-bozukluk kategorisinden çıkardı. "eşcinselim" diye doktora giden hiçbir insana, sırf eşcinsel olduğu için tıbbi destek sağlanmıyor.

eşcinsel olduğu için psikolog veya psikiyatrist desteğine ihtiyaç duyanlar olabilir; ancak bu durum o bireylerin eşcinsel olmalarından kaynaklanmıyor

eşcinseller, toplumda ayrımcılıkla karşı karşıya oldukları için, toplum tarafından reddedildikleri veya aşağılandıkları için, uzman desteğine ihtiyaç duyuyorlar. toplumun eşcinsellere yönelik herhangi bir ayrımcılığı falan olmasa, uzman desteğine ihtiyaç kalmaz. burada sorun eşcinsellerde değil, eşcinselleri reddeden toplumda.

böyle bir toplumsal ayrımcılık durumunu götünden anlayıp "eşcinseller hasta, ve bunların hastalığı geçici değil, kalıcı. hem hormonal, hem psikolojik. bunlara evlenme hakkı verelim ki sağlıklı insanlara bulaşmasınlar" diye yorumlamak, aşmış derecede bir beyinsizliğe işaret ediyor.

eşcinselliğe bir "hastalık-günah" yakıştırması yapmaya çalışanları inceleyelim bakalım, ne elde edeceğiz? homofobinin, yani eşcinsel düşmanlığının, bir psikolojik rahatsızlık olduğunu savunan psikiyatristler, homofobinin yani eşcinsel düşmanlığının tedavi edilebileceğini söylüyorlar. eşcinsel düşmanlığının tedavisinde her geçen gün yeni aşamalar elde ediliyor. gey ve lezbiyenlere yönelik olarak ayrımcı söylem kullanan, ayrımcı davranışlar sergileyen homofobik insanlar, uzman yardımıyla normale döndürülebiliyorlar.

türkiye'de de, türkiye psikiyatri derneği ve türk tabipler birliği, eşcinselliğin bir hastalık veya bozukluk olmadığını kabul ediyorlar; homofobiyi yani eşcinsel düşmanlığını bir hastalık ya da bozukluk olarak görüyorlar. yani, eşcinselleri "hastalıklı" olarak görenlerin durumu, "yavuz hırsız ev sahibini bastırır"a benziyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir