Hayatından Satır Başlarıyla Gençlerbirliği'nin 37 Yıllık Efsane Başkanı: İlhan Cavcav

Türk futbolunun renkli siması, Gençlerbirliği'nin efsane başkanı İlhan Cavcav, bugün 81 yaşında hayatını kaybetti. 37 yıllık futbol yöneticiliği kariyerine ise birçok şey sığdırdı.
Hayatından Satır Başlarıyla Gençlerbirliği'nin 37 Yıllık Efsane Başkanı: İlhan Cavcav


yugoslav göçmeni bir babanın ikinci eşinden ilk oğludur. ortaokul mezunudur. liseyi bitirip belki de üst düzey memur olabilecekken babasının kararı ile aile işine başlamıştır. 1950li yıllarda ortaokul mezunun şimdinin üniversite mezunu etkisi yaratmakta olduğunu uzun uzun yazmayayım. kısa bir futbol geçmişi olduğunu da hatırlatalım.

aile şirketinden ayrılarak ankara un sanayiisini kurarak iş adamlığıyla önplana çıkan cavcav ilk defa 1975 yılında hacettepesporun başkanlığını üstlenir başarısız olduğunda da istifa eder ardından yahya demirel başkanlığı sırasında gençlerbirliğinin yönetimine girer. tabii ki 1978 yılında başkanlık koltuğuna oturur, her zaman olduğu gibi anlaşmazlığa düştüğü için bir süre kulüpten ayrılsa da 1981 itibariyle tekrar kulübün başkanı olur.


o gün bugundür kendisini işadamlığından çok gençlerbirliği başkanı olarak tanırız.

düşünün 37 yıllık bir başkanlık süresinden bahsediyoruz. avrupa'da futbol kulüpleri yönetim kurulu/sahiplerince farklı şekilde idare edildiği için bu mümkün ama türkiye'de?

4 büyükler 37 yıllık bir başkanlık ile yönetilse daha etkin, avrupada daha başarılı olurlar mıydı? diye sorsak önümüzde aziz yıldırım örneği ve fenerbahçe kulübüne kazanımları ortadadır.

1988'den beri birinci ardından süper ligde bulunan gençlerbirliği başarısı çoğunlukla ilhan cavcav'ın eseridir.


daha iyi yerlere ulaşabilecekken tıkanmasının sebebi de ilhan cavcav'dır.

teknik direktörler ile uzun süreli bir beraberlik kuramaması, onunla çalışmanın zorluğu, futbolcuları istanbul takımlarına satmak istemesi, gemisi yürütme isteği... bu başarı ve başarısızlıkta en çok dinleyeceğiniz hikayelerin ana konuları olacaktır.


ancak mantalitesinin çok değiştiğinde hemfikir olalım.

gençlerbirliği en iyi zamanını, ersun yanal ile beraber çalıştığı 2002-2004 yıllarında yaşamıştır. efsanevi beşiktaş gençlerbirliği maçı işte bu yıllardadır. 2 kupa finalistliği yanında en önemli başarısı 2003-2004 uefa kupasında 4.tura kadar yükselmesidir. o senenin kupa şampiyonu valencia'yı evinde 1-0 yenmesine karşın ispanya'daki mücadeleyi 2-0 kaybederek kupadan elenmişlerdi.

önüne geleni devirdiği harika maçlar çıkardığı bolca futbolcu sattığı o yıllar, ersun yanal'ın başarısız sona eren milli takım macerasıyla bölünür.


bir daha da o başarı geri gelmez. grafik hep aşağı doğru gider.

arada thomas doll gibi başarılı teknik direktörler gelse de uyumsuzluk problemi devam eder.

yönetime getirdiği kişilerle bile yaşadığı uyum problemi sık sık nükseder.

allah rahmet eylesin.

Problem yaşadığı teknik direktörlerden Thomas Doll kendisi için şöyle söylüyor:

"gençlerbirliği, kariyerimde çalıştığım en enteresan kulüptü. her gün başkanın sahibi olduğu şehir dışındaki un fabrikasına gidip başkanla çay içmek zorundaydık."

Cavcav'ın Afrika kıtasından oyuncu bulma konusundaki yeteneği de dillere destandır:

ocak ayında ilhan cavcav 1 uçak afrikalı ile yurda döner.

hazirana kadar eleme süreci devam eder.

temmuz ayında 10 tanesi ile kontrat imzalanır.

4 tanesi rotasyonda yer bulur, 3'ü sivrilir. diğer 3'lü kadroya girmekte zorlanır.

sivrilen 3'lüden biri istanbul'a, en çok parlayanı avrupa'ya satılır.


diğeri ise gençlerbirlğinde kalır, ankara'nın göz bebeği siyah incisi olur.

ilhan cavcav gelen paranın yüzde 3'üyle ilk satırı ve diğer satırları tekrar eder.

bu arada gelip elenen afrikalılardan 3 ya da 4 tanesi seneler sonrası dünya yıldızı olurlar.

fanatik ve amk'da "gençlerbirliği'nin beğenmediği dünya yıldızı kim" haberi yılda bir iki kere döner.