Lüksün Zarafetle Birleştiği Rüya Gibi Bir Güzellik: Cote d'Azur'a Gideceklere Tavsiyeler

Fransa'nın güney sahilindeki eşsiz bölge Cote d'Azur yolcusu olacaklar için nerelere gidilir, ne yenir-içilir sorularını Sözlük yazarı "guatr cemo" kendi tavsiyeleriyle cevaplamış.
Lüksün Zarafetle Birleştiği Rüya Gibi Bir Güzellik: Cote d'Azur'a Gideceklere Tavsiyeler
iStock


cote d'azur, fransa'nın güneydoğusunda, akdenizin kıyısında yer alan fransızların dünyaca ünlü rivierası. her ne kadar merkezi marsilya olarak yazılıp çizilse de, seyyahların "lan burası daha mantıklı" merkezi nice'dir. neden nice? az sonra. şimdi reklamlar.

mavi'nin gök tonu, temiz plajlar, hemen arkasından yükselmeye başlayan tamamen ağaçlık tepeler, dağlar, akdeniz mutfağına ait tüm lezzetler. işte fransız rivierası.


cote d'azur ki resmi bir sınır olmamakla birlikte, güneyde toulon'dan başlar, kıyı boyunca italya sınırındaki menton'a kadar gider. giderkene saint tropez, cannes, nice, monako ona eşlik eder.

bu bölgeyi gezecek kişi profilleri çoğunlukla üç gruba ayrılabilir

1. "mösyö yatım var. kaptanıma rotayı ilettim. bi saniye. simonnn! viski getir." grubu

2. "hacı param var. arabamı kiralarım. marsilya'dan başlarım. beğendiğim yerde konaklarım. menton'a kadar geze geze, yayıla yayıla devam ederim" grubu.

3. "hacı o kadar para yok amk. en iyisi bir merkez belirlemek. orada ucuz bir yer ayarlayıp belirli bir menzili olan linear bölgede gidip gelmek daha mantıklı" grubu.

biz 1. gruba dahil olduğumuz için... şaka la. ne 1'i, 2 bile değiliz. yani;

- o kadar para yoktu.

- merkez belirledik ki bu merkez nice idi.

- nice'den doğuya doğru monako, nice'den batıya doğru cannes belirlenen menzillerin son noktaları idi.

bu arada nice-monako ve nice-cannes arasında (ki bunların daha ötesine gidiyorlar) sürekli (her 20 dakikada bir) otobüs seferleri mevcuttur. ilave bilgi için www.lignesdazur.com adresini ziyaret ediniz ve işin güzel tarafı bilet fiyatları 1 avro idi.

evet evet. yanlış duymadınız. 1 avro. herkes gezsin diye. 

o zaman bu kadar altyapı bilgisinden sonra asıl mevzuya gelelim. efendim cote d'azur'a geliyorsanız deniz tatili yapmaya geliyorsunuzdur. yani yüzeyim, güneşleneyim, yiyeyim (dolayısıyla sıçayım). o sebeple "buraya x gün ayırıyorum" daki x = keyfinize kalmış sayıdır. zaten tarihi yerler, müzeler gibi kavramlara ihtiyaç yok. çünkü bu bölgede bunlar yok. burada dinlenin, o ihtiyacınızı paris'e gittiğinizde fazlasıyla ve layıkıyla karşılarsınız.

bu entry'de bahsedilen tutarlar 2011 yazında harcanmış tutarlardır.

konaklama

nice'de herhangi bir otelde kalmak seçenekler arasında olmasına rağmen 8 günlük konaklama ihtiyacımızı karşılamak adına bizim tercihimiz bir apartman dairesi kiralamak oldu. bu iş için http://www.holidaylettings.co.uk/ sitesini gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.

peki neden apartman dairesi?

efendim şimdi dedik ki mutfağı olsun. sabah kahvaltımızı yaparız. e gün boyu seferi olacağımızdan yiyecek hazırlar cooler bag (türkçesi oturgaçlı götürgeç gibi olduğu için vazgeçtim) içine koyar, günü kurtarırız. akşamları ise dışarıda yeriz. e fiyatı? yüksek sezonda geceliği 50 avro. bir de depozito veriyorsun. geri veriyorlar. denedik çalıştı.

- e hocam, apartman dairesi diyorsun? ne bilelim nasıl bi yer olduğunu?
+ o zaman şu resme bakınız.


velhasıl memnun kaldık. zaten varacağınız saatte ev sahibi sizi karşılıyor. anahtarı teslim ediyor. ayrılacağınız gün geliyor. depozitonuzu veriyor. allahaısmarladık (kendi dillerinde) diyor. bir de unutmadan bu tür yerler 30 avro gibi bir rakamı son temizlik adı altında istiyor. bunu zaten önceden bildiriyorlar.

nice şehrine gelişinizin uçakla olması muhtemeldir. nice havaalanı varış kapısından çıktığınızda karşınızda otobüs duraklarını göreceksiniz. 98 numaralı hat ile şehir merkezine gelmeniz mümkündür.

gezelim/görelim

nice tipik bir akdeniz kasabası (artık kafanızdaki "tipik" nasılsa). promenade des anglais adında uzun bir sahil yolu var. 


koşan güzel kızlar, paten yapan gençler, köpek gezdirenler, bisiklete binenler, fotoğraf çekenler. plaj ise bu cadde ile yol arasında. taşlık bir plajdır.


