Muhasebe Müdürlüğünü Bırakıp İnek Alarak Ticarete Atılan Bir Girişimcinin İlham Veren Öyküsü

Muhasebe Müdürlüğünü Bırakıp İnek Alarak Ticarete Atılan Bir Girişimcinin İlham Veren Öyküsü
iStock

sektör: gıda (süt)
çalışılan pozisyon: inek sahibi
maaş: bu aralar ele geçen min 7000, max 10000
durum: en son 15.624 try olan brüt maaşımı bırakıp 3 inekle girdiğim bu sektörde 2 yılda 35 ineğe çıktım. hedef 100 inek.
tavsiye: ticaretten korkmayın, fizibilitenizi yapın ve piyasaya çıkın.

öncelikle istanbul'da uluslararası bir şirkette muhasebe direktörlüğünde direktöre bağlı iki müdürden biriydim

genç yaşta işe atılmanın meyvesi diyelim. (elbette başka şeyler de var:) hikaye şöyle;

inekleri almak işin en son aşaması. öncesinde aylarca, yıllarca pazar araştırması ve tesisleşme adına uygun lokasyon aradım. ufak çaplı bir işletmenin maliyetini hesaplayabilmek için benim gibi bu tarz üretime soyunan, başarılı olan kişileri aradım, buldum, detaylıca görüştüm. bu detayları anlatacaktım ki internette kesin vardır dedim ve alttaki linki buldum.

http://blog.milliyet.com.tr/…gi/blog/?blogno=402384

benim ilk kurulumum daha minimal olduğu için maliyetim daha düşüktü ama başka nedenlerden dolayı bu maliyet arttı. şu anda da bu linkteki tabloya benzer bir durum var aslında. 1.5 katı gibi düşünebilirsiniz. dönelim konuya, bu esnada hayvanların beslenme şekillerini, bakımlarını, doğurganlıklarını vs. tabiatları hakkında öğrenebileceğim kadar çok detayın, bir kısmını canlı kaynaklardan, çoğunu okuyarak öğrendim ve işten bir arkadaşımın ailesine ait bir çiftlikte canlı canlı bu deneyimleri gözlemledim; yardım ettim; onlarla yaşadım. sonrasında taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başladı. en azından hayvan da olsa bir canlıya bakabilmeyi, besleyebilmeyi, koruyabilmeyi öğrenebildim. öğrendim ki seçeceğim adamı tanıyabileyim, bilgisini sınayabileyim. 


bunlar olurken bir yandan fizibilite çalışmalarına da devam ettim

en son bandırma çevresinde konuşlanmaya karar verdim. hem istanbul'a geçişi hem de yoğunlukla karacabey çevresinde toplanmış süt üretim tesislerinin çevresinde kalabilmek için kilit nokta olarak belirledim. ayrıca liman da şu an çok işimi görüyor. doğru bir hamle olduğunu görmek gurur verici. işin en zor kısmı maalesef sermaye. bu işi kafama koyduğumda yıl 2009 temmuzdu. o tarihten itibaren tüm yaptığım çalışmalar yaklaşık 4 yıl sürdü. bu sürede de aylık kazancımın %70 ini biriktirdim. hayatımı, kendi standartlarıma göre minimumda yaşadım. şirket arabası da olduğu için arabamı ve evimi sattım. uygun bir yerde kiraya çıktım. birikimimle birlikte yaklaşık 950000 tl sermayem oldu. 

arsa konularında babamın da engin bilgisi sayesinde bandırma'ya yakın bir köyde 14 dönüm imarlı araziyi 495000 tl ye aldım

arazinin yeri doğal besin kaynakları açısından ve ileride muhtemel genişleme açısından da harika. kelepir diyebiliriz bu fiyata. çok şey var anlatılacak, biraz sadede gelerek yazıyorum. araziye yapılacak işletme binası, ahır, çevreleme gibi işlemler için yaklaşık 110000 tl harcadım. sonuçta inekleri aldığımda işletebilir hale getirdim. göz kulak olması için köyden güvenilir birini buldum, onun da sigortasıyla bana maliyeti yıllık yaklaşık 30000 tl. asıl iş bundan sonra başlıyor. 


