Galatasaray, Hiç Fena Oynamadığı Tarihi Maçta Fenerbahçe'ye Nasıl 6-0 Yenildi?

6 Kasım 2002'de Fenerbahçe, ezeli rakibi Galatasaray'ı 6-0'lık tarihi bir skorla mağlup etti. Galatasaray'ın aslında oldukça iyi oynadığı bu maçta Fenerbahçe nasıl 6-0 galip gelebildi?
Galatasaray, Hiç Fena Oynamadığı Tarihi Maçta Fenerbahçe'ye Nasıl 6-0 Yenildi?

2000'lere hızlı bir giriş yapan türk futbolunun, skordan bağımsız en çılgın maçlarından biridir 6 kasım 2002'deki fenerbahçe - galatasaray maçı.

öncelikle fenerbahçe

o sezon her maça farklı şekilde çıkan fenerbahçe, bu maça solda tuncay, sağda yusuf şimşek'li devşirme kanatlarla (yusuf'un ilerde kaldığı vakitler stevic'in sağ beke emniyete geçtiği) asimetrik bir 3-4-1-2 ile başladı. 


bu düzende amaç, topun düştüğü her bölgeye en yakın oyuncuyla pres yapmak, topu kapar kapmaz ise ariel ortega'yla buluşturmaktı. ancak ortega'ya fazla bel bağlayan bu hücum planı fenerbahçe'yi niteliksiz bıraktı:

- etrafı dolu olsa bile ortega'ya oynanıyor:


- herkes top bekliyor:


galatasaraylıların ortega'ya doğal olarak baskılı oynaması sebebiyle, maçın başlarında ortega bireysel çabalarıyla (en azından faul alarak) duran toplar kazandırdı ve bunlardan birinde kazanılan bir kornerden tuncay'ın golü geldi ve 1-0 oldu.


gol sonrası daha açık alanlar bulan takımda, washington'un forvetteki partneri serhat akın sağa deplase olup soldaki tuncay'la birlikte oyunu enine genişletiyor, johnson savunmada ortega'nın arkasını süpürüp hücumda desteğe giderek boxtobox'luk yapmaya çalışıyor, stevic ise sağ içte savunma-orta saha köprüsü oluyordu. kısacası rakip sahada daha çok fırsat bulmaya başlayan takımın, ortega'nın yaratıcılığına bırakılmış hücum stratejisi yine niteliksiz devam etti:

- ortega'nın paslaşmalara dahil olmadığı bir hücuma güzel bir örnek:


gelelim galatasaray'a

galatasaray ise daha tertipli, ne yapacağı belli bir şekilde 4-3-3 başladı. aslında topun bulunduğu kanada göre kayan bir 4-4-2 desek daha doğru çünkü kanatlardan gelmeye çalıştıkları bu düzende (merkezdeki batista'nın iki kenarında sağ ve sol iç oynayan) ergün ve ayhan, topun bulunduğu kanada sürekli girişler yapıp oyun akışına katkıda bulunuyorlardı.


ancak bu kenara açılma olayı, orta sahada topun düştüğü her yerde fenerbahçe'nin bir kişi fazla olmasına yol açıyordu. bu durumu sağdan fabio pinto'nun merkezi delmeye çalışan dribbling'leriyle zaman zaman çözseler de:

- oyun kitlendiğinde sahneye çıkıyor:


- sağa deplase olan ayhan'ı görüyor:


takım merkezde hep tıkandı. bunun başlıca sebebi ise fatih terim'in, dönemin en iyi gezici pivot santrforlarından biri olan patrick kluivert tadı almak için aldırdığı correa dionisio christian'ın topla sırtı dönük buluşmalarında hep baskı yemesiyle etkisiz kalmasıydı:

- batista'nın arkasına bırakıyor:


aynı şekilde fabio pinto'nun merkeze topsuz koşu pek yapmamasının da payı vardı:

- christian kenara deplase olduğu vakit merkezde kimse yok, hasan şaş topu aldığında bekliyor ve geriye oynuyor:


(fatih terim bu kopukluğu, ikinci devreye ayhan'ın yerine arif'i sokup net bir 4-4-2'yle başlayarak çözmeye çalışacaktı)

ilk yarının sonlarına yaklaşırken oyununu hala ceza sahasına taşıyamayan galatasaray, yavaş yavaş disiplinden kopmaya, orta sahada daha geniş alanlar vermeye başladı. bu andan itibaren, fenerbahçe'nin kaotik bir hamlesi sahneye çıktı; kapılan toplar sonrası çıkılan kontralarda bir kişi fazla olmak için geriden şok çıkışlar yapıldı, bunların ikincisinde 2. gol geldi.

