İlk Bilgisayarda Yapılan ve Hatırladıkça Yerin Dibine Girme Hissiyatı Yaratan Mallıklar

İlk bilgisayar gerçekten bambaşka bir deneyimdi. Neyin, ne olduğunu bilmeden elimize enteresan bir makina tutuşturuldu ve sonrası geldi...
İlk Bilgisayarda Yapılan ve Hatırladıkça Yerin Dibine Girme Hissiyatı Yaratan Mallıklar
iStock.com


bilgisayarı kapatırken eskimesin diye mouse, klavye, monitör vs. tüm fişlerini ayrı ayrı söküp paketlemek. her açışta tekrar bilgisayarı kurmak. bunun üstüne mallık yoktur sanırım.

ilk sahip olduğum bilgisayarın harddisk'i 128 megabyte olunca genelde hafızada alan açmak için yaptıklarımdır.

mario, euro 92 vb. oyunları kurunca bilgisayarda yer kalmamış ve çözüm olarak işe yaramayan dosyalar tarafımdan silinmeye başlanmıştı.

ve elbet sıra windows klasörüne de gelmişti...

fifa yükledikten sonra oyunu açarken klavyeyi sağa sola kaydırmayı akıl edemeyerek 2 hafta boyunca bilgisayarın yaptığı maçları izlemek.


bilgisayar sayılmaz pek, ama zamanında babamın işyerindeyken yalvararak kullanılmayan bir klavyeyi aldırıp eve getirtmiştim. sadece klavye var önümde, monitör vs. yok. f16 ismi de haberlerde falan sürekli duyduğum bir şeydi. neyse klavyenin üstündeki f ile başlayan tuşların her birini bir uçak zannedip pilotçuluk oynuyordum. pilot olarak kuleye uçağımın modelini söylüyordum, kule f4'e basarak bana izin veriyordu. bu arada söylememe gerek var mı bilmiyorum ama kule de bendim. evet baya maldım.

sene 1997, lisede bilgisayar dershanesindeki bir bilgisayarın masaüstündeki microsoft word kısayolunu kopyalayıp diskete yapıştırmak. bir gün bilgisayar alırsam word yüklerim diye düşünüp o disketi uzun süre saklamak.


sene 1985-86 falan, babamın aldığı commodore 64 sayesinde hayatımda ilk kez bir bilgisayarı kanlı canlı görmüştüm.

babam bilgisayarı televizyona bağladı, açtı. bilgisayar açılır açılmaz oyunlar başlayacak sandığım için elimde joystick ile bekliyorum.

meşhur mavi açılış ekranı geldiğinde hayal kırıklığı yaşamıştım. babam da -anlamamıştı herhalde ki- bırakıp gitmişti.

oyunun kasetle yüklenen birşey olduğunu da bilmiyorum daha. ready yazısı bana bakıyor ben ona bakıyorum, ne yapacağımı da bilemiyorum.

bir komut verilip bilgisayar anlasın diye bir tuşa basıldığını ve o tuşun return olduğunu da öğrenmişim bir yerlerden, çocuk aklıyla "oyun oyna" yazıp return'e basmıştım ve hayatımın ilk syntax error'ünü almıştım.

hala hatırladıkça gülerim.

bilgisayarı deprem olduğu sırada usulüne uygun şekilde kapatıp, devamında fişini çekip dışarı kaçmam.

age of empires ın kısayolunu disket e sürükleyip bırakmıştım. başka bir bilgisayara disketi takıp oyunun çalışmadığını görünce arkadaşımın bilgisayarını bilgisayarcıya götürmüştük adam bize götüyle gülmüştü.


1 saatten fazla kullanmamak.
çok ısınınca bir yerine bir şey olacak korkusu yüzünden.

test drive 1 oynarken kuma saplanan aracın çekilmesi için yarını bekleyip hemen uyumam gerektiğini, gece olduğu için kimsenin gelip çekemeyeceğini belirten babama inanmak.

seneler sonra itiraf ettiğine göre beni yatırıp kendisi oynamak için yapıyormuş bu dümeni. fortran biliyorum ulan ben 6 yaşında bir veledi mi uyutamıyacağım diyormuş kendi kendine, hey gidi.

bilgisayarı öpmek ve eve gelen diğer misafir çocuklarına da zor kullanarak öptürmek. utanıyorum sözlük.

babama, imleci kastederekten, mouse'u yukarı çek dememle mouse'un tabanını bilgisayar masasından keserek havaya kaldırmasıdır.

şimdilerde kendisi mynet king odalarında fırtına gibi esmekte, hey gidi.

çift cd ile yüklenen oyunu aynı anda iki cd sokup yüklemeye çalıştığım an.bilgisayardan garip sesler gelene kadar da yaptığım işin doğruluğundan hiç şüphem olmamıştı.

bilgisayara format atılması gerektiğinde teknik servise monitörüyle beraber götürmek. format atmayı öğrendikten sonra üşenmeyip microsoft lisans sözleşmesini baştan sona okumak.

bir bilgisayardan diğer bilgisayara veri taşımak için:

1- kaynak bilgisayar üzerindeki taşınacak dosyaya fareyle sağ tıklayıp "kopyala" denir.
2- fareyi çıkarıp diğer(hedef) bilgisayara taktıktan sonra kopyalanacak yerde sağ tıklayıp "yapıştır" ın aktif olmasını beklenir.
3- bir türlü olmayınca, bozuk bu makine diyerekten lab. sorumlusuna durumu bildirilir.

gibi, bazı arkadaşların yaptığı mallıklardır.

paintte sarı kart, kırmızı kart çizip yazıcıdan basıyordum. sonra mahalle maçlarında hakemlik yapıyordum. ben de böyle bir çocuktum işte.