The Shawshank Redemption, Özgürlük Üzerinden Yozlaşma ve Ahlaksızlığın Mesajını mı Veriyor?

Gülümseme ve biraz da gözyaşlarıyla izlediğimiz, insanın içinde güzel bir hüzün bırakan The Shawshank Redemption'ı sorgulamak pek de aklımıza gelmemiştir bugüne kadar. Sözlük yazarı "diagnostic retikul", filmden çıkardığı alt metinlerle detaylıca yapmış bunu.
The Shawshank Redemption, Özgürlük Üzerinden Yozlaşma ve Ahlaksızlığın Mesajını mı Veriyor?
Uyarı: Yazı spoiler içerir.

“burjuvazi, üstünlüğü ele geçirdiği her yerde, bütün feodal, ataerkil, romantik ilişkilere son verdi… dinsel tutkuların, şövalyece coşkunun, darkafalı duygusallığın en ilâhi vecde gelmelerini, bencil hesapların buzlu sularında boğdu. ” [1848, komünist manifesto, marx & engels ]

kapitalist propaganda'nın fabrikası hollywood, hakikat olanı kurmaca olarak sunar. shawshank redemption bir hakikat'tir, o hakikat kapitalist hegemonya'nın ta kendisidir.

bu film çok eski bir masalın kapitalizme uyarlanmış halidir. sınıfsal konumunu kaybeden cinderella’nın krizi nasıl ki feodal değerler ( büyü ve ilahi irade ) sayesinde çözüldü ve adalet yerini bulduysa, beyaz yakalı andy de kapitalizmin değerleri ile kurtulacaktır. açgözlülüğün, para hırsının, yolsuzluğun, muazzam rasyonel faydacı bir bireycilik anlatısı ile boca edildiği imdb top rated movies’de 1. sırada yer alan shawshank redemption, şeytanlaşmanın öyküsüdür. kötülükle, hortlaklarla dolu bu korku hikayesinin yazarı da stephen king'den başkası değildir.

shawshank redemption nedir ?

bir beyaz yakalı kabusudur. sınıfsal imtiyazlarını kaybetmek oradadır, işkence oradadır, baskı oradadır, şiddet oradadır, tecavüz oradadır. shawshank cezaevi, toplumsal adaletsizliğin, eşitsizliğin, ezen ile ezilen arasındaki hiyerarşinin en çıplak haliyle gösterildiği, kapitalist hegemonyanın bir alegorisidir. shawshank cezaevi’nde olduğu gibi gerçek dünyamızda da kimse kapitalist hegemonya’dan gelen emirlere göre davranmaz. herkes oynaması gereken rolü çok iyi bilir. warden tüm kötülükleri işler ama incil dağıtır, ezen sınıf hem çalıp çırpar hem de düzeni korumak adına keyf’i şiddet kullanır, mavi yakalılar ise çalışır.

kapitalist sistem tıkır tıkır işlerken, herkes sıradanlaşır ve her şey rutinleşmeye başlar. bu mahkumiyet baki kalacakmış gibi herkes yaşantısına devam eder. mahkumlar, shawshank'sız bir hayat yaşayamadığı gibi onun dışında bir yaşam da tahayyül edemez. öyle içselleştirilmiştir ki bu fantezi, öyle bir hakikat halini almıştır ki kimisi için en büyük kabus bu dünya’dan kopmak olur.

(bkz: brooks was here)

içinde yaşadığınız bu dünyayı redderseniz, kapitalizmin size inşa ettiği fantezilerden çıkarsanız sonunuz brooks gibi olacaktır. köleyseniz köleliğinizi, bu köleliğin size sunduğu fırsatları da bilmeniz gerekir.

