Mustafa Kemal Atatürk'ün İçki, Sigara veya Hastalık Yüzünden Değil, Hatay Uğruna Ölmesi

Sözlük yazarı ''baranba'', Mustafa Kemal Atatürk'ün bu vatan uğruna kendini nasıl feda ettiğini anlatmış.
Mustafa Kemal Atatürk'ün İçki, Sigara veya Hastalık Yüzünden Değil, Hatay Uğruna Ölmesi


yanlış okumadınız. bu bir şaka yahut edebi sanat değil. mustafa kemal hastalığı nedeniyle değil hatay uğruna ölmüştür. üstelik bunun olacağının da bilincindedir. onun en büyük hayali bir gün bu vatan uğruna ölmekti. nitekim öyle de oldu. tüm tavsiyeleri reddederek hastalığı boyunca normal insan gayretinin üzerinde gayret gösterdi. komadan çıktığı gün dahi çalışmalarını sürdürdü. kendisini bir an olsun düşünmedi vatanı için ölüme yürüdü ve asla tereddüt etmedi.

gelin, atatürk'ün son iki yılında neler yaptığına bakalım.


20 temmuz 1936: montrö sözleşmesi imzalanır ve lozan'da kabul ettirilemeyen hususlar batılı devletlere kabul ettirilir. mustafa kemal aynı gün kızı sabiha gökçen'e telgraf çeker: montrö bitti, sırada hatay sorunu var.

10 aralık 1936: atatürk, ankara palas’ta fransız büyükelçisi henri ponsot ile görüşür. türkiye'nin taleplerini bildirir.

16 ocak 1937: atatürk’ün, cenevre’de bulunan afet inan’a mektubu: “hatay üzüntüsüne, conker’in ölümü acısı karıştı; bu acının açtığı yaranın derinliğini tahmin edersin!”

22 ocak 1937: atatürk kurun (vakit) gazetesinde asım us imzasıyla hatay davasıyla ilgili olarak yazılar yazmaya başladı: “…acaba fransız devlet adamlarının bu işi böyle çıkmaza sokmaktan maksatları ne olabilir? …biz artık fransız devlet adamlarına hitap etmeye gerek görmüyoruz. bundan sonra fransızların kendi menfaatleri namına dostları ve müttefikleri olan devletlerin gerçeği yakından görerek durumun gereğine göre hareket etmelerini istiyoruz!”


23 ocak 1937: atatürk kurun (vakit) gazetesinde asım us imzasıyla hatay davasıyla ilgili olarak yazar: “zavallı fransa, bugün kendisine pek mütemayil bir dostunu daha kaybetmek üzeredir”

27 ocak 1937: atatürk kurun (vakit) gazetesinde asım us imzasıyla hatay davasıyla ilgili olarak yazar: “türkiye cumhuriyeti çok haklı olduğu hatay davasını ortaya atarken bunun bütün sonuçlarını düşünmemiş olduğunu kim iddia edebilir? dava uluslar arası olmuştur. davasında haklı olan türkiye’dir. artık dinlenilecek sözün kimin ağzından çıktığına çok dikkat etmelidir. türkün sözü, türkün haklı ve yerinde sözü türk’ün kendisidir. ona uymamak, onu tanımamak, onu hiçe saymak, buna cesaret gösterenlerin düşünmedikleri akıbetle karşılaşacaklarına asla şüphe etmemelidir” aynı gün cenevre’de milletler cemiyeti toplantısında hatay’ın bağımsızlığı kabul edilir.

13 haziran 1937: atatürk’ün, çiftliklerini hazineye bağışlaması nedeniyle millet ve meclis adına kendisine teşekkür telgrafı çeken başbakan ismet inönü’ye cevabı: “ söz konusu olan hediye, yüksek türk milletine benim asıl vermeği düşündüğüm hediye karşısında hiçbir kıymete sahip değildir. ben gerektiği zaman en büyük hediyem olmak üzere türk milletine canımı vereceğim!


29 ekim 1937: atatürk, cumhuriyet balosu balosunda fransa büyükelçisi henri ponsot’yla sohbet etti: “…ben toprak büyütme dileklisi değilim; barış bozma alışkanlığım yoktur; ancak antlaşmaya dayanan hakkımızın isteyicisiyim. onu almasam edemem. büyük millet meclisi’nin kürsüsünden milletime söz verdim: hatay’ı alacağım! milletim benim dediğime inanır. sözümü yerine getiremezsem onun huzuruna çıkamam, yerimde kalamam. ben şimdiye kadar yenilmedim, yenilemem; yenilirsem bir dakika yaşayamam!”