- fatih akyel'in başarısız sonlanan şok çıkışı:


- ümit özat'ın asistle taçlandırdığı bindirmesi 2-0:


(maçın başından beri kazmalığını ustaca konuşturan washington bile ilk yarının son dakikalarında gs'nin kopukluğundan faydalandı, pozisyonun sonunda yine imzasını atmayı ihmal etmedi tabii:


bu kaotik düzen, 2. yarıda etkisini daha da çok gösterecekti, hem de hiç beklenmeyen bir andan sonra

ikinci devreye fatih terim, ayhan'ı çıkarıp arif'i forvete koyduğu 4-4-2 ile başlarken, lorant bu hamleye stevic'le yusuf'u yer değiştirerek karşılık verdi; stevic sağ bekte, yusuf ise sağ içte başladı.


galatasaray yeni düzenin etkisini hemen gösterdi; artık çift forvetle hem ön merkez boş kalmıyor, hem de kanatlardaki hasan şaş - fabio pinto ikilisi daha içerlek oynuyor ve fenerbahçe savunmasını daha çok meşgul edip denge bozuyordu. bu sayede daha başlarda çok net iki pozisyon yakalandı:

- göbeğe yaklaşıp top alan fabio pinto, arif'i arkaya kaçırıyor:


- merkeze çok adamla gelen takım ortada kalan topu kazanıp tekrar pozisyona giriyor:


merkezde daha etkin olmaya başlayan galatasaray, bu iki pozisyonun devamında (maçın başından beri hedeflediği) kanat organizasyonlarını da daha rahat yapmaya başladı, pek iyi sonlandıramasa da takım artık ritmini yakalamıştı:

- ümit davala'nın boşluk bulup bindirmesi:


- hakan ünsal'ın verkaç denemesi:


fenerbahçe ise 2. yarının başından beri geride bekliyordu

ve galatasaray'ın yakaladığı bu tempo karşısında kanat savunmasını biraz daha sıkılaştırarak devam etmeye çalıştı, birkaç cılız kontratak sonrası biraz kendine gelen takımda bu sefer yine geriden şok çıkışlar başladı; fatih akyel'in dribblingle götürüp doldurduğu top sekti ve ortega'nın kırmızı kartıyla sonlanacak pozisyonu yarattı:

- bu andan itibaren düzensizlik düzeni zirveye çıkacaktı:


10 kişi kaldıktan birkaç dakika sonra lorant washington'u çıkarıp ceyhun eriş'i oyuna aldı ve takım serhat'ın en önde oynadığı, göbekte johnson'un önünde ceyhun-yusuf ikilisinin olduğu bir 3-1-4-1'e döndü.


maçın başından beri ortega'nın ayağına bakan takım bu andan itibaren göbekteki ceyhun-yusuf ikilisiyle ayağa oynamaya, topa sahip olmaya başladı, becerilemeyen anlarda yine maçın başından beri uygulanan pres anlayışıyla top kazanılmaya çalışıldı. ancak bu düzen geriden şok çıkışlarla beslenmek zorundaydı, nitekim ilk denemede meyvesini verdi:

- fatih akyel'in getirdiği topla kazanılan korner:


kullanılan bu korner öbür taraftan ikinci bir kornere dönüştü, bu ikinci kornerin devamında ise 3. gol geldi:

- serhat topu doldurmak yerine görerek oynamak için topu saklıyor ve sağ kanada stevic'e oynuyor ve 3-0:


bu golle birlikte galatasaray ikinci yarının başındaki oyununa devam etse de birkaç cılız pozisyon haricinde pozisyon bulamadı, oyunun iyice tıkandığını gören fatih terim artık riski arttırdı ve batista'yı çıkarıp ümit karan'ı alarak döndüğü 4-1-5'le göbeği tekrar boş hale getirdi ve doldur-boşalta başladı.