inekleri nereden alacağım konusunda o kadar çok araştırma yaptım ki, sonuçlar beni türkiye'den uzaklaştırdı

holstein cinsi olacağı kesindi ama ben maliyeti ne olursa olsun saf ve verimli bir ırktan gelsin istiyordum. işte burası biraz garip, inekleri antwerp'ten buldum. başlangıç hedefim aslında 20 inekti ama yaptığım çalışmalar sonucu bir kısır döngüye gireceğimi öngördüm ve safi ırktan aşırı verimli hayvan arayışına geçtim. el netice, maliyeti çok yüksek olduğu için başlangıç için 20 inek için ayırmayı planladığım 25000 eur'u yine de harcadım (her şey dahil, sadece inek parası değil) ve 3 inek getirebildim. burada yaklaşık 6-7 ay birikimimden çok fena yemek zorunda kaldım

inekler gerçekten çok verimli, 30 kg altında hiç süt almadım daha hiçbirinden. ortalama günlük 32-33 kg veriyorlar. sapı samanı da ona göre tüketiyor namussuzlar ya neyse feda olsun... ilk ay çok sancılıydı. inekler yoldayken daha önceden ilk basit anlaşmalarını yaptığım bandırma'da bir kaç yerel market zinciri ayarladım. karınca kararınca diyebileceğim, çoğunu da cepten yediğim 2 ayın sonunda ineklerle düetimizde güzel sesler çıkmaya başladı ve nolur nolmaz parasını bir kenara ayırarak kalan tüm paramla toplam 6 ayda 10 inek daha aldım. 

Holstein

bu arada ineklere bakacak istanbul'dan referansla iki çoban götürdüm

ilk 8-9 ay bırak karı, fit bile olamadım. hep zarar ettim. bu yüzden işten ayrılamadım. yoksa ortada kalacaktı tüm yatırımım. kalan birikimim sonuna geldiğinde toplamda 13 ineğim vardı ve iyi kötü 10 ayı geride bırakmıştık. ilk defa ilk senenin sonunda gelir-gider eşitlendi. kimseye gram borcum yoktu ve satış ağımı da bandırma merkez ilçenin her yerine genişlettim. burada iş ilişkilerim de çok etkili oldu. ara not bırakayım; ne olursanız olsun, ne iş yaparsanız yapın network'e her zaman çok önem verin. hiç kimse olun ama yalnız olmayın, mutlaka network'ünüz olsun. hayattaki her adımınızda katkısını hissedeceksiniz. 

ikinci senenin ilk bir kaç ayında kar etmeye başlamıştım artık

işim de iyi gidiyordu, bu yüzden istifamı verip tüm motivasyonumu bu işe adadım. karım oranında işi büyütebilmek için kendime yaşamsal ihtiyaçlarımı karşılaşayacak parayı ayırdıktan sonra kazandığımın tamamını yine işe yatırdım. geçen yıl kredi çektim ve 10 inek daha aldım. 2014 sonunu 23 inekle kapattım. bu yıl içinde de sütaş ve yörsan'a taşeronluk yapmaya başladım. özellikle büyük üretim tesislerinin ihtiyaçlarını karşılamak muazzam bir sıcak para girişi. şu an bu yılı kapatırken bu yönde büyümeye karar verdim. sene içinde 10 inek daha aldım ve bu ay başında 2 tane daha. şimdi toplam 35 ineğim var ve günlük yaklaşık 1000 kg süt veriyorlar.

hesap kitap işlerine çok girmemeye çalıştım ama muhasebeci kafası... ne kadar uzak durmaya çalışsam da şimdi şöyle yukarı doğru yazdığıma bir bakıyorum da her yer sayı dolu :) çoğunuz zaten hesaplamıştır kendince bir şeyler. neyse sadetlerin sadedine gelelim.


yıllar önce beni tırmalayan kendi kurduğum sistemi işletme dürtüsü tüm hücrelerimi bu işi yapabilmek için harekete geçirdi ve o hissi yakaladıktan sonra bir gün olsun başka bir şey düşünemedim

yıllarca okudum, araştırdım, gezdim, öğrendim. şimdi öğrendiklerimden iyi kötü bir tedarik ve satış ağı kurdum kendimce ve çok şükür güzel işliyor. bu hızlı büyümenin fizibilitesini seneler önceden çıkarmanın ve şu an meyvelerini yemenin haklı gururunu yaşıyorum. 

umarım sizlere de nasip olur...

Eğitim İçin Yurt Dışına Gideceklerin Kültür Şoku Yaşamaması Adına Bilmesi Gerekenler