Sait Faik Abasıyanık ile Reşad Ekrem Koçu'nun Dargın Ölmelerine Neden Olan Olaylar

Lise dönemlerinden beri birbirlerini tanıyan iki edebiyatçı Sait Faik Abasıyanık ve Reşad Ekrem Koçu, dargın bir şekilde ayrıldılar bu dünyadan. İşte ikilinin arasına set koyan olaylar ve sonrasında yaşananlar.
Sait Faik Abasıyanık ile Reşad Ekrem Koçu'nun Dargın Ölmelerine Neden Olan Olaylar
Sait Faik Abasıyanık & Reşad Ekrem Koçu

sait faik abasıyanık, reşad ekrem koçu'yla bursa lisesinden beri tanış olmalarına rağmen birbirleriyle dargın ölmüşlerdir. çünkü reşad ekrem, istanbul ansiklopedisi'nin ilk basımında (1944 - 1953) "abasıyanık, sait faik" maddesinde yazarın eşcinsel olduğunu yazmıştır. sait faik de bundan dolayı kendisini affetmemiş ve gösterdiği tepki yüzünden ansiklopedi'nin ikinci dönemindeki (1958 - 1973) tekrar baskıda sait faik hakkında yazılanlar değiştirilmiştir.

sait faik müzesi'nde kayıtlı 8 numaralı evrakta (gönderilmemiş bir mektup olduğu düşünülüyor.) kendisi, reşad ekrem'in yazdıklarını yalanlıyor:

"sevgili n. u. hanım, insanoğlunun başına birçok şeyler geliyor. mesela, sizinle aramızdaki dostluğu bugünkü hale getiren reşad ekrem koçu'yu ele alalım. bu zat, bir ansiklopedide hakkımda dünyanın en büyük yalanını yazdı. zavallı adam! bursa lisesi'nde birbirini sevmeyen iki talebe idik. ben onu görünce ürperirdim. o da beni hiç sevmezdi. (...) aramızda en küçük bir rabıta yoktu.

(...)

bu adam bunu niçin yaptı, merak ettim. sonunda buldum. bursa lisesi'nde daha çok mektep idaresinin disiplinine yardım etmeyi arkadaşlarının ahbaplığına değişen bu zat, herhangi bir kin ve kıskançlıkla bunu yapmıştır. buna eminim. kin ve kıskançlık insani şeylerdir.

(...)

ama alçak alçak, pis pis, yalan yalandır. o ansiklopedide hakkımda yazılanlar da görünüşte ve hakikatte kibar, hanım hanımcık reşad ekrem'in ömründe bu çeşidini görmeyeceği, hayatında gördüğü bir rüyadır. (...) n. hanım, sizi bütün kalbimle severim, siz de azıcık beni sevemez misiniz? çünkü bir mecmuasının sürümü için benim avare hayatımı göz önüne alarak herkese inandırabileceğini, dünya yüzünde kendisi gibi binlerle insanın kendine hiç olmazsa bir eş bulmak için lekelenmiş alın aradığı bir insan ortaya çıktı." (karganı bağışla, istanbul, 2003, s. 110 - 112)

bu reddiyeye karşılık vedat günyol, ("sait faik'in abası", daldan dala istanbul, 1982, s. 312 - 317) ve fethi naci, (bir hikayeci sait faik bir romancı yaşar kemal, istanbul, 1990) yazarın eşcinselliği üzerine yazıyorlar. muhtemelen sait faik, hayatta olsaydı yazamayacakları yazılardı. zira sait faik, bunun açıkça yazılması bir tarafa ima edildiğinde bile deliye dönen birisiymiş (aziz nesin, milliyet sanat).


son tahlilde aziz nesin'in anlattıkları ve karganı bağışla'daki birkaç mektubu, amcasının karşı çıktığı bir evlilik isteği, başka bir kadınla nişanlılık, mina urgan'ın ve nedim gürsel'in sait faik için yaptığı biseksüel tespitini haklı çıkarıyor.

ayrıca bu konuda yazılmış bir yüksek lisans tezi de varmış: oğuz güven, "sait faik'in hikâye ve romanlarında homoerotizm, erkek imgesi ve kadın temsilleri"

"vedat günyol, fikret ürgüp, talât sait halman, attilâ ilhan, hilmi yavuz, murat belge, nedim gürsel, fethi naci, oğuz cebeci ve yıldırım türker, yazılarında sait faik’in eşcinselliğine değinmiş ya da yazarın eserlerindeki eşcinsellik konusuna dikkat çekmiş olan yazarlardan bazılarıdır." 

Edebiyat Dünyasının Az Bilinen Dedikoduları