İnsanlar Neden Kusarlar?

Bir sebepten dolayı ara ara kusuyoruz fakat bu olayın mantığını hiç düşündünüz mü?
İnsanlar Neden Kusarlar?
iStock.com

usmak birçok hastalığın belirtisidir. mantıksal olarak kusmanın nedeni, midemiz içerisinde bulunan ve sağlığımızı tehdit eden gıdalardan kurtulmaktır. peki bir insan böbrek taşı düşürürken niçin kusar? mideyi boşaltmanın taş düşüren böbreğe ne gibi faydası olabilir? ya başı dönen bir insanın kusmasının amacı nedir? ya da örneğin kalçasında apse çıkan, ateşi yükselen bir insan niçin kusar? bunun vücuda hiçbir faydası olmamasına rağmen böyle durumlarda niçin kusarız?

bilindiği gibi kusma, neredeyse tüm hastalıklarda görülen bir şeydir. kusmanız için illa da sindirim sisteminin rahatsızlanması gerekmez. bazen kötü bir koku algılamak bile kusma refleksini harekete geçirebilir. çoğu durumlarda kusmak bizi hastalıktan kurtarmaz. yani aslında çoğu kez lüzumsuz yere kusarız. günümüzde vücudumuzun en ufak bir şeyde zırt pırt bizi kusmaya zorlamasının mantıklı bir açıklaması yoktur. ancak eski çağlarda yaşamış ve genlerini bize aktarmış atalarımızın yaşam tarzlarını inceleyerek bunu anlayabiliriz.

iStock.com

insanlar ve maymunlar yaklaşık 6 milyon yıl önce ortak primat atalarından ayrılarak kendi yolunu çizmeye başlamıştır. bilinen tarih ise günümüzden yaklaşık beş bin yıl önce başlar. yani aslında insanoğlunun yaşamının sadece çok ama çok küçük bir evresini bizim bildiğimiz tarih oluşturur. milyonlarca yıl boyunca insanlar modern hayattan, ateşten, yazıdan, tekerlekten, metal eşyalardan ve tabi ki tıptan mahrum yaşamış ve bu süre boyunca evrimsel gelişimini devam ettirmiştir.

avcı-toplayıcı küçük gruplar halinde yaşamış insanlar arazide bulduklarını yiyen canlılardı. tabi bu iş göründüğü kadar kolay değildi. hayatta kalmak için kas gücünden ziyade iyi bir zekaya, gelişmiş duyulara ve bizi hastalıklardan koruyacak bedensel reflekslere ihtiyaç vardı. o dönemde tarım bilmeyen insanlar doğada buldukları bitki kökleriyle, meyvelerle, otlarla ve nadiren avladığı hayvanların etiyle besleniyordu. besinlerimizin büyük çoğunluğunu oluşturan bitkilerinse büyük çoğunluğu zehirliydi (hala da öyle). dolayısıyla vahşi doğada yaşayan insanların hayatta kalabilmek için bitkileri iyi tanıması gerekiyordu. işin kötü tarafıysa bitkilerin çoğunun birbirine çok benzemesiydi. dolayısıyla zehirlenme, o dönem yaşayan insanlarda oldukça sık görülen ölüm sebeplerinden biriydi. daha da kötüsü, yiyeceğin kıt bulunduğu durumlarda (kuraklık, buzul çağı, vs) insanlar zehirli olduğunu bile bile bazı bitkileri yemek zorunda kalıyordu. bunun en yakın ve bilinen örneği gaziantep savunmasında görülmüştür. hepimizin bildiği gibi kurtuluş savaşında fransız kuşatması altında kalan antepliler, fransız güçlerine karşı direnerek şehri ölümüne savunmuş, şehri silah zoruyla ele geçiremeyen fransızlarsa kuşatmanın dozunu arttırarak şehre yiyecek girişine engel olmuştur. açlıktan birer birer ölmeye başlayan antepli sivillerse çözüm olarak zehirli acıbadem unundan ekmek yapmaya başlamış. bu ekmeği yiyenlerin hepsi değil, bir kısmı ölmüş, bir kısmı da hayatta kalmış. dolayısıyla açlıktan kıvranan antep halkı açlıktan ölmektense, bunu yiyerek şanslarını dememişti. çünkü bu zehirli ekmek herkeste aynı etkiyi göstermiyordu. yani bunu yediğinizde hayatta kalma şansınız vardı ancak yemediğiniz takdirde açlıktan öleceğiniz garantiydi.

iStock.com

işte bu ve bunun gibi pekçok duruma milyonlarca yıl boyunca maruz kalmış insan ırkı, evrimsel gelişimini kusmak üzerine geliştirmiş, iyi kusabilen insanlar hayatta kalıp genlerini bir sonraki nesillere aktarırken, kusmayan insanlar zehirlenerek ölüp genlerini aktaramamıştır.

böbreğiniz taş düşürdüğünde kusmanın size hiçbir faydası olmaz ancak vücudunuz sizi yine de kusmaya zorlar. çünkü binlerce yıllık atalarından kalan bir refleksle vücudunuz o an sizin zehirlendiğinizi düşünür. zira zehirlenen bir insanın da karnı ağrır, başı döner ve zehirin türüne göre farklı belirtiler de gösterir. işte bu yüzden siz böbrek taşı düşürürken vücudunuz işi şansa bırakmaz ve ne olur ne olmaz diyerek sizi kusturur. alkol almak, ameliyat olmak (narkoz), gripal enfeksiyon, tümör, baş dönmesi vs hemen her durumda vücudunuz zehirlenme ihtimalini göz önünde tutar. kötü bir koku algıladığınızdaysa, vücudunuz o kokmuş çürümüş yiyeceği yemiş olma ihtimaline karşı sizi yine kusturur. yani vücudunuz bu durumda size güvenmez, işini yapar. çünkü sadece bunu yapabilen atalarınız hayatta kalarak size o genleri miras bırakmıştır.

iStock.com

koku duyusu gelişmiş hayvanlardaysa kusma refleksi daha zayıftır, çünkü onlar zehirli bitkileri kokusundan tanır. insanlarsa bunu ayırt edecek kadar gelişmiş koku duyusuna sahip değildir. örneğin kedi ve köpekler de insanlar gibi kusabilirken, fareler ve atlar hiç ama hiç kusmaz. onlarda böyle bir refleks yoktur. çünkü çok gelişmiş koku duruşuna sahip fareler kolay kolay zehirlenmez, dolayısıyla hayatta kalmak için kusmaya ihtiyaç duymamıştır.