İlişkilerdeki Çok Enteresan "Ya Evlenelim Ya da Ben Ayrılmak İstiyorum'' Eşiği

İki birbirinden karmaşık dünyanın yan yana geldiği ikili ilişkilerimizde olaylar bazen de bu noktaya bağlanır. İki insan için de garip bir dönüm noktasıdır bu.
İlişkilerdeki Çok Enteresan "Ya Evlenelim Ya da Ben Ayrılmak İstiyorum'' Eşiği


"programın deneme süresi sona erdi. devam etmek için tıklayınız."

belli bir yaşa gelmiş, ilişkisi belli olgunluğa ermiş bir insan evlenmek isteyebilir. bunda aşağılanacak bir şey göremiyorum. birlikte yaşayan sevgililer bile sonunda evleniyor, toplum yapısı filan falan, malum. evlenmek isteyene kezban demek moda oldu galiba biraz.
yetişkin bir insanın planları ve hayalleri vardır. bu plan ve hayaller sevgilisininkiler ile uyuşmuyorsa bir karar vermek gerekebilir, sorun ne?

seven kadının böyle bir şey söylemeyeceğini düşünenler yanılıyor. benim böyle bir isteğim varsa ve sevgilimin yoksa bunu anlarım, adama baskı yapıp canından bezdirmektense bırakırım. birini seviyorsunuz diye kendi isteklerinizi ona göre şekillendirmek zorunda değilsiniz. zaten öyle yaparsanız o ilişki yine çatırdar.

ha şu ayrı konu, adam "evlenmem" demiyorsa, sadece "bekleyelim" diyorsa baskı yapmak doğru değil. kimse bir yere kaçmıyor, yumurtalarım da yumurtalarım diye ağlayıp durmayınız litfen.


(bkz: ya istiklal ya ölüm)

anında hayattan çıkarılması gereken kadındır.

bugün bu resti çekmeye cesaret eden yarın "ya xyz ya da boşanırız" diyerek erkeği tasmasından idare etmeye çalışacaktır.

bir erkekle evlenmek isteyen kadın, hayatını beraber geçirmek isteyen kadın bu tür manipülasyonları kullanmayı aklına bile getirmez, getirse de erkeği kaybetme korkusundan cesaret edemez.

bu resti yemişseniz ya sizi bir atm makinesi gibi , arkadaşlarına hava atabileceği bir michael kors çanta gibi görüyordur ya da zaten etrafındaki uydu erkekler'den bir tanesini gözüne kestirmiştir bile.

onun için "ahmet atm" ya da "mehmet atm" çok önemli değil, zaten yılda 5 kere falan seks yapacak bu adamla.

eğer ahmet atm olmaya niyetli değilse, kendini "motor" - "kaşar" "gold digger" olarak etrafa göstermeden ahmet'ten ayrılıp mehmetle birlikte olmanın yollarını arıyordur.

"ay evlenmek istemedi benimle , ben aile kurmak istiyorum vsvs " diye etraftan sempati toplamanın yolunu yapmaktadır.

özetle manyağın birine çatmışsınız. tez uzaklaşın.

başlat / denetim masası/ program ekle-kaldır/ kaldır / tamam/ finish


belli bir yaşa gelmiş ve ailesinden sürekli evlilik baskısı gören kızdan günün birinde duyabileceğiniz bir söz.

bu ülkede her kadın, 20'li yaşlarında, aile başta olmak üzere tüm çevresinden evlilik konusu ile ilgili baskı görmeye başlar. bu en modern çevreye sahip kadınlar için bile geçerlidir. en okumuş ailelerde bile bu baskı yaratılır. en açık fikirli ordinaryus profesör baba bile, kızının "yalnız ölmesini" istemediği için farkında olmadan bu konuda baskıcı olabilir.