nice'in merkezi çok büyük bir yer değil. avenue jean medicine caddesi büyük sayılabilecek bir alışveriş caddesi ama en güzel nice eski şehir dedikleri kısım. daracık sokakları, eski tip evleri, bir sürü küçük kafe, restoranlarıyla canlı, güzel vakit geçirebileceğiniz bir yer. hemen eski şehrin bitiminde denize nazır cours saleya var. büyük bir pazar alanı ama aslında nice akşamlarının yaşandığı yer diyebilirim.

nice merkezinde illaki bir şeyler(simgesel yapı) görelim diyorsanız rus katedrali (bu) 


ve negresco hotel (ve bu) mevcut.


nice'den cannes yönüne giderseniz antibes yakınlarında juan les pins diye bir kasaba vardır. nice şehir merkezinden otobüs ile 30 dk falan sürmektedir. tüm cote d'azur dahilinde gördüğümüz en güzel kum plaj burasıydı.


nice'den monako yönüne giderseniz 10 dakika sonra villefranche-sur-mer'e varırsınız. eski tip evler, nispeten sakin bir kumsal, sahilde bol bol kafeler hoş sıcak dinlendirici.


e artık şu meşhur cannes'e bir uğrayalım. nice'den batıya doğru 1-2 saatlik bir yolculuk sonrası ulaşırsınız. bu arada otobüs bileti hala 1 avro. şehir merkezinde bir plajda güneşlendik ve acayip kalabalıktı. öğleden sonra şehri gezmeye çıktık. eski şehir tarzı bir yer orda da var. hatta bir de ufak bir kalesi var liman manzaralı. bizim burda orta-üst muamelesi yaptığımız mağazalar orda arka sokaklarda ikinci sınıf muamelesi görüyor haberiniz ola.

ünlü promenade de la croisette'de tam boy tur. mağaza vitrinlerine yerleştirilmiş 15 bin avroluk çantalar. ve yolun sonunda meşhur kırmızı halısıyla cannes film fesitavilinin evi.


sırada yine bir marka şehir (hatta ülke diyelim grimaldi ailesine ayıp olmasın). monako'yu görmek üzere yola çıktık. yine otobüsle 30 dk.falan sürdü.


cannes lüks ise monako nedir bilemedik. larvotto plajından denize girilebilir. burası muhtemelen monako'daki tek plaj ve yapay (yalancı) bir plaj. hotel de paris, monte carlo kumarhanesi (ahan da bu),

 
cafe de paris, grimaldi forum, biraz tırmanarak palais princier de monako ( hanedan ailesinin yaşadığı saray), monaco katedrali, jardin exotigue görülebilecek yerler. tabii o birbirinden ünlü ve pahalı mağazaların, ultra lüks arabaların olduğu sokaklarda, monaco grand prix'in güzergahında gezmek de farklı bir duygu. arkadaş dünyanın hangi şehrinde kırmızı ışıkta arka arkaya iki ferrari bekler bulamadım.

nice'den monako'ya doğru giderken meşhur eze köyüne varmadan beaulieu sur mer diye küçük bir kasaba var. limanın hemen yanındaki plaja gittik, sakin temiz, güzel gerçek bir plajdı. 


merkez çok büyük değildi gezecek pek bir yer bulamadık. gittiğimiz her yerde turizm ofisleri vardı ve harita temin edebiliyorsunuz güzel plajlara yönlendiriyorlar sizi.

ne yiyelim/ne içelim

konaklama ve beslenme merkez üssü nice seçildiğinden buradaki mekanlardan bahsedebiliyorum.

cafe de turin: nice merkezde akşam yemeği için ava çıktığımız bir gün bu mekanın önünde hayvani bir kalabalık sırası gördük. o günden aklımıza takılmıştı. ertesi gün sahile inerken önünden geçtik menüsünü falan inceledik sadece deniz ürünleri üstüne olan bir yer izlenimi uyandırdı. iki gün sonra bizde gittik kuyrukta beklemeye başladık ve nihayet sıra bize geldi.

karışık bir deniz ürünleri tabağı söyledik. yanında da nice usulu özel pişirilmiş midye ve 50'lik şarap istedik. önce aperatif olarak ekmek ve tereyağı getirdiler. sonra koskocaman deniz ürünleri ile dolu bir tabak ve şarabımız. tabağın içinde yok yok. amma velakin doymadık tadımlık güzeldi ama çok nefis değildi değişiklik olsun diye gidilebilinir ama doymak için değil. ya da biz hayvanız.


le safari: cafe de turin'den sonraki akşam cours saleya'da gezinirken bu mekana denk geldik. iyi ki de denk gelmişiz. çok lezzetli, hesaplı (60-70 avro'nun nesi hesaplıysa), güzel hizmetin olduğu akşamlar geçirdik o ve ondan sonraki akşamlarımızda. 2013 ocak ayı içinde iz tv'de ayhan sicimoğlu renkler programının birinde nice'de bir öğle yemeğini le safari'de yedi. pişman değildi hazretleri.

değerlendirme

cote d'azur hakikaten güzel bir riviera. ha şimdi bizim burdan biri çıkıp atarlanır "yok bizim memleketimiz gibi bir yer" diye. doğrudur ama bizim memleketimizin güzelliklerine hemen hemen her gün tecavüz ediliyorken buralar güzelliklerini muhafaza edebiliyor. hatta ediyor. gidiniz, görünüz, dinleniniz, geliniz efendim. ayrıca belki çocukluğumuzdan beri cannes'ı, monako'yu duymuşuzdur. en azından beyindeki kelimeleri tatlar ve imgelerle eşleştirmiş olursunuz.

bu kalbiniz kadar temiz textarea alanını bana ayırdığınız için teşekkürler.

not: bu güzel ülkenin başkenti paris için (bkz: paris/@guatr cemo)

Bu içerik de ilginizi çekebilir