Ölen İnsanların Cesedini Yakma Geleneği: Kremasyon

Bizim kültürümüze oldukça uzak kalan bu anlayış, başka toplumlar için önemli anlamlar ifade etmekte. İşlemin nasıl yapıldığından hangi amaçla yapıldığına kadar birçok detayı açıklığa kavuşturan açıklamalar.
Ölen İnsanların Cesedini Yakma Geleneği: Kremasyon
iStock.com


kremasyon genel olarak ataerkil dinlerin ölüm sonrası için uygun gördüğü bir yöntem çünkü vücudun duman halinde cennetteki tanrılara (“father of deities”) ulaştığına inanıyorlar bu yolla. anaerkil inanışlar ise ölüyü; bazen fetüs postüründe gömmeyi tercih ediyorlar ki bunu da doğa anaya dönüş olarak yorumluyorlar.

katolik kilisesi; kremasyonu yeniden doğuşu fiziksel olarak reddetmek olarak gördüğünden yasaklamıştı lakin; 1963 yılında bu yasağı kaldırdı. yine de küllerin savrulması veya evde saklanmasına izin vermedi.

ortodoks kilisesi ise kremasyona tamamen karşı.

protestanlar katolik kilisesinden evvel kabul ettikleri kremasyon için şu rasyonele dayanıyorlar: “eğer tanrı bir avuç toprağı diriltebilecekse, bir avuç külü de diriltebilir”


zoroastrianışm ise tamamen farklı bir nedenle karşı: ateşin insan vücudunu yakmak için kullanılmasının ateşi kirleteceğini düşünüyor. freddie mercury ise bir zoroastrian olmasına karşın kremasyon talep etmişti.

tüm bunlar ilgi çekici bilgilerken; yahudilerin kremasyona bakışı acı bir gerçeğin yansıması. yakılan kişinin ruhunun asla huzur bulmayacağına inandıkları için kremasyona karşı olan yahudiler, holocaust kabusunu yaşadıktan sonra kremasyonu tamamen reddediyorlar. bu inanca sahip insanların yakılması 2. dünya savaşı ile ilgili söylenebilecek sözlerin ne kadar hafif kalacağını bir kez daha kanıtlıyor herhalde.bir de hitler'in yakıldığı bilgisini eklerseniz üstüne, olaylardaki matematiğe akıl erdirmek gittikçe zorlaşıyor.


kremasyon uygulamasının mantığı cesedin kısa bir sürede (1-2 saatte) ateş ile yok edilmesidir. 50 kiloluk bir kişide 2.5 kilo kemik, 40 kilo su, 7.5 kilo yanabilen organik madde bulunur. doğal olarak organik madde bu kadar su bulunduğu için yanamaz. 

başlangıçta cesedin buharlaşıp kuruması için önemli ölçüde enerji şarttır. bu enerji doğal/geleneksel kremasyonlarda odun gibi doğal maddelerin yanmasıyla sağlanırken günümüzde ki kremasyonlarda petrol ya da doğalgaz kullanılır. 


kremasyon sırasında önce cesetteki su buharlaşır ve organik maddeler yeteri kadar kuruyunca ceset kendi kendine yanar, ilk başta odun/doğalgaz, sonra ise vücudun kendisi yakıt haline gelir ve yanmaya başlar. bu sırada beyindeki sıvı kaynadığından kafatası açılır ve patlar. bugün bu uygulama kapalı mekanda yapıldığı için kimse nasıl olduğuna bakmaz. 

geleneksel kremasyonlarda, kremasyonu uygulayan kişi belli zamanlarda sopayla cesetin kafasına vurup delik açarak patlamayı engeller (gizli yapar bunu). genelde insanlar yakmanın cesedi çok küçük parçalara ayırdığını düşünür, bu tümüyle yanlıştır. yanmadan sonra arta kalan kemikler daha sonra öğütülür ve küllere karıştırılır. bugün kapların içinde bulduğumuz küller bunlardır.