New York'un Simgelerinden Central Park Türkiye'de Olsaydı Neler Olabilirdi?

Büyüklüğü ve uzun yıllardır koruduğu kültürüyle kıskandırma etkisi büyük olan Central Park, başta Woody Allen filmleri olmak üzere çeşitli mecralardan bize göz kırpıyor. Peki böyle bir park Türkiye'de olsaydı neler olurdu?
New York'un Simgelerinden Central Park Türkiye'de Olsaydı Neler Olabilirdi?
iStock.com


Öncelikle parkın İstanbul'da nasıl bir alana tekabül ettiğine bir bakalım

bu park yaklaşık 3,5 milyon m kare görsel


bu da istanbul üzerinde 3,5 milyon m karelik bir alan

(bkz: central 1453)

beyaz atletli, göbekli maganda tipli dayılar doblolarından inip bir düzine çocuğu arabadan parka salar; yakılan mangallardan arta kalan çöpler ortalıkta rüzgarla birlikte döner dururdu. neden çöpleri bıraktın diye soranlara "çöpçüler ne iş yapıyor, toplasınlar" türü cevaplar verilirdi.

mangal artıkları olduğu gibi bırakılır, orman yangını çıksa da "nasılsa görevliler söndürür" kafasında yaşayan birçok kişi önlemi alıp mangalı söndürüp de ayrılmazdı.

benim artık inancım yok türkiyede şu şekilde bir manzara göreceğime dair:


edit: göbeksiz maganda istemişler. o da olur.

metropolitan museum of art avm olurdu. eğer müze olsaydı bile yıkılıp yerine topçu kışlası yapılırdı.

umumi tuvaletler paralı olacağı için etrafta bolca insan pisliği olurdu.

içine villalar yapılır, etrafı çitlerle çevrilirdi. önüne duble yollar döşenirdi.

upperside'dan midtown'a midtown'dan manhattan'ı ve central parkı da içine alacak şekilde köprü ve havaray yapılırdı.

mitinglerin vazgeçilmez adresi olur, miting sonrası üzerinde namaz kalınmış pembe bayraklar ve ampüllü desenler bulunurdu.

darbe gecelerinde tanklar girişleri kapatırdı.

bakın daha suriyelilerden bahsetmedim bile.

ağaçlar kesilip yerine bol bol beton dökülür, ortasına gereksiz büyüklükte bir cami yapılır, kalan boşluklara da sağdan soldan çiçek soğanı getiren yandaşları zengin etmek için açmadan kuruyacak lale soğanları dikilirdi.

al sana törkiş romantizm.

bilen bilir, libadiye caddesinde emaar'ın karşı sırasında az aşağıda bir park var. içerisinde bir halı saha, yürüyüş parkuru, fiskiyeli çocukların yazın ortasına girerek ıslandığı bir alan da var. fırsat buldukça gitmeye çalışıyorum ve karşılaştığım şeyleri sıraliyim.

- pardesü ile spor aletlerinde egzersiz yapan teyzeler.
- kot pantolon ve çizgili tişört ile egzersiz yapan dayılar.
- yürüyüş parkurunda çekirdek yiyerek (tabii ki kabukları yere atarak) yürüyen esmanurlar.
- yürüyüş parkurunda yan yana 4 kişi yürüyerek parkuru kapatan pardesülü teyzeler.
- banklara oturarak telefondan çaldıkları gudik müzikler eşliğinde kömürlü semaver yakan apaçiler.

bunu bir milyon ile çarpın. alın size sentırıl park istanbul.

ortasına kocaman bir avm, sağında solunda ağaçları kesmek, ayrıca giriş ücretli olurdu. bedava mı gezeceğinizi düşünüyorsunuz ?

7 liraya bardakta mısır satanından 15 liraya tavuk döner kesenine, 50 liraya hatıra fotoğrafı çekeninden tut ailesiyle nefes almaya giden garibanlara bir külah çekirdeği 5 liradan kitlemeye çalışan yankee'lerin kol gezdiği bir yer olurdu. bütün o sevimsiz arnavut kaldırımları çekirdek kabuklarıyla ve sigara izmaritleriyle dolup taşardı.

giriş de 30 lira falan olurdu. içinde koccaman bir otopark olurdu, otoparkın 1 saati 20 lira falan olurdu. otopark, parkın 5'te birini kapsardı.

alakalı alakasız her yere mevlana heykelleri dikilirdi falan.

hemen orta yerine 1 tl ile girilen tuvaletlerden konulur. her yanına özel güvenlik ve iki gün sonra solacak çiçekler sepiştirilir. ayrıca bir kısmı parke taşıyla döşenip otopark yapılır.

parktaki göletler yaz aylarında donla yüzmeye gelen apaçiler ile dolup taşardı.

