II. Dünya Savaşı Sırasında Hitler'in, Kendisine İnanmayıp Pişman Olduğu Casus: İlyas Bazna

Dünya tarihinin gördüğü en enteresan casuslarından biri olan İlyas Bazna, nam-ı diğer Cicero'dan Sözlük yazarı ''retro sokagi mudavimi'' bahsetmiş.
II. Dünya Savaşı Sırasında Hitler'in, Kendisine İnanmayıp Pişman Olduğu Casus: İlyas Bazna


şimdi kameralarımızı ikinci dünya savaşı dönemine götürüyoruz. casusluların cirit attığı bir dönem.ve o dönemin en önemli istihbarat operasyonu ankara'da yaşanıyor. başrolde çiçero lakaplı elçiliklerde uşaklık yapan bir adam ismi ilyas bazna.

takvimler 1943'ü gösterdiğinde ingiltere'nin ankara büyük elçisi sir hugessen'in uşaklığı görevi ilyas bazna'da idi. büyükelçinin banyosununda onun sırtını ovalayacak kadar yaklaşan ve kendini sevdiren bazna, büyükelçinin büyük bir müzik tutkunu olduğunu biliyordu. büyükelçi'ye opera aryaları okuyor uygun vakitlerde ise büyükelçinin odasına girmek için fırsat kolluyordu. bazna ingilizleri sevmiyordu.bunda ki en büyük sebep babasının ölümünden onları sorumlu tutmasıydı. hayali opera sanatçısı olmaktı ve büyük paralar kazanmak istiyordu. kendini büyükelçinin uşağı olarak bulduğunda almanlarla bağlantıya geçti. çiçero 20.000 sterlin karşılığında önemli bazı belgeleri almanlara satacaktı.bu konuda harekete geçti.


ancak büyükelçinin kasasını açmak hiç kolay olmayacaktı.zira kasanın anahtarları her daim büyükelçinin boynunda asılıydı. almanlar bu işe çözüm olarak özel bir ağda verdiler çiçero'ya.çiçero büyükelçinin sırtını ovaladığı vakitlerde anahtarın kopyasını çıkartmayı başardı. bundan sonra banyo sırasında ki kısa vakitlerde kasada ki belgelerin fotoğraflarını çekmek kalıyordu. çiçero normandiya çıkartmasının istihbaratına kavuşmuştu. artık iş bunu almanlara satmaktı. istediği paraya belgeleri satarak kavuşan çiçero'dan kimse şüphelenmiyordu. ingilizler onu''ingilizce bilmeyen bir cahil'' olarak tanımlıyordu.

normandiya istihbaratını elinde bulunduran naziler,çiçero'ya güvenmediler. hitler saldırının batıdan değil, balkanlardan ya da norveç'ten olacağını bir konferansında söylüyordu. nitekim çiçero'ya güvenmeyen naziler bunun bedelini ağır kayıplarla ödediler. artık çiçero'nun güvenilir bir ajan olduğuna hemfikirlerdi. o yıllarda alman büyükelçiliğinde çalışan bir sekreterin ingilizlere ajanlık yapmasından ötürü kimliği açığa çıkmak üzereydi. 1944 yılında ingiliz büyükelçiliği 'çiçero'nun avına çıktı.bazna da şüphelilerden biriydi ancak daha önce söylediğim gibi 'eğitimsiz,cahil' diye nitelendirildiği için bu kadar süre kalabilmişti. ne var ki bazna görevinden ayrılıp almanların 300.000 sterlik istihbarat başarı ödülünü alarak uzaklara gitti.


bazna artık kazandığı parayla lüks bir hayat yaşayacaktı. hayali olan herşeyi yapabilecekti. ancak gittiği yerde onu kötü bir sürpriz bekliyordu. nazilerden aldığı bütün sterlinler sahteydi! nazilerin ingiliz ekonomisini çökertmek için bastığı sahte sterlinler onun elindeydi. bu da bir tehlikeydi onun için haliyle.

savaş bitiminden sonra almanlara tazminat davası açan bazna kazandığı parayla elbette mutlu olamadı. zira verilen tazminat oldukça mütevazıydı. daha yüksek parayı, sonralarında anılarını yazdığı i was cicero adlı kitaptan kazandı, ilyas bazna.1951'de 5 fingers adıyla sinemaya da uyarlanan kitap buna rağmen bazna'ya uzun süreli bir mutluluk getirmedi.ilyas bazna 1970 yılında münihte gece bekçiliği yaptığı sırada hayata gözlerini yumdu.


yıllar sonra açılan belgeler bazna'nın bu işte sadece kişisel kazancına değil (istiyerek ya da dolaylı bir şekilde ) türkiye'nin o yıllar 2.dünya savaşından uzak kalma politikasına da katkıda bulunduğunu gösterdi.