Farklı Kültürlerde Farklı Anlamları Olan Bazı Beden Dili İşaretleri

Bizim için sıradan olan bir ifade dünyanın farklı bir yerinde çok daha farklı algılanıyor olabilir. Yabancılarla iletişim kurarken göz önünde bulundurmakta faydası olabilecek bazı beden dili işaretlerine göz gezdirelim.
Farklı Kültürlerde Farklı Anlamları Olan Bazı Beden Dili İşaretleri
iStock


özellikle kuzey amerika ve avrupa'da göz teması kişinin kendine güveninin ve karşısındakine saygısının bir ifadesi olarak görülürken, japonya, zimbabwe, kore ve tayland gibi ülkelerde uzun bir göz teması meydan okumayla karışık bir saygısızlık ifadesi olabilir.


işaret parmağı ve orta parmağı kaldırarak yaptığımız zafer işareti, avustralya'ya, avuçlar dışarıya bakarsa "git ve kendini becer seni aşağılık" gibi bir manaya gelebilir.


benzer şekilde başparmağımızı kaldırarak yaptığımız işaret dünyanın büyük kısmında "her şey yolunda" manasına gelirken, iran, afganistan, nijerya, italya ve yunanistan'ın bazı bölgelerinde, orta parmağımızı kaldırarak yaptığımız ayıpçı işarete benzer bir hakaret sayılabilir. özellikle otostopçuların dikkat etmesinde fayda var.


karşınızda oturan kişiye doğru ayaklarınızı uzatmanız, türkiye'de, tayland'da vs. ayıp karşılanırken, avrupa ve kuzey amerika'da, bununla ilgili hassasiyet daha azdır.


işaret parmağınızı kıvırarak birine "gel, gel" yapmak, singapur'da ölümle ilişkilendirildiği için hoş karşılanmayabilir.


elleri bele koymak ya da cepte tutmak özellikle meksika ve endonezya'da burnu büyüklük göstergesi olarak algılanıp, kaba bir davranış olarak görülebilir.


selamlaşmalar en karışık kısım. 

akdeniz ülkeleri sarılmayı, sarılırken hafiften mıncıklamayı, öpmeyi daha çok seviyorlar. fransızların üç kere öpme alışkanlığı olabiliyor. çoğunlukla erkek-erkeğe öpüşmek türkiye haricinde garip karşılanıyor. güney amerika ülkelerinde, tokalaşmalar daha coşkulu, diğer el de sıklıkla işin içine karışabiliyor. kuzey afrika ülkelerinde kucaklaşmaya kafa teması da sokuluyor. filipinler'de hızlıca gözlerini yumup, açmak yeterli olabiliyor. tayland'da geleneksel selamlama iki eli birleştirip, kafayı eğmek şeklinde, ellerinizi ne kadar yüksekte tutarsanız, o derece saygı gösteriyorsunuz demek karşınızdakine. eskimolar burunlarını sürtüştürüyorlar. en sevdiğim polinezya'da: karşınızdakinin elini alıp, kendi suratınıza sürüyorsunuz.

tibet'te birine dil çıkarmak, onunla ilgili kötü düşüncelere sahip olmadığınızı göstermek için kullanılabiliyor.


türklerin ve yunanlıların sıklıkla yaptığı kafayı arkaya atıp, "cık" demenin, hayır manasına geldiğini oldukça az insan anlıyor.


konuşurken, karşınızdakiyle aranıza koyduğunuz mesafe ya da ne sıklıkla dokunduğunuz da kültürler arasında değişkenlik gösterebiliyor.