Halkının Teslim Olmak Yerine Kendini Yakarak İntihar Ettiği Antik Kent: Ksanthos

Kuşatma sırasında teslim olmaktansa kendini topluca yakan, üstelik bunu bir değil iki defa yapan ve günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bu inançlı halkı ve antik kentlerini tanıyalım.
Halkının Teslim Olmak Yerine Kendini Yakarak İntihar Ettiği Antik Kent: Ksanthos
iStock

ksanthos, tarihte eşi benzeri olmayan bir olaya hem de iki kez tanıklık etmiş bir likya şehridir. ksanthos'un kadim halkı, kentin agorasında toplanıp birbirlerinin üzerine zift döktükten sonra kendilerini yakarak topluca intihar etmişlerdir.

ksanthos likya'nın belirli dönemlerde idari ve dini başkentliğini yapmış bir likya kentidir. savaştığı düşmanlarına karşı son ana kadar mücadele eden halk, kadınları ve çocuklarını düşmanlarına köle etmemek için son çare olarak bu şekilde bir refleks geliştirmiştir.

m.ö. 545 yılında anadolu'da perslerin taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmadığı bir döneme denk geliyor bu intiharlardan bir tanesi. pers komutan harpagos, ksanthos kentinin kapısına dayanıyor ve teslim olmalarını istiyor. buna karşın ksanthos halkı bunun mümkün olmadığını sonuna kadar savaşacaklarını beyan ediyorlar, biraz da umutsuzca. karşılarındaki koskocaman pers ordusuna karşı sayıları yüzlerle sınırlı bir avuç erkek.

Pers komutan Herpegos

mücadelenin sonuna doğru yenileceklerini anlayan bu onurlu adamlar, kente geri çekiliyor ve kapıları mühürlüyorlar. ardından tüm halkı agoraya toplayıp kendilerini, tüm kentle birlikte ateşe veriyorlar.

m.ö. 44 yılı sezar öldürülmüş, roma karışmış octavius ve marcus antonius'a savaş açan brütüs, müttefiki cassius ile birlikte anadoluya gelerek herkesi haraca bağlıyor, askeri gücünü tesis etmeye çalışıyor ve yine ksanthos'un kapısı çalınıyor. askeri gücü tesis etmek derken brütüs; askerim olmak isteyen kaleye mum diksin demiyor, kadınlar ile çocukları ordusunun ve destekçilerinin çeşitli ihtiyaçları için; erkekleri de savaşmak için köleleştiriyor. bu akıbete uğramak istemeyen halk, gerçek anlamıyla küllerinden doğan bu onurlu kadim halk atalarının izinden gidiyor ve yine kendilerini yine yakıyor.


ve acı son... arap akınları ile birlikte kent, m.s. 12.yy'da tamamen terk ediliyor.

bu kenti de 1845 yılında ingiliz talancı charles fellows yeniden keşfediyor. keşfetmek dediğim de... kazı çalışması falan yapmıyor, padişah tarafından her türlü ihtiyacı karşılanarak anadolu'yu gezmesi sağlanırken buraya yolu düşüyor ve bu kenti buluyor. bu kentlere ve eserlere bakış açısı gavur toprağı/putlar şeklinde olduğundan şehirler yerli halk tarafından talan ediliyor. bazen sütunlar kırılıp, yeni evlenen oğlana köyde ev yapmak için harca karıştırılırken bazı heykeller hayvanlara yalak yapılıyor.

Charles Fellows

charles fellows bana göre talan, ingilizlere göre tarihe sahip çıkmak için patara kıyılarına yanaştırdığı bir ingiliz savaş gemisine her şeyi yükleyip götürüyor. bugün bu şehrin tüm mirası british museum'da sergilenmektedir.

kaynak

İnandığı Şeyler Uğruna Diri Diri Yakılmayı Göze Alan Cesur Bilim İnsanı: Giordano Bruno