kimdir andy ? beyaz yakalı, hırsı sayesinde genç yaşta bankada genel müdür yardımcısı olmuş bir faildir. cinderella'da olduğu gibi o da sınıfsal konumunu kaybetmiştir. feodal toplumu yücelten masalda cinderella’nın krizi nasıl ki feodal değerler ( büyü ve ilahi irade ) sayesinde çözüldüyse, andy de kapitalizmin değerleri ile kurtulacaktır. film cinderella masalı'nın kapitalizme uyarlanmış halidir. nitekim bu masal red'in ağzından anlatılırken, cinderella'da olduğu gibi shawshank redemption’da da andy'ye zulm edecek olan kötü “ kız kardeşler “ de vardır.

andy bankacılık hileleri, finansal kurnazlıklar, ekonomik taktikler, nasıl vergi kaçırılır, nasıl hile hurda yapılır, sistemin açıkları nelerdir gibi ezenlerin işine yarayacak faydalı bilgilere sahiptir. eski günlerini özleyen bu bankacı züppe avantajlı bir konum elde etmek için ezen sınıfa pis işlerinde yardımcı olur. yavaş yavaş imtiyazlı bir pozisyon kazanmaya başlar. ne kadar şeytanlaşırsa shawshank'da o kadar dokunulmazlık sahibi olur. yönetmen çok kurnazca bir anlatı ekler andy’nin bu işbirliği ve ahlaksızlıklarına. andy, sadist gardiyanın parasını kaçırır, arkadaşlarına bira ısmarlatır. müdürün kara paralarını, rüşvetlerini temize çeker gider, red’e turta verir. ne kadar dolandırıcılık yaparsa, o kadar mavi yakalılara rüşvet verir. böyle böyle yönetmen bize bu egoist züppeyi sevdirir.

zenci karakterimiz red ise en başından beri düzendeki adaletsizliğin, eşitsizliğin ve sorunların farkındadır. zira haklıdır kölelik kaldırılsa da siyahların uğradığı ırkçılık, ayrımcılık karşısındaki önyargılar değişmemiş, nitekim shawshank'da da red yine önyargılardan kurtulamamıştır. shawshank'da yapabileceği en iyi işi yaparak düzenin açıklarından yararlanabileceği kadar yararlanmayı seçmiştir. neticede hollywood hollywood’dur. zencimiz yine illegal işlerle yolunu bulmaktadır. red, andy’ye düştüğü durumu kabul etmesini salık verirken, kapitalist yaşam tarzını, köle yaşantısını da tarif eder:

“ cezaevi yaşamı bir rutindir ve bu rutin devam eder. “

red andy’nin yakın dostu olur, bu sıradan bir dostluk değildir. red'in de andy kadar olmasa da kafası yolsuzluğa basar. red de düzenin zaaflarını kişisel çıkarları için kullanır, cezaevine el altından yasak nesneler sokar. kendisinden isteneni para karşılığı kaçak yollardan içeri sokan küçük bir tüccardır aslında. kısmi de olsa düzenin açıklarını şahsi çıkarları için kullanabilecek kadar da akıllıdır. nitekim andy red’in bu cevherini, onun da para için ne kadar ahlaksızlaşabileceğini fark etmiş, çıkınca yardımcısı olmayı teklif etmiştir.

andy'yi ayrıcalıklı kılan üst sınıfın pis işlerini üstlenmesidir. sevgili ve mazlum andy üzerinden yolsuzluk, hırsızlık, para hırsı, aç gözlülük bilimum ekonomik ahlaksızlığın parlatıldığı film, başkaları pahasına zengin olmayı körü körüne teşvik ederken, andy yavaş yavaş neo-liberalizmin egoist bireyci vatandaşına dönüşür. dürüst girdiği cezaevinden uyanık, gözü açık bir dolandırıcı olarak çıkar.