30 kasım 1937: hatay'da bağımsızlık kutlamalarına fransız ordusu müdahale etti. aynı gün atatürk ulus gazetesi'ne konuştu. fransa'yı eleştirdi.

25 aralık 1937: atatürk düşmandan kurtuluşu etkinliği için gaziantep'e geldi. "eğer bir gün millet, vatan ve cumhuriyetin yüksek menfaatleri gerektirirse o çevre kahramanlarının geçmişte olduğundan daha yüksek kahramanlıklar göstermeğe hazır bulunduklarına da şüphem olmadığı bilinmelidir!"


22 ocak 1938: atatürk’ün, bazı şikâyetleri üzerine yalova’da prof. dr. nihat reşat belger tarafından muayene edildi. “siroz başlangıcı” teşhisi konuldu.

23 ocak 1938: bu kez istanbul'dan yalova’ya çağrılan prof. dr. neşet ömer irdelp atatürk'ü muayene etti.

2 şubat 1938: bursa'da onuruna verilen baloya katılan atatürk dünyaya "ayaktayım mesajı verdi." balonun sonunda meşhur zeybek oyununu oynadı.

7 şubat 1938: atatürk öksürük ve göğüs ağrısı nedeniyle gece prof. dr. nihat reşat belger tarafından muayenesi edildi. zatürre teşhisinin konuldu.

8 şubat 1938: atatürk, prof. dr. neşet ömer irdelp ve prof. dr. nihat reşat belger tarafından tekrar muayene edildi.


27 şubat 1938: atatürk akşamüzeri şiddetli bir burun kanaması geçirdi. gece balkanları ilgilendiren uluslararası bir toplantı vardı. gitmemek olmazdı. biraz geç kaldıysa da toplantıya katıldı. toplantı saatlerce sürdü.

28 şubat 1938: celal bayar toplantıdan sonra yabancı hekim getirilmesini önerdi. atatürk cevap olarak: “ortada hatay meselesi var; hastalığım dışarıda duyulursa fena olur. dr. neşet ömer’le konuş; bizim doktorlar bir muayene ve konsültasyon yapsınlar..” dedi.

6 mart 1938: atatürk’e, çankaya’da prof. dr. neşet ömer irdelp, prof. dr. akil muhtar özden, dr. hüsamettin kural, dr. ziya naki yaltırım ve dr. asım arar’dan oluşan bir hekim grubu tarafından muayene ve konsültasyon yapıldı.

15 mart 1938: ağrıların ve rahatsızlıkların şiddeti arttı. atatürk celal bayar'a "“çocuk, ne yapacaksan çabuk yap; ben hastayım!” dedi.


28 mart 1938: paris’ten davet edilen prof. dr. fissenger’in ankara’ya geldi ve atatürk'ü muayene etti. içki ve sigarayı bırakmasını, günde 12 saatten fazla yatarak dinlenmesini söyledi. ertesi gün raporunu sundu.

30 mart 1938: hatay meselesi düşünülerek atatürk'ün hastalığı konusunda resmi açıklama yapıldı. atatürk’ün sıhhatinde endişe verici bir durum olmadığı ilan edildi.

17 mayıs 1938: fransız basınında atatürk'ün sağlığının iyi olmadığı haberleri yer aldı.

19 mayıs 1938: yoğun ısrarlara rağmen atatürk dinlenmeyi bırakıp gençlik ve spor bayramı etkinlikleri için stadyuma gitti. saatlerce gösterileri izledi. aynı gün ani bir kararla trenle mersin'e geçti.


20 mayıs 1938: hatay konusunda göz dağı vermek isteyen mustafa kemal askerî birliklerin geçit törenini 45 dakika boyunca ayakta izledi.

21 mayıs 1938: tüm gün mersin'i ve viranşehir'i gezerek denetlemeler yaptı. yorgun düştü. ertesi gün mersin açıklarına geçerek deniz gezintisi yaptı.

24 mayıs 1938: iki günlük istirahatın ardından saat 13.00’de mersin’den hareketle tarsus’a geldi. burada bir saat dinlendikten sonra trenle adana'ya geçti. atatürk parkı önünde piyade ve topçu birliklerinin geçit törenini yine ayakta izledi. akşama doğru fenalaştı. ankara'ya döndü.