veya parkın içindeki atlı karıncayı kaldırıp "ibb sosyal tesisleri" adı altında hayvani bir lunapark yapıp rantın gözüne vururlardı.

her türlü park bahçe itinayla kirletilir...


seğmenler parkı'ndaki gibi içki içilirdi.
gezi parkı'ndaki gibi direnilirdi.
şenliklerdeki ve rock festivallerindeki gibi seks yapılırdı.
aralara gizlenilip kadınlara, köpeklere tecavüz edilirdi.
cinayetler işlenilirdi.
girişlerinde kokoreççiler, içerisinde çaycılar, piyangocular, dilenciler, hırsızlar kol gezerdi.
abazan askerler çarşı izninde karı, kız kesmek için pusuya yatardı.

new york siluetinin pazar günleri yakılan mangalların dumanından şu hale gelmesi bunlardan biridir:


not: central park'ın gerek konum gerekse insan profili olarak türkiye'de olabilecek tek karşılığı maçka parkı'dır. görmek için bir hafta sonu gidip şöyle bir etrafa bakmanız yeterli.

central perk diye okuyan friends geekleri, yalnız değilsiniz.

central park'ı bilmem de central perk keşke olsaydı. ama içinde gunther ve yatağında bulduğu little black curly hair'a yazdığı şarkıyı söyleyen phoebe de olacak.

Sözlük yazarı "pehlivan gibisin guresmek istiyorum" olaya farklı bir açıdan bakmış

"şöyle olurdu böyle olurdu" diyenler kaç kere central park'ı gördü ya da ne kadarını gördü çok merak ediyorum açıkcası. hele ki bazıları o kadar emin yazmış ki central park içerisinde ticari bi yer barındırmazmış hasiktir ordan. central parkın her köşesi ticari bir yerdir. içerisindeki zoo'dan (hayvanat bahçesi) tut, tekne kiralanan yer ve içerisindeki restoran, maket tekne yüzdürülen göl ve yanındaki restoran, içerisindeki çoğu yerde bulabileceğiniz su, pretzel (bir çeşit kraker), churro (tulumba tatlısına benzer bir tatlı) satan immigrantlar (göçmenler) vs... park içerisinde istediğiniz yerde piknik yapıp yiyip içebilirsiniz, barbekü yapmadan yılın belli günleri o da bayram günleri falan barbekü de yapabiliyorsunuz hatta. parkın içerisinde homeless (evsiz) görebilirsiniz bi tarafınızda insanlar koşarken diğer tarafta birinin kenara işediğini, ağacın altında birilerinin seviştiğini, köpeklerini gezdiren insanların 90%ının köpeğinin pisliklerini toplarken geri kalanlarının sallamadan sağa sola bakıp devam ettiğini görebilirsiniz. harlem tarafına doğru ilerledikçe yazın sinekten ilerleyemediğiniz zamanlar olduğunu bi köşede uyuşturucuların el değiştirdiğini de görebilirsiniz.

kısaca "central park of çok güzel aman mükemmel abbooo türkiye'de olsa anasını sikerler" mantığı ile olaya yaklaşan türkiye'nin güzide insanlarının bilmediği bir central park da var o filmlerde gördüğünüzün haricinde. he central park'ın genel olarak temizliği, imkanları, sosyal aktiviteleri iyi mi? mükemmel. bir üst modeli bryant park ama central park gerçekten bir central hub olarak iyi değerlendirilmiş bir yer ama türkiye'deki parklardan farklı olarak beneficiaryleri var, yıl içerisinde sürekli bağış etkinlikleri düzenleniyor yüzlerce dolar para verilerek girilen deli paraların toplandığı yerler. bu kadar paralar toplanıyor olsa türkiye'de herhangi bir parktan eminmim ki akp mücahitleri o paraları görünce avmleri yıkıp park yapmaya başlarlar.

adam "central park'ta ticari bir kurum barınmaz" demiş ya aklıma mukayet ol allahım.

ha bir de new york kadar pis yer dünya üzerinde zor bulunur. her dükkanın çöpü türkiye'deki bir mahallenin çöpü kadardır, hepsi ayrı bir firmayla anlaşır çöplerinin alınması için özel çöp taşımacılarına para verirler ve o adamlar gelene kadar o çöpler leş gibi kaldırımda durur suları her yere akar basar geçersiniz. en nezih yerinden de geçseniz en fakir yerinden de geçseniz gün içerisinde sokakta yürüyen fare ya da fareler görmeme imkanınız yoktur. mutlaka en az bi fare özellikle manhattan'da görürsünüz hele ki metrodaysanız her durakta bi tane görürsünüz. public telefonlara işeyen ya da misal 5th avenue diye geçen manhattan'ın en pahalı yerlerinden birinde yolda yürürken yan tarafınızda evsizin biri duvarın kenarına yanaşıp işeyebilir. şaşırmamak lazım.