kapitalizmin tüm sınıflarına ne yapması gerektiğini kapitalizm içinde özetler film

eğer üst sınıfta iseniz çalıp çırpabilirsiniz ancak kılıfına uydurmanız gerekir, orta-sınıfı dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz. onlar zaten alt sınıf olmaktan korktukları için size yardımcı olacaklardır, ancak onlara güvenmeyin. eğer alt sınıfsanız yerinizi bilirsiniz, eğer red kadar kafanız çalışıyorsa küçük burjuva gibi yolunuzu bulursunuz, eğer bu kölelik andy gibi size batıyorsa üst sınıfın pis işlerine yardım ederek, ahlaksızlaşarak, bencilleşerek kurtulabilirsiniz. ya da bu duvarlara alışsanız iyi edersiniz. unutmadan, politikacılara yüzlerce mektup da gönderseniz size sadece bıktıkları için cüz'i bir yardımda bulunurlar.

filmin anlatısında şöyle yalan dolan bir ifade vardır: umut. andy umut etmeyi seçti. hadi canım, andy'nin salak bir adam olarak umut etmeyi seçtiğini düşünüyorsanız bu filmi tekrar izlemelisiniz. andy umut edecek kadar irrasyonel birisi değildir, hele körü körüne incil okuyup tanrı’dan yardım gelmesini bekleyecek birisi hiç değildir. o şeytani planı için yıllarca bekleyen, her şeyi adım adım hesaplayan, bir satranç oyuncusu gibi her şeyi ölçüp biçen, alabildiğine rasyonel, alabildiğine egoist davranan birisidir. amacına ulaşmak için asla durmayan hırs dolu bir dolandırıcıdır.

o düzenin zaaflarının, güçlülerin para hırsının farkında olan, imtiyazlı bir konum elde etmenin yegane yolunun üst sınıfa yalakalık yapmaktan, dalavereden, hırsızlıktan, para hırsından geçtiğini bilen; düzenin kokuşmuşluğunu şahsi çıkarları için kullanan, hileci, soğukkanlı rasyonel faydacı bir şeytan, filmdeki kötü adamlardan biridir. cezaevi müdürü warden nasıl tüm rüşvetleri, çalıp çırptıklarını adalet vecizeli tablosunun arkasına saklamışsa andy de kurtuluşunu posterin arkasına saklamıştır. warden nasıl şeytanlığını dindarlığın arkasına saklıyor, incil dağıtıyorsa, andy de aynı şekilde incil’i sadece çekicini saklamak için kullanmıştır. warden ne kadar şeytansa andy de en az onun kadar şeytandır.

Warden

filmin izleyiciye verdiği mesaj sadece orta-sınıf değil aslında tüm sınıflar için açıktır. sistemin adaletsizliğinden, yolsuzluğundan, eşitsizliğinden, şiddetinden kaçış yolu yoktur. kapitalist hegemonya bakidir, kurumsallaşmıştır ve bu düzen muazzam fırsatlar da yaratmıştır. para hırsı ve açgözlülük tüm dünyaya hakimdir, bunu kıramazsınız, bununla mücadele edemezsiniz. yapacağınız tek şey bu imkanları kullanmak olabilir.

o halde yapmanız gereken üst sınıfa hizmet etmek, ahlaksızlaşmak, dalavereciliğin, aç gözlülüğün kurallarını yerine getirip paranın peşinden koşmak, sınıf atlamaya çalışmak ve hırs içinde kendiniz için ne yapabileceğinizi kovalamak, şahsi kurtuluşunuz için elinizden geleni ardınıza koymamaktır.

feodalite’den kapitalizme geçtiğimize göre artık kurtuluş ne cinderella öyküsünde olduğu gibi büyüde/ilahi yardımda ne de incil’dedir. sihirli değnek yoktur, artık çekiciniz kendi elinizdedir. sınıf atlayabileceğiniz, yeniden doğup son model üstü açık arabanıza atlayıp mutlu bir emeklilik yaşamanızı sağlayacak o ilahi kuvvet/mucizevi güç, o aradığınız kurtuluşa giden yol açgözlülükte, para hırsında, yozlaşmakta kapitalizm ahlakının ta kendisindedir.

esaretiniz kapitalizm, kurtuluşunuz ise andy'leşmektir. bedeliniz ise elbetteki ahlaksızlaşmaktadır.