Küçük Canlıların İnsanlar Tarafından Büyük Canlılar Kadar Rağbet Görmeme Nedenleri

Bir insanın köpeğe gösterdiği sevgiyi hiçbir karıncaya gösterdiğini gördünüz mü? Kediler, köpekler gibi evcil hayvanlar katledilirken insanlar oldukça hassastır. Aynı hassasiyetin bir hamam böceğine gösterildiğini hiç gördünüz mü? Bunun altında yatan sebep ne olabilir? Sözlük yazarları açıklamış.
Küçük Canlıların İnsanlar Tarafından Büyük Canlılar Kadar Rağbet Görmeme Nedenleri
iStock.com


böceklerin, karıncaların, sineklerin hiç kimse tarafından önemsenmemesine bağlı olarak gerçekleşen durum.

mesela, neden kimse üstüne bastığı ve sakatladığı karıncayı alıp da veterinere götürmez? ya da diyelim götürdü, veteriner o karıncayı neden tedavi etmeye çalışmaz hatta götüren kişiye deli gözüyle bakar?

neden sokaklara büyük hayvanlar için su bırakılır da diğer canlılar düşünülmez, neden arılar için de bir iki damla şekerli su bırakılmaz?

foklar için, kediler, köpekler, kuşlar için eylem yapanlar neden kıyıma uğrayan hamam böceklerine seyirci kalır?

hayvan severler neden bu duruma bu kadar sessiz kalır yoksa onların da hayvan sevgisi sadece estetik üzerine mi kuruludur?

yaşam bir hiyerarşidir ve beyin de canlılardan canlılara çeşitlilik gösterir. bir balığı canlı canlı tavada kaynatanlar yemek sanatını sergilemektedir; ama köpeğe aynı şeyi yaptığında büyük bir tepki çekiyorsun. nedeni tam olarak bilinç, algı ve beyin hiyerarşisinde hangi noktada bulunduklarıdır. bir sineği, evindeki mutfak robotundan ayıran çok da bir şey yok aslında. sadece amaçları ve araçları farklı bir makine. ama en büyük sorun, böcek türlerinin çok fazla sayıda olması. piramitte bela olabilecek bir hayvan türü durumundalar.


not: bir yarasanın saatte 1000 sivrisineği yediği argümanı ve aynı sivrisineğin milyonlarca larva bıraktığını göz önünde bulundurduğunda zaten böceklerin soyunu tüketmenin mümkün olmadığını görürsün. ayrıca pek çok musibet de böcekler tarafından yayılır ve bunlara karşı yeni yeni ilaçlar üretilir. hızlıca evrim geçirdiklerinden dolayı, genelde üretilen bu ilaçlar bir süre sonra işe yaramaz hâle gelir. bilim adamlarının durmaksızın böcek ilacı üretmelerinin sebebi de bizim açımızdan hem yaydıkları hastalıklar hem de hızlı çoğalma yeteneğidir.

eğer her canlının kardeşçe, birbirini öldürmeden yaşadığı bir dünya var olsaydı, tüm canlıların birbiriyle akrabalığı göz önünde tutulur ve yapay yemeklerle karnımızı doyurup gül gibi yaşayabilirdik. böyle bir dünya var mı? yok. o hâlde yok olurlarsa mahvoluruz hiçbirini öldürmeyin onları veterinere götürün, hatta çoğalmalarına yardım edin gibi abuk tezlere gerek de yok.

tüm dünyadaki böcekler yok olsa kendisi de yok olacağını görmezden gelen, algısının menzili düşük hayvanseverler tarafından icra edilen (ya da edilmeyen) durum.


ama haklılar. çünkü evrim gereği algılayabildiğimiz mesafeler var. gerek zaman içerisinde, gerek uzaklık olarak, gerek sevgi gösterebildiğimiz canlı yakınlığı ve boyutu açısından beynimiz sınırlanarak evrilmiş halde. 1 milyon sene öncesi ile 1 milyar sene öncesi arasındaki farkı algılayamadığın gibi, virüs ile bakteri boyut farkını da algılayamıyorsun. ya da zürafa ile hipopotamın senden evrimsel uzaklığını da. hepsi uzak işte. çok eski, çok minik, çok farklı. analitik olarak anlayabiliyorsun, ama algılayamıyorsun.

insan hayvanı mesela köpeğe de inekten daha çok empati besleyebiliyor, çünkü köpek dediğin, 40 bin senedir yüz ve vücut dilini okuyabileceğin şekilde modifiye ettiğin sakat bir kurt. simbiyoz kurduğun ilişki içerisinde daha çok bağlısın. böcek ile aranda ise daha fazla basamak var, ve tür olarak hayatta kalabilmek için bu menzil darlığına ihtiyacın var ki doğrudan, bir basamak ötede sana faydası olan hayvana, yeni doğurduğun yavruya, kafana düşmek üzere olan ağaca falan odaklanasın.

yoksa termitlere baktığında aphid güdüp, küf ekiyorlar. çünkü onların hayatta kalması için gerekli mesafede o var. ki zincirde aşağıya doğru gidince bakterilere, yukarıya doğru takip edince insanlara ulaşıyorsun.

fakat termitler "biz neden bakteri kolonilerini alıp da doktora götürmüyoruz" demiyor.

çünkü termitler konuşamaz ve doktor olmazlar.


not: hazır beğenilmişken şımarayım ve şu aklıma geleni de ekleyeyim.

iş dönüp dolaşıp algılanabilir faydaya geliyor. iki yüzlülük falan değil, tamamen türüne sağladığı fayda meselesi. yoksa olay sadece benzerlik ve yakınlık olsa, en fazla sevgi duyup empati kurduğumuz canlının şempanze olması lazım. fakat aksine şempanzenin yarattığı pozitif duygu, köpeğe duyduğun yakınlığın yakınından geçemeyecekken kimi insanda tiksinti bile yaratabiliyor maymunlar.

burada da aşırı insan gibi olup, tam da insana benzememesi yüzünden görme merkezinin nasıl bir okuma yapması gerektiğini karıştırıp ölüm, hastalık gibi bağlantıları tetiklemesi devreye giriyor bence (bkz: uncanny valley). yoksa yakınlıksa yakınlık. halbuki köpek binlerce sene tarlanı korumuş. maymunsa [evrimsel tarihte] çok yakınlarda kaynak paylaşmak zorunda kaldığın bir hayvan. evrimsel olarak bu mesafelerde kafa karışıklıkları başlarken, hamamböceğine bakıp duygulanmak çok zor.

ben de böcek bulduğumda evde bardakla alıp camdan atıyorum öldürmek yerine. fakat bu bilinçli bir hayvan olarak, çıkarım yaparak elde ettiğimiz bir hassasiyet. evrilerek gelen değil.