29 mayıs 1938: mustafa kemal tekrar fenalaştı. prof. dr. neşet ömer irdelp tarafından muayene edildi. karnının su topladığı tespit edildi.

1 haziran 1938: atatürk hastalığının belli olmaması ve hatay sorununa zarar vermemesi için savarona yatına geçti ve orada kalmaya başladı.


2 haziran 1938: başbakan celâl bayar, içişleri bakanı şükrü kaya, istanbul valisi muhittin üstündağ savarona'ya çağrıldı. basına "istanbul imar planı" için toplantı yapıldığı söylendi. fakat hatay konuşuldu.

8 haziran 1938: prof. dr. fissenger’in çağrı üzerine ikinci defa türkiye'ye geldi. atatürk'ü muayene etti. günde 20 saat yatarak dinlenmesini ve kesinlikle çalışmaması gerektiğini söyledi.

14 haziran 1938: atatürk bu hastalık sebebiyle ölebileceğini hissetmeye başladı. öyle ki manevi kızı afet inan'a "tamamen iyileşme ümidi ve şansı kuvvetlidir." yazdı.

16 haziran 1938: atatürk savarona’ya başbakan celâl bayar, dışişleri bakanı tevfik rüştü aras, içişleri bakanı şükrü kaya ve maliye bakanı fuat ağralı’yı çağırdı. saatlerce çalıştılar.


17 haziran 1938: bir önceki gün yapılan çalışmalara devam edildi. atatürk prof. dr. fissenger’in tavsiyelerini dinlemiyor, günde 10 saatten fazla çalışıyor ve 9 fincan kahve ile iki paket sigara tüketiyordu.

20 haziran 1938: atatürk ve bakanlar yeniden savarona'da toplandı. toplantıya ek olarak mareşal fevzi çakmak da katıldı. çalışmalar kesintisiz 4,5 saat sürdü.

24 haziran 1938: atatürk savarona ile erdek'e geçti ve donanma komutanı amiral şükrü okan’la toplantı yaptı. bu toplantılarda hatay'a yapılacak askeri müdahaleler tartışılıyordu. aynı gece atatürk yüksek ateş nedeniyle fenalaştı. durumu hiç iyi değildi.

27 haziran 1938: atatürk celal bayar'ı savarona'ya çağırdı ve çalışmalara devam etti.


29 haziran 1938: atatürk ve bakanlar savarona'da yeniden toplandı. toplantının istanbul'un imarı konusunda yapıldığı açıklandı.

4 temmuz 1938: türk ordusu fransız hükümeti bilgisi dahilinde hatay'a girdi.

6 temmuz 1938: ordunun hatay'a girişi nedeniyle tüm yurtta gösteriler yapıldı. atatürk gösterilere katılamayacak kadar rahatsızdı.

9 temmuz 1938: atatürk ve bakanlar savarona'da üç saat süren toplantı yaptı.

10 temmuz 1938: atatürk yüksek ateş nedeniyle fenalık geçirdi. hastalığı zatürre şeklinde ilan edildi.

16 temmuz 1938: prof. dr. fissinger üçüncü defa istanbul'a geldi. mustafa kemal'e günde 22 saat boyunca yatakta kalmasını, sigara ve kahveyi kesinlikle tüketmemesini söyledi.


18 temmuz 1938: bir haftadır düşmeyen atatürk'ün ateşi, 36,5 seviyesine indi.

24 temmuz 1938: mustafa kemal celal bayar'la yeniden çalışmalara başladı.

26 temmuz 1938: mustafa kemal, fevzi çakmak ve celal bayar savarona'da toplantı yaptı.

30 temmuz 1938: mustafa kemal bir takım diplomatlarla gün boyu toplantı yaptı. akşam üzeri dış işleri bakanı ve başbakan celal bayar'la çalıştı.

31 temmuz 1938: viyana'dan davet edilen prof. dr. eppinger’in atatürk'ü muayene etti.

1 ağustos 1938: almanya’dan davet edilen prof. dr. bergmann atatürk'ü muayene etti. aynı akşam prof. dr. eppinger ve prof. dr. bergmann tarafından konsültasyon yaptı.

3 ağustos 1938: uyarılara rağmen atatürk çalışmaları sürdürdü. iç işleri bakanı şükrü kaya ile toplantı yaptı.


