Eserler Eşliğinde, Sanat Tarihinin Çeşitli Zamanlarından Aşk Hikayeleri

Sözlük yazarı "pavornocturns", efsaneleşmiş hikayeleriyle tarihin büyük aşklarını anlatmış.


akhenaten and nefertiti
 (mö. 1345)

bu görece küçük heykel (22 cm) küratörlere göre, önünde bir ailenin kral ve kraliçeye sadakatlerini sunduğu özel bir altar için yapıldı. akhenaten döneminde bir ilk yaşanmış ve kraliçe, kral ile aynı aynı statüde kabul edilmişti. figürün arkasındaki iki hiyeroglifte firavun ve onun güzel "büyük asil karısı" methediliyor.

terentius neo and his wife (ms. 55-79)

pompei'den bir fresko. portrenin, fırıncı terentius neo ve resmi kıyafetler içinde, elinde yazı aleti tutan -ki bu eğitimli olduğunu gösterir- eşine ait olduğu söylenir. resim aynı zamanda italyan köyünün sofistike yaşam ve kültürünün de hatırasıdır. volkanik kül katmanlarının arasında yüzyıllarca dayanmış. bugün, sarsıcı hikayelerini tahmin edebilmemiz için bize bakıyorlar. sonsuza dek genç ve güzel kalacaklar.

dido and aeneas (ms. 350)

bir roma villasındaki mozaik kaplama. dido (kartaca kraliçesi) ağabeyi kral pygmalion tarafından, saklı altınlarına sahip olabilmek için öldürülen sychaeus ile evliydi. ölü kocası dido'ya rüyalarında görünerek ona kaçmasını söyleyip hazinenin nerede olduğunu açıklar, hikayeye göre. buradan sonra #74922306 bu entryi okuyup devam edebilirsiniz. dido'nun kaderini, truvalı kahraman aeneas ile kesiştiren şair vergilius'tu. onların hikayesi tüm antik aşklar kadar sorunlu idi. dido'ya aşık, kıskanç kral larbas, tanrılara dua eder ve aeneas'ın savaşa gönderilmesini diler. duası kabul olur ve aeneas, jüpiter 'in kumandası altındaki donanma ile yola çıkar. terk edildiğini sanan dido, intihara karar verir. aşıkların paylaştığı sedirin de içinde olduğu ve ölülerin yakılması için hazırlanan bir odun yığını yaptırır. kendini, herkesin önünde aeneas'ın verdiği kılıçla, dramatik bir şekilde bıçaklar.

the arnolfini portrait (1434)

çift portrelerinin en ikoniği jan van eyck'in, govanni di nicola arnolfini ve karısı giovanna cerenami'yi resmettiği portredir. bu tablo hakkında iki yanlış yorum vardır. bu ne düğün portresidir ne de karısı hamiledir. hacimli kıyafetler ve değerli eşyalar statülerine yapılmış vurgudur. bu eser kendi başlığında detaylandırılabilir.

venus and mars (1485)

sandro botticelli tarafından, aşk tanrısı venüs ile savaş tanrısı mars, çalıların arasında, yastıkların üzerinde dinlenirken resmedilmiştir. zarif venüs'ün gözetimi altında uyuyan mars'ın, bıraktığı silahlar ve zırhla panlar oynuyor. bu oyunla aslında mars'ı, venüs'ün gözünde gülünç duruma düşürüyorlar. venüs, mars'ı sakin bir memnuniyet içinde gözlemliyor. romantik bir düello aslına bakarsanız. aşkın savaşa karşı zaferi olarak okumak mümkün.

adam and eve (1507)

albrecht dürer tarafından, ilk çift, gerçeğe uygun boyutlarda, incil'deki yaratılış bölümünün geleneksel yorumuna uygun olarak resmedilmiştir. adem ve havva, cennetteki bilgi ağacının önündedir. yılanın tehlikeli davetini kabul eden havva, yasak meyveyi yemeyi kabul eder. adem kafası karışık görünse de meyveye uzanmaya hazır. havva'nın yüzündeki tebessüm alenen günaha davet olarak okunuyor. bu sahnede bir baştan çıkma anına tanıklık ediyoruz. oranlar, kıvrımlar, tonlar, detaylar: başyapıt. 

the venetian lovers (1525-1530)

paris bordone tarafından çizilen resimde, venedikli aşıkları görüyoruz. konu para için yaşanan ilişki tasviri gibi görünüyor. adam bir eliyle mücevher teklif ederken diğer eliyle kadının boynunu okşuyor. her iki yüz de o kadar detaylı çizilmiş ki, karışık duyguları okuyabiliyoruz. adam sabırsız ve sahiplenici, kadın umursamaz bir tavır sergiliyor. kadının yanaklarındaki kırmızıdan, duygularına dair okuma yapabilsek bile, kadının bizlere tek cevabı mücevheri almak oluyor. bordone, ustalıkla ışık gölge uygulamalarının sonucunda elde ettiği duygusal derinlikli portreleriyle ünlüydü. bu eserinde de sahneye dramatik bir etki katmış. ek olarak, arkadaki rahatsız edici tanığın, ressamın kendisi olduğu düşünülüyor.

officer and laughing girl (1655-1660)

johannes vermeer tarafından çizilen resimde, vermeer'in alışılageldik düşüncelere daldıran tablolarına getirdiği bir yeniliği görüyoruz. perspektif izleyiciye, mekanın bir parçasıymış hissini verse de (beyefendinin çıkıntılı dirseğine dokunabilir gibiyiz neredeyse) kız ve talibi kendi kendilerineymiş gibi hareket ediyorlar. hem içerideyiz, hem dışarıda; her iki durumda da onların aralarında yarattıklarının dışında.

