Kurbağa Prens Masalının Orijinal Hikayesi

Bazı meşhur masalların günümüzdeki kitaplara ve filmlere yansımasıyla, orijinalleri arasında dağlar kadar fark var. Çoğu masal, çocuklar daha iyi sindirebilsin diye zaman içinde biraz yumuşatılmış. Onlardan biri de Kurbağa Prens.
Kurbağa Prens Masalının Orijinal Hikayesi

yıllar önce bir kral varmış ve bu kralın birbirinden güzel kızları varmış. kralın her doğan kızı bir öncekine göre daha da güzelmiş. en son doğan kız da güneşi bile kıskandıracak bir güzellikteymiş. bu kızın en büyük hobisi gün boyunca kralın kalesinin yakınındaki bir kuyuya gidip yanında oturmak, zaman zaman da altından topuyla oynamakmış. günün birinde kızcağız yine kuyunun yanında altın topuyla oynarken top elinden kayıp düşmüş ve kuyunun içine girmiş. bundan sonra kız ağlamaya başlamış, öyle çok ağlamış ki gözyaşları taşları eritecek kadarmış. daha sonra kız yakınlarından "neden ağlıyorsun? bir sorun mu var?" şeklinde bir soru duymuş. arkasına dönüp bakınca da oldukça çirkin bir kurbağa görmüş ve kurbağaya "topum kuyuya düştü, kuyu çok derin olduğu için onu oradan çıkartmam mümkün değil" demiş.

kurbağa kıza "topu kuyudan çıkartırım ama bunun karşılığında bana ne vereceksin" deyince kız "istediğin kadar altın, hazine, kıyafet, zenginlik veririm" demiş. kurbağa da "bunların hiçbirini istemiyorum ama topu çıkartırsam benim en iyi arkadaşım olacaksın, aynı kaptan yemek yeyip aynı yatakta uyuyacağız, hep beraber gezeceğiz" demiş ve kız da bir yandan bunu kabul etmiş, bir yandan da "bu kurbağa kendini ne sanıyor, onunla beraber hayatımı geçireceğimi mi düşünüyor" diye düşünmüş. birazdan kurbağa topu kuyudan çıkartınca topunu alan kız koşabildiği kadar hızlı bir şekilde koşarak kurbağadan kaçmış ve sözünü yerine getirmemiş (vay şerefsiz).

birkaç gün sonra kız sarayda oturup yemek yerken kapısı çalınmış ve kapıyı açtığında karşısında kurbağayı görmüş. kız kurbağayı görünce kapıyı suratına kapatmış ve odasına çekilmiş. daha sonra kral kızının endişe içinde olduğunu görünce ona ne olduğunu sormuş. kız olan biteni anlatınca da babası "kurbağaya verdiğin sözü tutmak zorundasın" demiş. kız da gidip kapıyı açmış ve kurbağayı odasına kabul etmiş. kurbağa yemek masasına atlayıp kızın az önce yemeğini yemekte olduğu tabağın kenarına gelmiş ve o tabaktan yemeye başlamış. kız her ne kadar kurbağayı durdurmak istese de babası "verdiğin sözü tutmak zorundasın" deyip müdahale ediyormuş.

kurbağa kıza "karnım doydu ve uykum geldi, beni yatağına taşı da uyuyalım" deyince kız kabul etmemiş ama babası yine ona verdiği sözü tutması gerektiğini hatırlatmış ve kız çaresiz olarak babasının emrine uymuş. kız kurbağayı odasına götürmüş ama yatağına almamış. kurbağa da "beni yatağına almazsan seni babana şikayet ederim" deyince sinirlenip kurbağayı tuttuğu gibi duvara fırlatmış. duvara yapışan kurbağa bir anda çok yakışıklı bir prense dönüşmüş (not: bu masalın daha çok bilinen ama orijinal olmayan versiyonunda kız kurbağayı öpüyor ve kurbağa prense dönüşüyor). kurbağa yakışıklı bir prense dönüşünce kızın fikri değişmiş ve bu elemanla evlenmeye karar vermiş. babası da onay verince evlilik gerçekleşmiş ve kız prensin sarayına taşınmaya karar vermiş.

prensin henry adında bir yardımcısı varmış. taşınma işinde yardımcı olmak için at arabasını alıp kralın sarayına gelen henry prensin kurbağadan insana dönüştüğünü görünce sevinmiş çünkü zamanında prens kurbağaya dönüşünce üzüntüden kalbi parçalanacak kadar ağrımış. o da kalbi parçalanmasın diye göğsünün bulunduğu yere üst üste 3 zırh giymiş. prens ve prenses yolculuk ederken bir çatırtı duyulmuş. prens at arabasının tekerleklerinden birinin kırıldığını düşünmüş ama bu henry'nin giydiği üç zırhtan biriymiş. daha sonra diğer iki zırh da patlamaya başlamış. eski efendisine kavuşan henry o kadar mutluymuş ki kalbi büyümüş ve giydiği zırhları çatlatacak kadar güçlü olarak atmaya başlamış. masal burada sona ermiş....