ancak bu doldur-boşaltlar hemen olumsuz olarak etkisini gösterdi; galatasaray'da hava toplarına hakim kimse olmadığı için (sonuçta christian koca maç boyunca sadece bir kez kritik hava topu indirdi) 


fenerbahçe savunması bu topları kolayca toplamaya başladı ve 1 kişi eksik olmasına rağmen orta sahanın hakimi oldu. bu doldur-boşaltların birinde (yine fatih akyel'in şok çıkışıyla yaptığı pres sonrası) rastgele vurmak zorunda kalan mondragon'un gönderdiği topu karşılayan ümit özat'ın kafa vuruşu, bomboş orta sahanın içinden geçip asiste dönüştü:

- maçın gayrı resmi son düdüğü çalındı 4-0:


ikinci yarının başlarında yaşadığı sakatlık nedeniyle zaten istim üstünde oynayan, birkaç dakika öncesinde de belinden darbe aldığı için oyundan iyice düşen bülent korkmaz'ı bu gol sonrası fatih terim oyundan alıp yerine vedat inceefe'yi soktu; bu ayrıntıyı vermemin bir sebebi de vedat'ın dakikalar sonra tarihe geçecek bir karede yer alacak olması.


galatasaray'da artık disiplinden de oyundan da bahsetmek mümkün değildi; ama fenerbahçe ısrarla ayağa pas yapmaya, ısrarla geriden beklenmedik birini çıkarmaya devam ediyordu. bu sefer göbekte yine rahatça top çeviren takımda geriden fırlayıp +1 olmaya gelen kişi ümit özat'tı:

- ümit - serhat - ceyhun'la sonlanan pas üçgeni 5-0:


galatasaray artık bari bir gol atayım düşüncesiyle hasan şaş'ın başını çektiği bireysel çabalarla gol aramaya, ancak son vuruş yapamadan eriyen pozisyonlarla çaresizce hücum etmeye çalışırken;


lorant, serhat'ı çıkarıp ali güneş'i (sol kanada) oyuna aldı; ve tuncay en öne geçti. geçer geçmez de pres yapmaya gittiği emre aşık'la girdiği mücadele sonrası emre aşık'a kırmızı kart gördürttü, artık iki takım da 10'ar kişiydi.


bu andan itibaren orta saha direncini iyice arttıran, zaten ekstra morallenmiş fenerbahçe top çevirirken; tuncay (serhat gibi pozisyon kovalamaktan ziyade) gezici bir orta saha gibi oynayarak top hakimiyetine katkıda bulunacak şekilde oynamaya başladı. orta göbekte iyice oyundan kopan galatasaray'ın verdiği boşluklardan bir tanesi daha yaşandı ve ümit özat yeniden şok bir çıkış yaparak skoru belirledi:

- top çizgiyi geçiyor 6-0:


bu tarihi skorun altında yatan iki yönetimsel sebep vardı

1) werner lorant'ın her maça farklı çıkması sebebiyle öngörülemez oluşu; verdiği komutları oyuncuların ne kadar uygulayabildiği, ne kadarını doğaçlama yaptıkları hakkında pek fikir vermemesi. bu yüzden bazı basit konuların bile bilmece haline gelmesi.

2) fatih terim'in italya macerasının ardından ulaştığı olgunluk ve daha çok önem vermeye başladığı taktik sadakat; bu yüzden oyuncularından (96-00 arasına oranla) daha fazla beklentiye girip onlara sınırları daha net rotalar çizmesi.

saha içi sebepler (ağırlık sırasına göre)

1) fenerbahçe'nin (maç içi/taktik/teknik her türlü kararda) yaptığı her değişikliğin anında etkisini göstermesi

2) fenerbahçe'nin enerjisi; kariyerinin sonuna kadar yürüyerek oynayan yusuf şimşek bile hayatının eforunu sarfetti.

3) fatih akyel ve ümit özat'ın sürpriz çıkışları

4) galatasaray'ın ikinci yarının başında kaçırdığı iki pozisyon

90 dakikanın özeti

aslında galatasaray'ın oynadığı oyunla 6-0'ı hiç hak etmediği, ama fenerbahçe'nin inanılmaz enerjisiyle galibiyeti sonuna kadar hak ettiği, kısacası ne bir tarafın balıyla, ne de bir tarafın cenabetliğiyle açıklanacak bir maç oldu.

Dönünce Sizi Aylarca TBT'siz Bırakmayacak Muhteşem Tatil Yerleri

Fenerbahçe, 1959 Öncesi Şampiyonlukların Sayılmasını Neden İstiyor?