Günlük Hayatta Sürekli Duyduğumuz Argo Kelimeler ve Küfürler Nereden Geliyor?

Sürekli olarak kullandığımız ya da çevremizden duyduğumuz argo sözcüklerim etimolojilerine bir bakalım.
Günlük Hayatta Sürekli Duyduğumuz Argo Kelimeler ve Küfürler Nereden Geliyor?
iStock.com


am

eskiden beri oğuz türkçesi'nde am ve amçık biçiminde kullanılmıştır. moğolca'da aman, ağız demektir. orijinal biçiminin amçık (ağızcık) olduğu düşünülebilir.

aptal

arapça abdal sözünden türemiştir. bu sözün anlamı ise, derviş, ya da, derviş gibi dolaşan deli türü bir şeydir. bedel sözünün çoğulu olan ebdâlden gelir. ebdâl, sufi hiyerarşisinde rical-i gaybın bir rütbesidir. ebdâlin aptala dönüşmesinin entel benzeri aşağılamalarla başladığı düşünülebilir sanırım.

bellemek

gövdenin orta bölümü olan ve eski türkçe zamanından beri kullanılan bel sözünden türemiş olması muhtemeldir. belirti anlamına gelen (yine eski türkçe) bel sözünden türeyen ve ezberlemek anlamına gelen bellemek ile alakası yoktur. bir de farsça kürek anlamına gelen bel vardır, toprağı bellemek denen şeyin kökenini bu bel oluşturur.

deyyus

arapça aynı sözcükten dilimize girmiştir ve bu dildeki anlamı "karısını satan veya karısı tarafından aldatılan erkek"tir.

dürzü

suriye ve lübnan'da yaşayan bir dinî topluluğun adı olan dürzîden gelmektedir. kurucuları olan muhammed ismail el derezi'nin adıyla anılan dürzîlerin birinci dünya savaşı sırasında yaralı osmanlı askerlerini katlettikleri rivayet edilir. bu nedenle dürzü, güvenilmez, kalleş anlamında kullanılır. (bir iddiaya göre, terzi de dürzîden gelmektedir, konfeksiyon işiyle bir dönem uğraşanlar dürzîler olduğundan.)

embesil

fransızca imbécile'den türkçe'ye girmiştir. kökeni, latince sakat, topal anlamına gelen imbecillus'tur.

fahişe

arapça fahişe'den dilimize girmiş olup, arapça'daki anlamı "bir şeyi aşırı derecede yapan, azgın (kadın)" biçimindedir. (aynı kökten gelen fahiş fiyat meselesini düşünelim, aşırı anlamında.)

göt

eski türkçe'de de köt biçiminde arka anlamında kullanılmıştır. kötü sözünün de kökenidir (kötü ve geri sözleri arasındaki anlam alakası zorlanarak da olsa sezilebilir.)

ibne

bir iddiaya göre, arapça oğlancılık anlamına gelen übneden türkçe'ye girmiştir, ancak sıfat olarak kullanımı türkçe'ye özgüdür. ibn, oğul/oğlan demektir. örneğin ibn haldun haldun'un oğlu anlamına gelir. (hulki aktunç kaynaklı) bir diğer iddiaya göre ise ibne, arapça yapılmaktan hoşlanan anlamına gelen ubundan gelmektedir.

kaltak

eski türkçe'de "semerin altına konan keçe" anlamına gelir. alakayı kurmak pek kolay değildir.

kancık

eski türkçe'de dişi köpek anlamına gelen kançık'tan türemiştir. hint avrupa dillerinde köpek anlamına gelen sözcükler düşünüldüğünde (sanskritçe: kanyi, latince: canis, eski yunanca: kyon), oralardan bir alıntı olan kan (köpek) sözünün küçültülmüş hâli olduğu düşünülebilir. (bu arada, bitch'in de dişi köpek anlamına geldiğini hatırlatalım.)

kulampara

farsça gulamperestten gelmektedir. gulam arapça oğlan, perest de farsça tapan/seven anlamına gelir. perestiden fiilinden (tapmak) türemiştir. oğlancı demektir yani. (bkz: putperest) (bkz: maceraperest)

lezbiyen

fransızca lésbienne'den türkçe'ye girmiştir. orijinal anlamı "lesbos (midilli) adası'nda oturan"dır. lesbos'lu kadın şair sappho (mö 6. yy) nedeniyle eşcinsel kadın anlamı kazanmıştır.

orospu

farsça ruspî'den gelmektedir, bu dilde de aynı anlama gelir. r ile başlayan sözcüklerin türkçeye girerken bir sesli harf takınıp öyle girmeleri âdettendir, malum.

penis

latince'de de aynı anlama gelmektedir, bir anlamı daha vardır ki o da kuyruktur. küçük kuyrukları olan küf mantarının adı da penicillumdur. penisilin de bu mantardan elde edilir.

puşt

farsça arka, sırt, göt anlamına gelen püşt sözünden türkçe'ye girmiştir. bu söz de avestan dilinde arka anlamına geleni parşti sözünden türemiştir. peştemal ile akrabadır. türkçe'de daha çok göt siken, oğlan siken anlamında kullanılır.

salak

muhtemelen daha önce sallak olarak geçen sözcüğün bugünkü hâlidir. sallak ise sallanan, adam gibi duramayan gibi bir anlama sahiptir. yunanca "geminin dalgayla sallanması" anlamına gelen salos, bulunabilecek nihaî kök gibi görünmektedir.

sik/sikmek

eski tükçe'de de aynen mevcuttur. ismin ve fiilin aynı olması, eski türkçe açısından bir istisnadır. sinkaf lafı, bu sözün arapça'dan geçtiğini düşündürmemelidir.

taşak

taşan şey gibi bir anlamdan türemiş olabilir. eskiden beri türkçe'de bildiğimiz anlamıyla kullanılmaktadır.

vajina

yeni latince aynı anlama gelen vagina'dan gelmiştir. eski latince vagina ise, kılıç kını anlamına gelmektedir. hayır, penis de kılıç anlamına gelmemektedir. ayrıca, kılıç kınına benzer meyvesi olan vanilya da aynı kökten gelmektedir, küçültme eki almıştır.

yarak

yarak konusunda iki ayrı iddia mevcuttur. eski türkçe'de "silah donanım" anlamına gelen bir yarak vardır, oradan gelmiş olması mümkündür. ayrıca, farsça yâr, kol anlamına gelir, yârek ise (küçültme ekiyle) kolcuk. buradan anlam kaymasına uğramış olması da muhtemeldir.

yavşak

artık günlük geyiklerimize girdiği üzere, bit yavrusu demektir. eski türkçe'de böcek yavrusu anlamına gelen yavsı sözünden türemiştir. muhtemelen yavru sözüyle akrabadır.

zampara

farsça zenperest sözünden türkçe'ye girmiştir. zen farsça kadın demektir (bkz: zenne). perest ise seven.

kaynak: sözlerin soyağacı, sevan nişanyan.