the jewish bride (1667-1669)

rembrandt tarafından çizilen bu resimde, bir kucaklaşma görüyoruz. kadına sarılan adam, sol kolunu kadının omzuna koyarken, sağ elini çekinerek kadının sağ göğsüne yerleştirmiş. kadın utangaçlık belirtisiyle gözlerini kaçırsa da gülümseyerek adamın eline dokunuyor. çift, yaratılış kitabındaki rebeka ve ishak gibi giydirilmiş. incil'deki öyküye göre, ishak evlendiğinde kırk yaşındaydı ve çocuk sahibi olabilmek için çok beklemişti. evlendikten yirmi yıl sonra, rebeka mucizevi şekilde hamile kaldı ve ikiz çocuklar doğurdu. sahne son derece zarif. rembrandt'ın ölmeden önce çizdiği başyapıtlarından biridir.

the bolt (1777)

jean honoré fragonard tarafından çizilen bu resimde, aşk dolu dinamik bir kompozisyon görüyoruz. koyu kırmızı, tutku ve aşkı simgeleyen hacimli cibinliklere sahip devasa yatak, buruşmuş çarşaflar ve kıyafetler, aşk üzerine kilitlenen bir kapı. bu sahneyle ilgili asıl şaşırtıcı olan şey ise, resmin, "çobanların tapınması" temasına benzer resmedilmiş olması. iki eser, birbirine benzer formata ve renk paletine sahip ancak temasal olarak birbirlerinden daha farklı olamazlardı. bazı okumalar, fragonard'ın kutsal aşk, günah ve kurtarılmanın aksine dünyevi olanı resmettiğini öne sürer.

lovers in the country (1844)

gustave courbet tarafından çizilen bu resimde, zarafet ve saf romantizme şahit oluyoruz. akademik gelenekleri zorlayan courbet, aşırı gerçekçi bir tavırla gözlemlediklerini direkt anlatmanın yollarını aradı. buldu ve şaşırttı. resimde profilden gördüğümüz yakışıklı adam courbet'nin ta kendisi.

romeo and juliet (1845)

eugène delacroix tarafından çizilen bu resimde, gelmiş geçmiş en ünlü romantik çifti görüyoruz. delacroix, bu resimde, aşıkların şafak vakti ayrılışını (perde üç, sahne beş) konu almıştır. son veda: "hoşçakal sevdiğim elveda! bir öpücük daha ver, ineyim aşağıya." zaman bu imgenin ne kadar isabetli bir kehanet olduğunu gösterecek, zira aşıklar bir daha kavuşamayacak.

orpheus and eurydice (1864)

frederic leighton tarafından çizilen bu resimde trajik sona karşı çıkışı görüyoruz. mite kısaca değineyim: orpheus ve eurydice mutlu bir çiftken, bir gün eurydice bir çobanın saldırısına uğrar, kaçmayı başarsa da bir yılan tarafından sokulur ve ölür. orpheus çok kederlenir ve tanrılar, ona, hades'e gitmesini ve ondan eurydice'yi geri getirmesini dilemesini salık verir. orpheus, hades'i ve karısı persephone'yi liri ile büyüler. eurydice'nin yeniden yaşamasına karar verilir ancak orpheus'a yeryüzüne çıkana kadar eurydice'ye bakmaması söylenir. yeryüzüne ramak kala orpheus dayanamaz ve döner bakar. eurydice sonsuza dek kaybolur. resimde ise eurydice'nin orpheus'u, kendine bakması için zorladığını, orpheus'un öfkeyle karşı çıktığını görüyoruz.

love among the ruins (1870-1873)

edward burne jones tarafından çizilen bu resimde, ressam ve aşık olduğu ilham perisi maria zambaco'yı görüyoruz. resim adını, robert browning'in 1855'de yazdığı şiirden almıştır. çift evlendiği zaman skandal olmuştur. ressam zaten evlidir ve zambaco da yakın zamanda eşinden ayrılmıştır. yaşananlardan dolayı zambaco başarısız bir intihar girişiminde dahi bulunmuştur. bu duygu yüklü tablodaki detaylar, mekan ve mimari enfestir.

arles - two lovers (1888)

vincent van gogh tarafından çizilen bu resimde, 1888 yılında arles'daki aşıkları görüyoruz. van gogh, 1888 yılının eylül ayında kardeşi theo 'ya şöyle yazmış: "ben orada her zaman bir keşif yapma umudundaydım, iki aşığın aşkını, iki tamamlayıcı rengin evliliği ile anlatmak, iç içe geçmelerini ve zıtlıkları, benzer renklerin gizemli titreşimleri..." pitoresk ve güneşli arles'ın manzarasında kurgulanan tablo, kadın ve erkek arasındaki bütünleyici ilişkiyi ifade etmenin bir yolu olmuş.

the kiss (1888-1898)

auguste rodin tarafında yaratılan heykelde, dante'nin ilahi komedya'sının karakterleri olan paolo ve francesca'nın ilk öpücüklerini görüyoruz. çift sonsuza dek cehennemde kalmaya mahkum edilmiştir. eser romantik aşkın da sembolü haline gelmiştir. 

fırtına'sında şöyle diyordu shakespeare: "dünyada senden başka yoldaş istemem." (perde üç, sahne bir)

kaynak: agata toromanoff tarafından derlenmiş, ülkemizde hep kitap tarafından yayınlanmış, güzide bir eser .(couples in art)

yüzlerce eserin içinde olduğu kitabı edinmeniz tavsiye olunur.

Rutin Hayatını Geride Bırakıp Yogayla Yeniliğin Peşinde Koşan Birinin İmrendiren Hikayesi