4 ağustos 1938: atatürk gün boyu çeşitli bakanlarla toplantı yaptı. aynı gece prof. dr. bergmann tarafından muayene edildi. sonraki iki gün boyunca muayeneler devam etti.

15 ağustos 1938: atatürk, dışişleri bakanı tevfik rüştü aras’la toplantı yaptı.

18 ağustos 1938: atatürk hatay'dan gelen ilerde hatay devlet başkanı olacaktayfur sökmen'le toplantı yaptı.

19 ağustos 1938: atatürk moskova büyükelçisi zekâi apaydın, varşova büyükelçisi ferit tek, tahran büyükelçisi enis akaygen, brüksel büyükelçisi cemal hüsnü taray, sofya büyükelçisi şevki berker, bağdat büyükelçisi tahir lütfi tokay ile toplantı yaptı. hatay'a askeri müdahale öncesi diplomatlar uyarıldı.

28 ağustos 1938: atatürk doğu bölgesindeki askeri manevraları tamamlayan fevzi çakmak'a telgraf çekti: "sizin ve tercüman olduğunuz aziz silâh arkadaşlarımın hakkımda gösterdikleri samimî ve asil duygular, o günlerdeki hatıralarımı canlandırdı, heyecanlarımı artırdı." ufukta harekat vardı.


29 ağustos 1938: dinlenmek olmazdı. atatürk celal bayar'la toplantı yaptı. italyan elçisi türk hükümetine güven mektubu sundu.

30 ağustos 1938: zafer bayramı kutlandı. atatürk rahatsızlığı nedeniyle dolmabahçe'den çıkamıyordu. gün boyu celal bayar'la birlikte çalıştı.

3 eylül 1938: hatay millet meclisi açıldı.

5 eylül 1938: atatürk vasiyetini yazdı. sona yaklaştığını hissediyordu.

6 eylül 1938: prof. dr. fissinger dördüncü defa türkiye'ye geldi ve atatürk'ü muayene etti. atatürk'ün durumu ciddiydi. çalışmaması gerekiyordu ama o dinlemiyordu. ertesi gün karnında toplanan su bir operasyonla alındı. operasyonun ardından "biraz olsun rahatladım." diyecek ve hatay meclis başkanı'na telgraf çekmeye gidecekti.

8 eylül 1938: atatürk ölüme meydan okurcasına cenevre toplantısı'na gidecek dışişleri bakanı tevfik rüştü aras’la çalıştı.


9 eylül 1938: atatürk hakkındaki hasta söylentileri yeniden alevlendi. atatürk paris büyükelçisi suat davaz'ı çağırdı ve toplantı yaptı.

10 eylül 1938: atatürk ısrarlara rağmen dolmabahçe sarayı’nda içişleri bakanı şükrü kaya ve budapeşte büyükelçisi behiç erkin’le çalıştı.

17 eylül 1938: atatürk celal bayar'la yeniden toplantı ve iki gün boyunca çalıştı. bayar'a "fazla vaktimiz yok, en fazla üç senemiz var. ne yapacaksak bu dar müddetin içine sıkıştırmaya bakmalıyız. bütçe filân düşünmeye gerek yoktur; memleketin bütün kuvvet kaynaklarını seferber ederek bu işleri yapmak lâzımdır." dedi.

21 eylül 1938: atatürk'ün karnı yeniden su topladı ve büyük sancılar çekmeye başladı. bu nedenle ikinci defa operasyonla karnından su alındı.

26 eylül 1938: atatürk ufak çaplı bir koma atlattı.

27 eylül 1938: komadan çıkan atatürk çalışmalara yeniden başladı. aynı gün müdavi ve müşavir hekimler tarafından muayene ve konsültasyon yapılması.


28 eylül 1938: atatürk, barbaros’u anma nedeniyle denizde düzenlenen ışık oyunlarını dolmabahçe sarayı’nın penceresinden izledi. bunun üzerine halk sarayın etrafına toplandı. geç vakitlere kadar fener alayı düzenlendi.

2 ekim 1938: atatürk cenevre'den dönen dış işleri bakanı tevfik rüştü aras'la toplantı yaptı.

3 ekim 1938: atatürk, dolmabahçe sarayı’nda başbakan celâl bayar ve atina
elçisi ruşen eşref ünaydın'la toplantı yaptı.

