Japonya'da İnsanlar Neden 25 Saniye Erken Kalkan Tren İçin Özür Dileyebiliyor?

Geçtiğimiz aylarda bir Japon tren şirketi, istasyondan 25 saniye erken ayrılan bir trenleri için özür dilemiş ve durumun kabul edilemez olduğunu açıklamıştı. Bu diyarlarda haliyle garip bulunan bu durumu psikiyatr Sözlük yazarı "femme noir", sade bir şekilde açıklamış.
Japonya'da İnsanlar Neden 25 Saniye Erken Kalkan Tren İçin Özür Dileyebiliyor?
iStock


almanlar öyle, japonlar böyle, türkler şöyle...

japon da alman da türk de aynı türün üyeleri olduğu halde davranış kalıpları neden bu kadar farklı sorusunun yanıtlarından, psikolojik zeminle ilgili olanlar ilginç bir düşünme konusu bu japonya'da 25 saniye erken kalkan tren "skandalı".

japonya, 1800'lerin sonuna kadar, toplam 700 yıl shogun tarafından yönetilmiş. japonların bakufu olarak tanımladığı bu yönetim şeklinde imparator halen ülkenin başında olsa da defacto (fiilî) yönetici shogun'dur. yani ülke askeri dikta tarafından yönetilmektedir. ayrıca daimyo denilen derebeyleri toprakların hakimidir. samuraylar onların polisidir.


bu 700 yıl japonya'da sert sosyal kurallar hakim. bireylerin, daha doğrusu serflerin bireysel hakları olmadığı gibi, samuraya yan baktın, sokağa tükürdün, kavga çıkardın gibi durumlar mahkemesiz, sorgusuz, samurayın kılıcının boynunuza inmesi ile sonuçlanabiliyor.

700 yıl bir toplumu rahatlıkla dönüştürebilecek bir süre. kuralların sertliği bir noktada içselleştiriliyor ve çok katı bir superego şeklinde ortaya çıkabiliyor. insanların doğasında var olan agresyon gibi temel dürtüler, toplumsal kabullerle şekillendirilebilir. ancak bastırılan, her zaman geri dönecektir. dışarıya yönelen agresyonun şiddetli şekilde bastırılması başka şekillerde dönüşüne neden olabilir. onur intiharları, obsesif denilebilecek bir düzen anlayışı ya da cinsel perversiyonlar bunun bir görünümü olabilir.

Perversiyon: Dürtü, eğilim ve ilgilerin toplumsal ve kültürel açıdan normal kabul edilen ölçülere göre çarpık nesnelere ya da amaçlara yönelmesi.



bakın 16 yıllık bir iktidar bile toplumumuzu ne kadar değiştirdi, düşünün ki 700 yıl ne yapar, muhakkak kitlesel, derin ve köklü etkileri olacaktır. kişilik özelliklerinde olduğu gibi toplumsal özelliklerin de tümü hem artılar hem de eksilerle karşımıza çıkar. obsesif özellikler düzen, tertip ve düzgün bir işleyişi sağlayacağı gibi katı ve esnemez bir toplumsal yapıya da neden olur. bizim milletimizin kural kaide bilmez halleri ise yaşayış düzeni için olumsuzdur ancak bir yandan da bize esneklik sağlar.

Okuduktan Sonra Japonlara Olan Sempatinizi Sarsabilecek Bir Yazı: Japonya'nın Karanlık Yüzü

Japonya, Tarihi Boyunca Gerçekten de Dışarıya Kapalı Bir Toplum mu Oldu?