Osmanlı Döneminde Basın Tarihinin Lekesi Sayılabilecek İlginç Sansür Kararları

Bu bilgilere bakılırsa doğru bilgiye ulaşmak sadece günümüz dünyasında değil, tarihte de oldukça zormuş.
Osmanlı Döneminde Basın Tarihinin Lekesi Sayılabilecek İlginç Sansür Kararları


basında ilk kez yasak kavramı 1858 ceza kanunu ile hayatımıza girmiş, kanun demiş ki

"devleti aliyye'nin emir ve ruhsatıyla açılmış olan matbaalarda, yüce saltanat, yöneticiler ve tebaa-ı saltanatı seniyeden oluşan bir millet aleyhinde gazete veya kitap zararlı belgelerin neşrine yeltenen kimselerin, bastırmış olduğu şeylerin zaptıyla beraber, bütün bütün kapatıldıktan sonra on mecidiye altınından elli mecidiye altınına kadar nakdi alınır."

ardından "matbuat nizamnamesi" geliyor

o yıllarda türkiye'de zaten hepi topu dört gazete var. ama yöneticiler avrupa'daki hükümetlere yönelik tehditlerin yarın öbür gün kendi başlarına da gelmesinden endişe ettikleri için önlem alma yoluna gidiyorlar ve fuat paşa fransa'dan bu nizamnameyi ithal ediyor. 3. napolyon'un yayımladığı basın kararnamesini yani.

buna göre

- hükümet izni olmadan gazete çıkarılamaz.

- yabancı ülkelerde basılan ve devlete düşmanlık ihtiva eden gazetelerin ithali yasaktır.

- devletten gelen resmi yazıları yayımlamamak, genel adaba ve milli ahlaka aykırı, padişaha saldırı sayılabilecek yazılar, bakanlara dokunacak sözler, dost ülke ve hükümdarlarına yönelik tenkitler yazmak cezalara tabidir.

ama bunları yeterli görmeyen hükümet "ali(yüksek) kararname"yi çıkarmış ve basına karşı tüm yetkileri elde etmiş. yürürlükte kaldığı 1909'a kadar bir sürü gazete kapatılmış, yayını durdurulmuş ve ceza almış.

basına ilk sansür de 1876 'da gelmiş. yeni bir kararname çıkarılmış ve şöyle denmiş

"osmanlı basınında çıkan yazılara hükümet gerekli dikkati göstermiş ve çoğu zaman gazeteleri süreli ya da süresiz olarak kapatsa da basın inzibat altına alınamamıştır. bunun için gazetelerin baskıdan önce denetlenmesine karar verilmiştir. bu karar geçicidir."

bu dönemde gazetelerde sabahları bazı sütunlar boş çıkıyor ya da matbaamızın makinesi bozulduğu için gazete birkaç gün yayımlanamayacaktır ibaresi yer alıyormuş.

kapanışı favorim olan resmi bir tebligatla yapayım -sırbistan savaşı sırasında-

"asakiri islam askerleri düşman karşısında uğraşırken burada birtakım kimselerin gerçekleri bilmeden böyle bir mesele üzerinde düşünce üretmeleri bozgunculuk demektir. bunlar yasak edilmiştir. yer yer hafiyeler tayin edilmiştir. devlet işleri üzerine söz söyleyenler vatan haini ilan edilecektir. gazetelerin de bu konularda yazı yazmamaları için matbuat dairesi tarafından talimat verilmiştir..."

ünlü bir istibdat dönemimiz var biliyorsunuz; onu tek başına değerlendirmek lazım ama abdülhamit’in yasakladığı bazı kelimeleri ne gerekçeyle yasakladığını da belirtip bitireyim;

burun karikatürleri, büyük burun, tahtakurusu kelimeleri, kimyada 0=ah simgesinin kullanımı bu dönemde kesinlikle yasak.

*büyük burun, burun kompleksinden dolayı yasak.

*tahtakurusu, tahtı kurusun ifadesini çağrıştırdığı için yasak.

*0=ah simgesi, abdulhamit: sıfır anlamına gelebilir diye yasak.

basın tarihi konusunda yazılmış çok güzel akademik kitaplar var. tarih konusuna ilgi duymuyorsanız bile zevkle okuyabileceğimiz iki kaynağı belirtmek isterim. sadece tarihsel belge gibi değiller çünkü. bir kültürel ve toplumsal gelişim, değişim filmi gibiler.

- biri hıfzı topuz/ türk basın tarihi

- diğeri de orhan koloğlu/ osmanlı'dan 21. yüzyıla basın tarihi

geçmişi bilmek önemlidir çünkü bugün geçmişin üzerinde yükselir. ama bunu okumak ve faydalanmak sadece gelişen toplumlar için bir değer ifade eder.

Bu içerik de ilginizi çekebilir