Facebook Verileriyle Trump'a Seçim Kazandıran Cambridge Analytica Skandalı Nedir?

İngiliz şirket Cambridge Analytica'nın, ABD başkanlık seçimleri zamanında 50 milyon Facebook kullanıcısının verilerini usulsüzce kullanarak Trump'ın seçimi kazanmasında etken rol oynadığı ortaya çıktı. Dünyayı sallayan ve Facebook'a büyük bir güven sorunu yaşatan bu skandalın detayları.
Facebook Verileriyle Trump'a Seçim Kazandıran Cambridge Analytica Skandalı Nedir?


1) 2014'te ca, bir profesörü aracı olarak kullanarak, isteyen facebook kullanıcılarına bir anket uygulaması yükletiyor. yükleyene de 1-2 dolar para veriliyor.

2) uygulamayı yükleyenlerin profil bilgileri zaten alınıyor. bu buzdağının görünen kısmı. ama aynı zamanda, o kişilerin tüm arkadaşlarının "like"ları da şirketle paylaşılıyor.


3)
yani diyelim benim olaydan haberim yok, kimseye yetki metki vermedim. sırf arkadaşım bir uygulama indirdi diye, fb (facebook) tarihçem, hayatımda adını duymadığım bir şirkete satılıyor.

4) ca, alt tarafı 200-300 bin dolar harcayarak, sadece uygulamayı indiren yüzbinlere değil, tam 50 milyon kullanıcıya erişmiş.

5) fb bir süre sonra, "arkadaşlarının profil bilgilerini 3. parti uygulamalarla paylaşma" özelliğini kapıyor, şikayet eden internet hakları cengaverleri sayesinde. ama iş işten geçmiş, ca o bilgileri çoktan toplamış, davranışlarınızı inceleyip siyasi reklam modelleri oluşturmuş.

6) o noktada facebook diyor ki "bu topladığın bilgileri sil". bunun için bir dava mava açmıyor, alt tarafı email atıyor. ca cevap veriyor: "ne bilgisi? şaka şaka, sildim bile". ca tabii ki silmiyor, manyak mı adamlar? fb da bir kanıt aramıyor zaten, konu kapanıyor.


7)
kanıt aramadığı gibi, bilgisi bu yolla paylaşılmış kullanıcılarına bir uyarı bile göndermiyor. zaten -teknik olarak- kullanıcılar onca ayarın ve sözleşme sayfasının arasında bir yerde bu dolaylı paylaşım hakkını kabul etmişler.

8) peki ca o bilgilerle ne yapıyor? 2016'daki trump seçim kampanyasında kullanıyor. hem de halihazırda halka açık olan başka sosyal medya bilgileriyle harmanlayarak. ve "gerçek dünyadaki" kişisel bilgileri başka yerlerden satın alıp (kredi skoru, kulüp üyelikleri, vs) devasa bir seçmen modeli oluşturarak.

9) bu model sayesinde, anahtar seçim bölgelerinde, neredeyse kişiye özel seçim propagandası başlıyor. bu ca öncesinde de vardı, obama da kullanmıştı, ama bu kadar sofistike değildi.

10) ve bu propaganda, tabii ki facebook'un kendi reklam platformu üzerinden dağıtılıyor. yani fb hem bilgiyi satarken para kazanıyor, hem de o bilgiyle optimize edilmiş reklamı bize ulaştırırken.


11) şimdi muhtemelen siz sanıyorsunuz ki, ca'in bu modeli, iki parti arasında kalanları tespit edip onlara yoğunlaşan reklamlar için kullanılıyor. çok daha sofistikeler halbuki:

12) mesela muhafazakar, az eğitimli, paralı ve aşırı aktif bir grup belirliyorlar. sonra bunlara, tam da gıcık olacakları bir dizi reklam sunuyorlar. bu reklamlar gerçek gözüküyorlar ama diğer partinin pozisyonlarını abartılı biçimde destekliyorlar (straw man).

13) bizim grup gaza geliyor, işte vay efendim silahlarımızı alacaklar, vay bu kış komünizm gelecek, vay göçmenlere bedava doğum...artık o kişinin hassasiyeti neyse. sonra bunlar panik halinde etraflarını örgütlüyorlar. al sana bedavaya grassroots hareketi.

14) yetmiyor, ca bir yandan da karşıt gruplara moral bozucu içerik gönderiyor. mesela zencisin, oy kullansan %100 demokrat partiye vereceksin. ama ca'in modeline göre oy kullanma ihtimalin %50. o zaman da seni oy kullanmaktan vazgeçirecek, demokrasiye inancını zedeleyecek içerikler görüyorsun.

15) yani modele göre seni ikna etmek imkansız olsa bile, sistemden topyekün koparmak (disenfranchise) mümkün göründüğü sürece, sen de bir hedefsin.

16) işin daha da feci tarafı, bu içeriklerin çoğu başkalarına görünmüyor. eğer komşumun ne kadar uydurma içeriklere maruz kaldığını görebilsem, belki ona yorum yapıp diyalog kurabileceğim. ama mevcut sistemde, herkes kendi gerçekliğinde hapis. fb bu "atomizasyon"un sağlayıcısı.

