Mimari Anlamda Hem Hayat Kurtaran Hem de Görsel Şölen Yaşatan Dayanaklar: Uçan Payanda

En estetik haliyle hem Osmanlı cami mimarisinde hem de Gotik kiliselerde görülebilen "uçan payanda", aynı zamanda bazı yapılarda hayat kurtarıcı nitelikte olabiliyormuş.


payanda; duvarı güçlendirmek, yıkımını önlemek için yanlamasına dayatılan destektir.

uçan payanda, devrilmekte olan bir kitaplığı tutmaya çalışan adam prensibine dayalı strüktür, gotik akımının iki yeniliğinden biridir. yüksek bir duvar inşa edecekseniz (ki gotikseniz etmelisiniz) devrilmesin diye yandan desteklemeniz gerekir, bu bağlamda uçan payanda adamın kollarıdır aslında. 


genelde altında bir ağırlık kulesi bulunur, payandanın kendisi devrilmesin diye, bu da adamın ayaklarına etkiyen sürtünme kuvvetine karşılık gelir. (yer kaygansa adam düşer, ağırlık kulesi yoksa payanda çöker.)


katolik gotik mimarının alameti farikası taşıyıcı mimarı elemandır uçan payanda. çok yüksek taş duvarları çok daha alçak kolonlarla destekleyebilmenin yolu olarak icat edilmiştir. 


kolonlar duvarın dışında ve uzağında yer alır, aradaki boşluk kemerlerle geçilir. duvarların yüksekliği arttıkça, duvarları destekleyen payandaları destekleyen kısalarak giden ikincil üçüncül payandalar peyda olmuştur. bu payandalar binanın dışında sivri sivri durarak, yapının bir sürü bacağı olan dev bir tirtila benzemesine neden olur. payandalar altındaki alanlar genelde yapının içine dahil değildir.


ortodoks dünyada ise benzer yükseklikte katedraller inşaa edilmiş fakat kanımca çok daha zarif bir mimari eleman olan yarım kubbenin keşfi ve kullanımıyla, hem uçan payandalar altında kalan alanlar binaya dahil edilerek yapı alanları büyümüş, hem de bu taşıyıcı elemanlar böyle kabak gibi ortada gözükmedikleri için daha estetik duran yapılar ortaya çıkmıştır. bu konuda bizanslı kardeşlerimizi tebrik ediyoruz, kubbe mimarisini geliştiren osmanlı'ya da hürmetlerimizi sunuyoruz.