6 ekim 1938: atatürk yeniden fenalaştı. artık bu işin geri dönüşü olmadığını fark etmiş olacak ki, yazdığı vasiyeti istanbul altıncı noteri ismail kunter’e teslim etti ve ekledi: gerektiği zaman kanunî muamelesini yaparsınız!

7 ekim 1938: ok yaydan çıkmak üzereydi. mustafa kemal bu millete en büyük hediyesi olarak canını vermeye hazırdı. dolmabahçe sarayı’nda mareşal fevzi çakmak ve almanya’daki askerî manevralardan dönen 2. ordu müfettişi orgeneral izzettin çalışlar ile toplantı yaptı.

8 ekim 1938: atatürk yakın dostu kılıç ali'yi saraya çağırdı ve uzunca görüştü.


9 ekim 1938: atatürk celal bayar'la toplantı yaptı. kız kardeşi makbule ve kızları afet ile sabiha'yı yanına çağırdı.

10 ekim 1938: atatürk, başbakan celâl bayar, londra büyükelçisi fethi okyar, ve eski dostu salih bozok’la görüştü.

12 ekim 1938: atatürk, üç gün boyunca dışişleri bakanı tevfik rüştü aras’la toplantı yaptı.

15 ekim 1938: atatürk kız kardeşi makbule ve kızları afet ile sabiha'yı yanına çağırdı.

16 ekim 1938: atatürk çok ağır bir komaya girdi. dört gün boyunca komada kaldı. ankara hareketlendi. iki resmi açıklama yapıldı.

19 ekim 1938: atatürk komadan çıktı. aynı gece bakanlar kurulu acilen çağırdı. toplantıya girdi. mustafa kemal ölüme alenen meydan okuyordu. doktorlarına tek tek teşekkür etti.

20 ekim 1938: atatürk celal bayar'la hasta yatağında toplantı yaptı. genel sekreteri hasan rıza soyak'a talimat verdi. tüm dünyaya atatürk iyileşti mesajı verildi.


22 ekim 1938: atatürk sadık adamı, genel sekreteri hasan rıza soyak'la görüştü. soyak anılarında atatürk'ün kendisine: "gel bakalım, ne dersin; biz gittik, geldik! bu doktorlar insana âdeta can veriyorlar!” yazdı.

24 ekim 1938: atatürk en küçük manevi kızı ülkü ile görüştü.

25 ekim 1938: cumhuriyet bayramı yaklaşıyordu. atatürk hasan rıza soyak'ı yanına çağırdı ve tam üç saat boyunca yatağı başında orduya göndereceği mesajı üzerinde çalıştı.

26 ekim 1938: atatürk kız kardeşi makbule ve kızları afet ile sabiha'yı yeniden yanına çağırdı.

27 ekim 1938: atatürk meclis konuşması için celal bayar'la 40 dakika boyunca hasta yatağında çalıştı.

29 ekim 1938: atatürk ilk defa cumhuriyet bayramı'na katılamamıştı. ataları onlara gelememişti fakat halk atasına koştu ve sarayın önünde kutlamalar yapıldı. atatürk yatağından kalkıp balkona çıktı ve dakikalar boyunca halkı selamladı.


3 kasım 1938: atatürk rahatsızlandı ve muayene edildi.

4 kasım 1938: atatürk celal bayar'ı çağırdı ve toplantı yaptı.

5 kasım 1938: atatürk kız kardeşi makbule ve kızları afet ile sabiha'yı son kez yanına çağırdı. muhtemelen hakk vuku bulmadan evvel onları son bir kez görmek istemişti.

6 kasım 1938: atatürk yeniden rahatsızlandı. karnı yeniden su toplamıştı. ertesi gün üçüncü defa operasyonla karnından su alındı.

8 kasım 1938: atatürk üçüncü defa komaya girdi.


9 kasım 1938: atatürk tüm günü komada geçirdi.

10 kasım 1938: atatürk sabah saatlerinde sayıklamaya başladı. yanındakiler "ve aleykümselam" dediğini işitti ve sabah 9:05'te hakkın rahmetine kavuştu.

29 haziran 1939: hatay meclis'i türkiye'ye katılma kararı aldı ve vatan toprağına katıldı.

mustafa kemal vatan için çalıştı, vatan için savaştı ve vakti zamanı gelince vatan toprağı hatay uğruna milletine en büyük hediyesi olarak canını vermekten çekinmedi. 

ruhu şad olsun.

alıntı