I. Dünya Savaşı'nın Sonunu Getiren ve Hitler'in Başa Gelmesine Neden Olan Versailles Antlaşması

I. Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletleri ile Almanya arasında imzalanan Versay Barış Antlaşması, pek çok tarihçi tarafından "asrın en büyük hatası" ve "barışa son veren barış" olarak tanımlanıyor. Antlaşmanın nedenini ve sonuçlarını, kendisine dair ilginç bilgilerle harmanlayarak aktarıyoruz.
I. Dünya Savaşı'nın Sonunu Getiren ve Hitler'in Başa Gelmesine Neden Olan Versailles Antlaşması


Nedir, ne değildir?

versay antlaşması 1. dünya savaşı'nın ardından, 28 haziran 1919 tarihinde almanya'nın itilaf devletleri ile imzaladığı anlaşmadır.

daha 19. yüzyılın sonunda kurulmuş, çok yeni bir devlet olan alman imparatorluğu'nun, onun hızlı gelişimini ve dünyada yeni bir güç olarak ortaya çıkmasını durdurmak isteyen itilaf devletleri'ne karşı savaştan yenik çıktığını ve resmen yıkıldığını belgelemiştir ayrıca. antlaşma, bir imparatorluğu daha tarihe gömmüş, bu antlaşmayla alman cumhuriyeti (weimar) resmen tanınmıştır. diğer barış antlaşmaları gibi versay da başta yaşlı fransız başbakanı clemenceau ve hırslı ingiliz başbakanı lloyd george olmak üzere intikam derdinde olan itilaf devletleri yetkilileri tarafından çok ağır şartlar konularak hazırlanmış ve almanya, versay'ı kabul etmek zorunda bırakılarak zor durumda kalmış, asla ödeyemeyeceği kadar büyük bir savaş tazminatına ve kendi milli topraklarının bir kısmı da dahil olmak üzere geniş toprak ve sömürge kayıplarına mahkum edilmiş, ingiltere için her daim bir tehdit olan donanmasına el konulurken, ordusunun ve hava kuvvetlerinin ise sayıları sınırlandırılmıştır. bunun yanısıra, sen cermen antlaşması'nda da belirttiğimiz üzere, aynı cermen ırkından gelen avusturya ile almanya'nın birleşmesi yasaklanmıştır.

bu antlaşmanın ana maddeleri şu şekildedir

- batı prusya bölgesi (danzigposensilezya) polonya'ya, 1870-71 fransa-prusya savaşı'nda alınan fransız milli toprağı olduğu iddia edilen ve bir savaş sebebi olan alsas-loren fransa'ya, malmedy bölgesi belçika'ya, savaşa girmemiş olmasına rağmen kuzeyde küçük bir toprak şeridi danimarka'ya bırakıldı.

- doğu afrika (tanzanya), güneybatı afrika (namibya)'daki alman sömürgeleri ingiltere'ye, togo ve kamerun sömürgeleri fransa'ya, çin'deki tsingtao üssü çin'e, pasifik'teki alman sömürgeleri olan pasifik adaları japonya'ya bırakıldı.

- almanya ağır bir savaş tazminatı ödeyecek.

- alman donanmasının tümü ingilizler'e teslim edilecek, sadece sahil güvenlik görevleri için işlev görecek küçük bir kuvvet kalacak.

- alman ordusunun sayısı jandarma kuvveti olarak işlev görecek 100.000 kişiyle sınırlandırılacak, aynı zamanda alman hava kuvvetlerinin sayısı da sınırlandırılacak,

-almanya'ya ait olan ve alman endüstrisinin merkezi olan batı almanya'daki ruhr bölgesi fransa'nın askeri müdahalesi altında bulunacak, alman askerlerinden arındırılarak tarafsız bölge olacaktı. bu bölgenin geleceği 15 yıl sonra yapılacak bir plebisitle (halk oylaması) belirlenecekti.

-almanya, ırkdaşı olan avusturya devleti ile hiçbir şekilde birleşemeyecekti.

Almanya topraklarından itilaf devletlerine geçen bölgeler.

bu antlaşma, pek çok tarihçi tarafından asrın en büyük hatası olarak tanımlanmıştır

versay antlaşması, almanya'nın milli çıkarları ve daha sonraki iç durumu tamamen yok sayılarak yapılmış gerçekçi olmayan bir anlaşmadır ve nihayetinde önce, naziler'in alman ordu ve donanmasının mevcudunu artırmasıyla gizlice, daha sonra ise 1936 yılında askerden arındırılmış ruhr bölgesine askerlerini sokmasıyla alenen hitler tarafından delinmiştir. anlaşmanın ağırlığı, müttefik politikacılarının dahi tepkisini çekmiştir ve anlaşma, abd senatosu'nda dahi tanınmamıştır. bu da hitler'in anlaşmayı delme hareketini dünya önünde, haksızlıkları yok etmek gibi göründüğünden haklı çıkarırken, ruhr'un geri alınmasından sonra, george ve clemenceau'nun engellemek istedikleri birer birer olmuş, önce almanya açık ve seçik olarak ordu ve donanmasını anlaşma hükümlerinin ötesinde genişletmeye başlamış, daha sonra da 1938 yılında avusturya ile birleşmiştir. zira, hitler'in almanya'da başa gelmesine yol açan şartları da yol açan ve ikinci dünya savaşı'nın çıkmasına sebep olan da gene bu anlaşma olmuştur. almanya'da hakim olan ekonomik kriz ve sosyal karmaşa, savaşın bitmesiyle bir miktar dinse de, savaş borçları nedeniyle halkın beli bükülmüş, ekonomi çökerken, enflasyon maksimum düzeye ulaşmıştır. sosyal demokrat hükümetler bunla baş edemeyince, alman halkı ülkenin uluslararası gururunu eski düzeyine çıkartacak, ekonomiyi düzeltecek, halkı deveran edecek yeni bir lider arayışına girmiş, bu da hitler'in nasyonel sosyalist (nazi) partisi'nin, üstelik de seçimle başa gelmesini sağlamış (hindenburg'un etkilerini saymazsak tabi), hitler'in bir diktatörden önce alman halkı tarafından seçilmiş bir lider olarak başa gelmesine yol açmıştır.