çünkü bizim kültürümüzde kadın aciz olarak görülür ve korunması gerekmektedir.

kızın kendisi de evliliğe inanmıyor olabilir. kendini hazır hissetmiyor olabilir. ama çevre onu öyle bir noktaya getirir ki, bunu erkek arkadaşıyla paylaşmak durumunda kalabilir.

bu durumda sevgili beyler, mallığınızı ve "ben özgür yaşarım" bencilliğini bir süreliğine rafa kaldırıp, bu noktaya neden gelindiğini ve alternatif çözümleri düşünün.

zira karşınızdaki kız muhtemelen, canı her istediğinde, istediği kadar dışarı çıkamayan; her gittiği yeri ailesine bildirmek zorunda olan, belki bir ilişkisi olması sebebiyle ailesinden baskı gören ya da en azından mahalle baskısı yaşayan biridir.


amsterdam'da değil türkiye'de yaşıyoruz. bu coğrafyada kadın olmak zor.

birine bunu demek zorunda kaliyorsaniz, ayrilin.
ayni sekilde biri size bunu diyorsa, ayrilin.
hatta ikiniz de arkaniza bakmadan kacin. biriniz hakli oburu haksiz demiyorum, sadece siz birbiriniz icin cok yanlis insanlarsiniz, cok net biliyorum.

bakın, bir kadının gerçekten evlenmek istiyor olmasını bir kenara bırak, kız çocuğu erkekler gibi götünü gezdiremiyor her zaman rahat rahat. o yüzden bir süre sonra kız evde yediği baskıyı seninle paylaşmak durumunda kalıyor. doğru ya da yanlış, haklı ya da haksız. bunun kızın zekasıyla bir ilgisi yok. sik sik tespit yapacağına kıza yardımcı ol. ya da ayrıl.

30 yaşındayım ve bana bununla gelen her kız arkadaşımla da yollarımızı ayırdık. ama onları suçlamadım.

-ya evlenelim ya da ben ayrılmak istiyorum.
-tamam.
-ne tamamı, hangisine tamam?
-evlenmeye.
-aşkııım.
-şaka şaka. siktir git.

bu olaya direkt ''devlet seviştiğimiz bilsin'' gözüyle bakamazsınız. biraz ''neden'' sorusunu sorun kendinize.

evlenmeden geçen ilişkinin erkek için hiçbir zararı olmasa da türkiye'de, hatta dünya'da kadın için birçok eksi yönü var.

ilk olarak aile baskısı. senin ailen sana bir şey demez, hatta ''gönlünü eğlendir'' diye destekleyecekler aileler bile olabilir ama kız tarafının tüm ailesi o kız endişe duyar, haliyle kıza baskı uygularlar. bu türkiye'deki ailelerin %90'ının da vardır ki bunun çomarlıkla da dinle de ilgisi yok. siz ikiniz ilişkinizi bilebilirsiniz ama aileler her zaman kızları için tedirgin olurlar.

üzerine kadınların yaş sınırları var. ne kadar hadsiz bir söylem gibi gözükse de dünyadaki güzellik anlayışı kesin bir şekilde herkese dayatılıyor. bu güzellik anlayışı da 40'lara gelince solacak bir güzelliği içine alıyor. böyle bir durumda her geçen sene bir kadın için baskı oluşturuyor ki burada suç kadında değil, kadının ''güzelliğini'' kaybetmesi ile önemsiz birine dönüşeceğini düşündüren dünya düzeninde.

hal böyle olunca bu işin ciddiye binmesini, bir bağ ile kesinleşmesini istiyor kadın tarafı.

yani buna ''seviştiğimizi devlet bilsin, kapı orada, buyursun ayrılsın'' gibi düz ve düşüncesiz cümlelerle yaklaşmak saçmalık arkadaşlar. olayın ne kezbanlıkla, ne de namusla ilgisi var.

''bir şey almayacaksan dükkanın önünü kapatma, müşteri gelmiyor senin yüzünden'' demek ile eşdeğer isyan cümlesi.

geleneksel & yarı geleneksel türk ailesinde yetişmiş kadınlar türk aile yapısınca tanımlanmış 'evlenme yaşı' alt sınırına geldiklerinde (mesela 26-27), kendileri üzerinde, ister istemez, "artık evlenmeliyim" şeklinde bir baskı yaratmaya başlıyorlar. yaş ilerledikçe bu baskının şiddeti de maalesef giderek artıyor. sonrasındaysa "ya evlenelim ya da ben ayrılmak istiyorum"... ve ardından 6 ay süren evlilikler ya da ayrılık.

kadınlar üzerinden anlatmaya çabaladım ama bu türk aile yapısı denen ataerkil nane, karar almada hepimizin önünde bir duvar - lanetimiz. insan hayatıyla ilgili bir karar almadan kendine cesurca sormalı: "ben gerçekte neden evlenmek istiyorum?" ve dürüstçe cevaplamalı.