Mısır'da, Canlı Yayında Açılan 3 Bin Yıllık Lahit Olayının Açıklayıcı Özeti

Discovery Channel'da dün gerçekleştirilen “Expedition Unkown: Egypt Live” isimli canlı yayında Gize piramit kompleksinin güneyindeki Nil Nehri boyunca bir şehir olan Minya’nın eteklerindeki bir kazı alanının iç odaları incelendi. Peki bu olayın önemi nedir, bu odalarda bulunan lahdin açılması günümüzde ne anlama geliyor?

Lahdin açılışını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz

Lahide dair bilgiler

Lahitte arkeolog Zahi Hawass önderliğinde gün yüzüne çıkan 3 bin yıllık mumya, Büyük Beşli arasında yer alan rahip Irid Heruv’a ait.

rahibin açılan mezarının lahit kapağının ağırlığı yaklaşık 4 tonmuş.

mezar odasının içinde bulunan eşyalardan biri de, rahibin kendisiyle birebir benzeşen, bal mumundan yapılmış bir kafa. buna arkeolojik literatürde reserve head deniyor. isminden de anlaşıldığı üzere bu bir yedek kafa; mumyalanmış bedeninizin kafa kısmına bir şey olursa, ölümden sonraki yaşamda kullanabilmeniz için. 

bu kafanın rahibe ait olduğunu, saçlarının tamamen kazınmış formda yapılmasından anlayabilirmişiz, çünkü o dönemler mısır'da rahipler saçlarını tamamen kazıtırlarmış. 

lahit açıldıktan sonra bir tabut olmaksızın direkt mumyaya ulaşıldı. üzerinde baş kısmından ayak ucuna kadar uzanan isis armalı, altından bir mücevher olduğu ortaya çıktı. mumya iyi korunmuş olduğundan, sargıları çözülerek açılmaya yeltenilmedi; bu noktada beklentilerinizin karşılanmadığını biliyorum. mumyayı bulan ekip, ortamda hiçbir koku bulunmadığını, mumyanın iyi durumda olduğunu belirttiler.

Olayın genel bir özeti

4 bin yıllık lahdin açıldığı yayın, azalan mısır arkeoloji turizmini yeniden popüler hale getirmek amacıyla yapılan bir canlı yayın. bir buçuk senedir bölgeyi araştırmışlar ve birkaç adet ilginç olabilecek mezara ulaşmışlar. mezarlara giden yolları falan açmışlar evet, "kurgu bu" diyenler için açıklıyorum. kurgu değil, mezarlara ilk giriliş de değil. sadece mezara basınla ilk giriş, şimdiye kadar birkaç arkeolog ve yardımcılar dışında giren olmamış yani. ayrıca, heyecanlı olsun diye de lahitlerin açılışını sadece canlı yayına bırakmışlar. yani heyecanla izlenilen şey lahitlerin açılması, ve mumyaların 4000 yıl sonra ilk defa gün yüzü görmesi.

ilk açılan lahitlerin heyecanlı olmamasının sebebi, o lahitlerin göreceli olarak fakir insanlara ait olması

o zamanlar şarkıcı olan kişinin mumyası parçalar halindeydi mesela, iskeleti kalmıştı. bunun birinci sebebi mumyalama tekniğinin çok mükemmel olmaması. diğer sebebi de o kişinin göreceli olarak fakir, ve mumyalama işinin çok ama çok pahalı olması. rahiplerin temel geçim kaynağı buydu zaten. günümüzdeki gibi cennete arsa satma işi gibi düşünün bunu. o kutsal yazıları yazıp satıyordu rahipler ve sadece bunu satın almaya gücü yeten kişiler alıp öteki dünyayı garantiliyordu. şarkıcı abinin de sadece kendisinin ve eşinin mumyalanmasına parası yetmiş, erken yaşta kaybettiği çoluk çocuğunu ve bir akrabasını daha ve köpeğini mumyalatamamış, sadece iskeletleri mezara konulmuş. oysa zenginlerin kedilerinin hatta düşük yapma esnasında çıkan ceninlerin bile mumyalanabildiğini biliyoruz tutankamun'un mezarından.

Tutankamun'un mezarı

merak edilen bir soru da bu mumyaların kim oldukları ve ne iş yaptıklarının nereden biliniyor olması

antik yunan lahitlerinde de olduğu gibi, tüm bu lahitlerde mumyanın ismi, mesleği, babasının adı ve mesleği gibi detaylar yazılır. bu hiyeroglifleri okuyarak bize kim kadın, kim şarkıcı, kim rahip söyleyebildiler.

rahibe gelince, bu garibanların parasını tırtıklamış rahibin mezarı ise en iyi durumda olandı, ve aynı zamanda ulaşılması en zor olandı. rahibin mumyasının mükemmel durumda olması tamamen zenginliği, ve en pahalı ve mükemmel olan tekniğe gücünün yetiyor olması sayesinde. muhtemelen rahiplerin mumyalanması için özel bir yer vardı, ve orada bu şekilde mumyalandı. aynı şekilde mumyada çalınmaya müsait altın ve fildişi parçalar bulunmuş olması, ve muhtemelen daha başka değerli amuletlerin çıkacak olması da herifin zenginliğinin bir başka göstergesi.


canlı yayın kurgu değildi

lahitlerin de ilk defa açıldığı lahitlerdeki zedelerin tazeliğinden ve zedelenen yerlerin az önce yardımcı kişilerin iteklediği yerler olmasından anlaşılıyor. görüntüleri izleyip heyecan duymayan kişilere buradan anlaşılacak tarihi bir bilginin altını çizeyim, belki heyecanları artar. binlerce yıl önce de hayat zenginlere güzeldi. ve binlerce yıl önce de dini ve ölümden sonrasını kullanarak insanlar yönetiliyor ve paraları alınıyordu. öyle bir din düşünün ki sadece zengin olanlar cennete gidebiliyor, fakirler ise çok daha berbat bir hayat yaşayıp, öldükten sonra hiçbir yere gidemeyeceklerine inanıyorlar ve hayatları boyu kazandıkları iki kuruşu bu tip mezarlar, mumyalama işlemi ve rahiplerin yazacağı ölüler kitabını satın almaya harcıyorlardı.

zenginler de sadece elbette sarayda önemli işlerde parmağı olanlar ve rahiplerdi. hatta çoğu zaman rahipler firavunlardan daha güçlülerdi, ki tutankamun'un babası akenathen ve üvey anası nefertiti rahiplere ters düşüp, koskoca şehri bambaşka bir yere, çölün tam ortasına kurmaya karar verip, binlerce yetişkin ve çocuk erkeğin ölümüne sebep olurlar - şehrin kurulumunda berbat koşullardan hayatlarını kaybederler. insanın aklına istanbul havalimanının inşaatı geliyor valla, neyse. yine de firavun ve eşi inat edip, sırf rahiplerden daha güçlü olmak adına kendilerini tanrı ilan eder ve yeni şehre taşınırlar, halkı da yanlarına alıp. suyu da uzaktan taşırlar, mecburen. zaman geçtikçe halk onlardan nefret eder, nefret giderek artar... hikayeyi merak edenler araştırsın.

kısaca insanlıkla, ve insanlığın bundan 4000 yıl sonra eğer var olmaya devam ederse değişmeyeceğini gösteren yayın. fakirleri sömüren zenginlerin dünyası olmaya devam edecek bu dünya.

Mısır Piramitleri O Zamanki Teknolojiyle Nasıl Yapıldı?