Antlaşma sonrası Almanya'nın borç batağını tasvir eden bir karikatür.


Ateşkes antlaşmasının imzalandığı vagon hakkında

1. dünya savaşı'na son veren versay anlaşmasının öncesindeki ateşkes antlaşması, fransız yapımı tahta bir vagonda imzalanmış (11 kasım 1918) ardından da bir müzeye kaldırılmış (daha sonradan resmi olarak versay sarayında imzalanıyor-28 haziran 1919). 2. dünya savaşı'nda hitler fransa'nın kayıtsız şartsız teslimiyet anlaşması için fransız müzelerinin araştırılması ve vagonun bulunması talimatını vermiş, nitekim anlaşma yine bu vagonda imzalanmış. sonra vagon almanya'ya götürülmüş. 1945 yılında müttefikler ile almanya arasında savaşı bitirecek antlaşma için müttefikler yine bu vagonu adres göstermişler, ancak vagon almanlar tarafından son anda imha edilmiş ve antlaşma vagon yerine başka yerde imzalanmış. yani 3 kuruşluk vagon toplamda 4 devlet başkanını ağırlayıp tarihe yön veren iki anlaşmaya da ev sahipliği yapmış.

kaynak

1940 yılında mevzubahis vagon

bertrand russell, bu antlaşmanın savaş çıkarmasının en büyük sebebini ekonomide arar

russell'a göre, itilaf devletleri antlaşmanın uygulanabilmesinin tek yolunun almanya'nın ihracatının gelişirken kendi sanayilerinin çökmesi olduğunu dehşet içerisinde fark etmiş ve almanya'nın ödemeyi belirli ürünler şeklinde yapmasına karşı çıkmışlardır. durumu bireylere indirgediğimizde saçmalık daha bariz bir biçimde ortaya çıkıyor. kavga eden iki kişiden kazanan, kaybedenin ödeyebileceğinden daha fazla para talep ediyor. kaybeden "peki abi, çalışır, elimdekileri satar, öderim" dediği anda da "çalışırsan benim işimi ele geçirebilir; elindekileri satarsan benim mallarımın değerini düşürürsün" şeklinde bir nedenle zavallı kaybedeni reddedip iyice zor duruma düşürüyor.

itilaf devletleri'nin bu durumu çözmek için buldukları dahiyane çözümse günümüz bankacılık krizinin sebebinden farklı değil: "biz sana bize ödeyeceğin tazminatı borç olarak verelim, sen de - doğal olarak bir miktar faiz karşılığı - yavaş yavaş borcunu öde." tabi ufak bir sorun vardı. savaştan çıkmış, zor durumdaki almanya'nın bu borcunu - bireyler analojimize dönersek - çalışmadan ve eşyalarını satmadan ödemesi gerekiyordu. sonuçta, borcu ödemek şöyle dursun, almanya'nın faizleri ödemek için bile borç alması gereken fasit bir döngü başlamış oldu. malum, dünyanın kaynakları sınırlı olduğundan da, tıpkı bizi teğet geç(mey)en krizdeki gibi, insanlar - ve tabi ülkeler - ellerinde olmayan paraları harcamaya başladılar.

versailles antlaşması'nın yarattığı fasit döngünün kırılması anca savaş ekonomisiyle; yani eldeki sanayi ürünlerinin silaha dönüştürüldüğü, insanların 7/24 çalışan fabrikalarda rahatça iş bulabildiği, devletlerin "ödemiyorum lan borcumu, sıkıyorsa gel al" dediği sistemle mümkün olabilmiştir.

Sonuç

her ne kadar versailles sayesinde insanlar "nasıl antlaşma yapılmaz" dersini almış olsalar da, maalesef "elimdekinden fazla neden borçlanmamalıyım" dersini alamamışlardır. neticede versailles, (daha mikro ölçekte de olsa) günümüz ekonomik koşullarını yarattığından, yalnızca "barışa son veren barış" değil; aynı zamanda sonuçları itibariyle (artık mikro ölçekte mi olur, makro ölçekte mi bilmiyorum) geleceğimizin bir aynasıdır.

Tek Kelimeyle Duygulara Tercüman Olabilen Almancanın 10 Harika Kelimesi