17) ca bu işe trump'la başlamadı. taa 2013'te kenya seçimlerine girmişler. brexit'te çalıştılar. trump sonrası da bir çok ülkede, değişik partiler bunları işe alıyor.

18) abd ve avrupa dışındaki yerlerde tüketici hakları, privacy filan hak getire. ne bireysel, ne de sivil toplum seviyesinde bir bilinç var. dolayısıyla o insanların kişisel bilgilerini edinmek çok kolay ve ucuz.

19) burada tam bir araştırmacı gazetecilik örneği olarak, channel 4'un, ca ile yaptığı görüşmelerin gizli kamera kayıtları var. çeşitli ülkelerde yaptıkları yolsuzluk, rüşvet, türlü türlü seçim manipülasyonları hakkında konuşuyorlar. ukraynalı kızlar bile konu dahilinde.


20) fb artık ca ile birlikte çalışmıyor. ama bunun nedeni ca'in yaptıklarını etik bulmaması değil. akademik bir çalışma yapan profesörü aracı olarak kullanıp, onca kullanıcı bilgisini facebook'tan yok pahasına satın aldıkları için ve bu iş ortaya çıktığı için yollarını ayırdılar. aynı şekilde ca ceo'su da göstermelik sebeplerle kovuldu, yoksa herkes neyin ne olduğunu biliyordu.

21) fb, bu skandal yüzünden son iki günde tam 50 milyar dolar değer kaybı yaşadı. tüm türkiye'nin 1-1.5 ay boyunca yan gelip yattığını düşünün. tek bir şirketin iki günde kaybettiği piyasa değeri bu.

22) ve bu panik esnasında, ana savunmaları şuydu: "bir güvenlik açığımız olmadı". zaten sorun da bu. keşke satış değil de açık olsaydı. skandal dediğimiz şey, aslında fb'un ve ca benzeri şirketlerin normal iş modelleri.

23) fb, apple ve google'ın gücünü anlamak için şu senaryoyu hayal edin: ca gibi başka bir şirket, kitabına uygun olarak online davranış bilgilerinizi satın aldı. offline bilgilerle de birleştirdi. ve %98 kesinlikle sizin gay olduğunuzu saptadı. (fb sadece 20 like sonrası, birçok yönünüzü, arkadaşlarınızdan ve ailenizden iyi bilebiliyor).

24) sonra bu şirket belediyelere gitti ve dedi ki: "bize 1 milyon dolar verin, bölgenizde kim gay, kim ateist-agnostik, kim oruç tutmuyor, kim solcu vs, hepsini size %98 doğruluk oranıyla verelim". hangi iktidar buna sırt çevirir? ve bunu bugün engelleyecek hiçbir mekanizma yok.

25) bu senaryo, 3. parti uygulamalar hakkındaydı. daha düşük ama daha korkunç bir ihtimal: ya facebook'un kendisi bir siyasi konum alırsa? ca, fb'un sahip olduğu datanın ufak bir kısmıyla seçimlere etki etti, ediyor. peki fb, reklam ve haber algoritmalarını siyasi konumlara göre optimize ederse ne olacak?

26) bu senaryo, abd ile sınırlı değil. bilakis daha olası bir hali, fb'un diğer hükümetlerle anlaşması. mesela erdoğan, yasaklamama ve vergi affı karşılığında, fb'dan chp iletişimlerini %80 azaltmasını istedi. yine, bugün bunun önünde somut bir engel yok. haberimiz dahi olmayabilir.

27) belki sosyal medya umrunuzda değil. belki de "benim zaten saklayacak bir şeyim yok ki" kafasındasınız. ama sosyal medyayı kullanmasanız, hatta hesabınızı silseniz bile davranış tarihçeniz başkalarının malı olmaya devam ediyor. ve bu mal, gelecekteki davranışlarınızı da başka kanallar üzeriden değiştirmekte kullanılıyor. ca'in bir sloganı "data that drives behavioral change" idi.

28) kaldı ki, çoğumuzun hesap silme lüksü de yok. birçok ülkede fb demek internet demek, iş demek. fb olmasa google veya apple bu rolü oynuyor. biraz daha perde arkasında da amazon var, hem alışveriş hem de cloud hizmetleriyle (aws). hepi topu 3-4 platforma göbekten bağlıyız.

29) bu platformların, özellikle fb'un tüm iş modeli, bizi şirketlere ve siyasi partilere satmak (data mining), sonra da onları geri bize satmak (reklam). o yüzden bu konuda etik davranmaları imkansız. bu büyük bir sorun. sandık çalmaktan, sahte oy pusulasından daha global bir sorun. ve kendi kendine düzelmeyecek. büyük mücadeleler olacak, olmalı.

30) bu konularda takip ettiğim iki hesap @zeynep ve @aral. siz de takip edin. abuk subuk uygulamalar indirmeyin. privacy ayarlarınıza bir bakın. ve en önemlisi, gördüğünüz her türlü içeriğin (organik veya reklam), dünyanın objektif halini yansıtmadığını, size özel bir şekilde hazırlandığını unutmayın.