Evrenin Tam Beş Boyutlu Olduğunu Savunarak İnsanın Algılarını Sarsan Kaluza-Klein Teoremi

Theodor Kaluza ve Oskar Klein isimli iki bilim adamının 1920 yılında ortaya attıkları hipotezleri; evrenin bildiğimiz üzere dört boyuttan değil de, elektromanyetizma ve kütleçekiminin birleşmesi sonucu beş boyuttan oluştuğunu savunuyordu.
Evrenin Tam Beş Boyutlu Olduğunu Savunarak İnsanın Algılarını Sarsan Kaluza-Klein Teoremi
iStock

yıl 1920. o yıllarda (bkz: theodor kaluza) ve (bkz: oskar klein), kütleçekim ve elektomanyetizmayı bir araya getirmek için bilgece bir yol buldular:

bu evrenin 3+1 değil 4+1 boyutlu olduğuna bir ihtimal vermek!

buna göre 5 boyutlu evrende sadece kütleçekimi vardır ama 5. boyuttaki (bkz: graviton) (kütleçekimini taşıyan bozon) 4 boyuta geldiğimiz zaman iki farklı parçacığa ayrılmaktadır. (bu 3-boyutlu bir şeyin 2-boyutlu bir yüzey düzleminde çeşitli gölgeler oluşturabilmesine benzemektedir.) bunlardan biri 4 boyuttaki graviton ötekiyse 4 boyuttaki fotondur (elektromanyetizmayı taşıyan bozon).

Theodor Kaluza ve Oskar Klein

bununla beraber, bu parçacıkların ortaya çıkardığı denklemler de tam olarak olması gerektiği gibidir. böylece kaluza ve klein fazladan bir boyut olduğunu düşünerek elektromanyetizma ve kütleçekiminin birleştirilebileceğini ortaya koymuş oldular. eğer 5. boyutu yarıçapı çok ufak bir çember gibi hayal edersek neden göremediğimizi de ortaya koyabiliriz: bir bahçe hortumuna belirli bir mesafeden bakarsak hortumun yüzeyini 2-boyutlu değil 1-boyutluymuş gibi algılarız. aynı şey 4'ten fazla boyut için de geçerlidir; eğer bu ek boyutlar bir çember gibi kapalı ve yarıçapı küçük (mesela cm) boyutlarsa onları normal hayatlarımız içerisinde farketmememiz normaldir.

Örneğin daha iyi anlaşılabilmesi için ilgili bir video



tabii 3 boyuttan sonrasını zihnimizde görsel olarak oluşturabilmek çok zor bir iştir ama matematiksel olarak bunları varsayıp bu düzlem dahilinde işlem yapmakta bir güçlük yoktur. kaluza-klein teorisi bu başarısının yanında ilk defa elektrik yükünün neden elekronun yükünün tamsayı katları şeklinde verildiğini de ortaya koyabiliyordu. (bu manyetik-tek kutupluların varlığı ile de açıklanabilir) maalesef yayınlandıktan bir süre sonra kaluza-klein teorisinin kuantum mekaniğiyle birleşmesinde sorunlar olduğu düşünüldü. ayrıca o dönemde birçok fizikçi kuantum dünyasının büyüsüne kapılmıştı ve ilave boyut fikri fazla uzak geliyordu.

bu sebeplerle kaluza-klein kuramı gözden düştü, ta ki (bkz: sicim teorisi) bulunana kadar.

"Sicim teorisi de nedir?" diyorsanız, sizleri ilgili içeriğimize bekleriz