Roma'yı Yakan İmparator Neron'un Ünlü "Qualis Artifex Pereo" Lafının Heyecanlı Öyküsü

Ünlü Roma İmparatoru Neron, tam adıyla Nero Claudius Caesar Drusus Germanicus'un tarihe geçen bu sözünün arkasında büyük bir psikolojik bozukluk ve korku yatıyor.
Roma'yı Yakan İmparator Neron'un Ünlü "Qualis Artifex Pereo" Lafının Heyecanlı Öyküsü
Jan Styka'nın Neron Baiae'de isimli eseri / 1900


meşhur "qualis artifex pereo" sözünün sahibinin roma'nın beşinci imparatoru nero claudius caesar augustus germanicus yani nam-ı diğer neron olduğu söylenir.

tarihi kaynaklardan anlaşıldığı üzere neron romalı artistlerle zaman geçirmeyi, onlarla çeşitli oyunlarda rol almayı severmiş. işin kötü yanı, roma'da artistler, tiyatro oyuncuları toplumda neredeyse kölelerden bile daha aşağı görülürmüş. evet, insanlar tiyatro izlemeyi severmiş ve oyun sonunda performansçıları alkışlamaktan geri durmazlarmış ama oyun bittikten sonra artistler toplumdaki "aşağı" yerlerini alırlarmış. imparator neron'un imparatorluğu yönetmekten ziyade böyle "bayağı" şeylerle uğraşması toplumun da içten içe tepkisini çeker.

neron sadece tiyatrolarda oynamıyor, şarkılar söyler, dans eder, olimpik oyunlara katılır, gladyatörlerle dövüşür. tabii girdiği bütün müsabakalarda ne kadar berbat olsa bile imparator olduğu için hep kazanan ilan edilir. imparator olmanın en sevdiği yanı neron için budur herhalde. normalde, döneminin ve belki de tarihin en önemli imparatorluğunun başına geçen bir adamdan ne beklersiniz? ben şahsen elimde böyle bir güç varken büyük sosyoekonomik, kültürel ve yönetimsel projelere/değişimlere imza atarak insanlığa büyük faydalar sağlamayı ve bir de tabii tarihe değerli bir lider olarak geçmeyi amaç edinirdim herhalde. neron ise büyük siyasi çalkantılar ve ardı arkası kesilmeyen kanlı siyasi hesaplaşmaların arasında geçen çocukluğunun ardından 16 yaşında kendini tahtta bulmuştur. kendisi dediğim gibi her nedense oyunlar oynamayı, eğlenmeyi, imparatorluğu yönetmekten daha çok seviyormuş gibi görünür.

yukarıda kısaca bahsettiklerimden tahmin edilebileceği üzere, neron kendisinin büyük bir aktör olduğunu düşünen bir tiptir.

hüküm sürdüğü yıllar boyunca sorumsuz, yeteneksiz, keyif düşkünü, acımasız ve kendini beğenmiş bir imparator portresi çizen neron için özellikle gallia lugdunensis eyaletinin valisi gaius julius vindex'in m.s. mart 68'de neron'un vergi politikalarına karşı başlattığı ayaklanma ile gelişen süreçle birlikte siyasi stratejik koşullar olgunlaşmış ve neron'un suyu çoktan ısınmıştır. öyle ki bahsettiğim ayaklanma germania superior eyaletinin valisi lucius verginius rufus'un komuta ettiği ordu tarafından bastırılır ama bu kez de ayaklanmayı bastıran ordu komutanları lucius verginius'u imparator ilan eder. lucius verginius bu durumu kabul etmese bile işler çığırından çıkmıştır artık. denkleme bir şekilde hispania tarraconensis eyaletinin valisi servius sulpicius galba da girince neron kesin bir şekilde istenmeyen imparator olmuştur.

suikaste uğrama korkusuyla roma'dan çıkan neron ostia limanına geçip oradan doğuda hala sadık olan bir eyalete (mesela suriye?) ya da parthia imparatorluğu'na sığınmayı düşünür.

ancak yolda kendi çevresindeki askerlerin bile sadakatini kaybettiğini anlayan neron roma'ya geri döner. ünlü romalı tarihçi suetonius bu durumu vergilius'un aeneid'inden yaptığı "ölmek o kadar kötü bir şey mi?" alıntısıyla anlatır. yani artık, neron'un çevresindeki askerler bile "ölmek o kadar kötü bir şey mi?" mealinde laflar ederek intihar etmesi gerektiğini yoksa birilerinin kendisini öldüreceğini ima eder hale gelmiştir. roma'ya korku ve paranoya ile geri dönen neron, gece kalktığında bütün muhafızların sarayı terk ettiğini görür. korkuya daha fazla dayanamayan, psikolojisi altüst olmuş neron bomboş sarayda sağa sola bağırıp kendisini birinin öldürmesini ister. hiçbir cevap alamayınca histerik bir şekilde ağlayarak "ne düşmanınız ne de dostunuz değil miyim ben?" diye bağırır.

bu halde kendini tiber nehrine atacakmışçasına sarayı terk eden neron, daha sonra saraya geri döndüğünde azat edilmiş kölesi phaon'un teklifi üzerine phaon'un roma'nın 6-7 kilometre dışındaki villasına gitmeye karar verir. yanında azat edilmiş köleleri epaphroditos, phaon, neophytus ve sporus ile gizlice villaya giden neron, burada yanındakilere kendisi için bir mezar kazmalarını emreder. bu sıralarda villaya gelen bir elçi neron'a senatonun kendisini halk düşmanı (hostis publicus) (public enemy) ilan ettiğini ve ölene dek dövülmek üzere infaz edilmesi kararının alındığını, infazının forum'da (forum magnum) gerçekleştirilebilmesi için kendisini almak üzere bir grubun yola çıktığını bildirir.

işte bu haber üzerine bir şekilde öleceğinden artık emin olan neron'un kendini intihara hazırladığı o anlarda ağzından "qualis artifex pereo" lafının çıktığı iddia edilir.

bu söz aşağı yukarı "ne büyük bir sanatçı ölüyor benimle birlikte" anlamına gelmektedir. ne demiştik? neron kendisinin büyük bir sanatçı/artist olduğunu düşünen bir tiptir.

kendini tek başına öldürmeyi bir türlü beceremeyen neron yaklaşan atlıların sesini duyunca yanındaki epaphroditos'un yardımıyla intihar eder. epaphroditos neron'u boğazından bıçaklar. villaya gelen atlılar senato tarafından yargılanabilmesi için neron'un kanamasını durdurmaya çalışmışsa da neron ölür.

neron, 9 haziran 68 günü 30 yaşındayken ölür ve köklerinde julius caesar ve augustus gibi büyük tarihi kişilerin bulunduğu julio-claudian hanedanı da kendisiyle birlikte son bulur.