Titanic'in Kaza Yerine Ulaşan İlk Yardım Gemisi Carpathia'nın Kaptanının Gözünden O An Yaşananlar

Titanic, 15 nisan 1912'de buz dağına çarptıktan sonra, ona en yakın gemi olan Carpathia, Titanic'e doğru yol almaya başlamıştı. Daha sonra yaşananları geminin kaptanı Arthur Rostron'dan dinliyoruz.
RMS Carpathia / Kaynak: Wikipedia

simdi mikrofonlarimiz titanic'te hayatta kalanlari kayiklardan kurtaran carpathia adli geminin kaptani olan arthur rostron'da. "new york'tan yola cikmistik ve avrupa'da birkac liman kentini ziyaret edecektik. pazar aksamina kadar hava gunesli ve gayet sicakti. pazar gecesi 12:35'te titanic'ten stres sinyali aldik. henuz yeni yatmistim ve beni uyandirip gelen mesaji haber verdiler. titanic bir an once yardim istiyordu ve bize belirtilen koordinatlar 41º 46' n, 50º 14' w seklindeydi. cok cabuk bir sekilde geminin dondurulmesini ve titanic'in bize verdigi koordinatlara dogru son hizla yola cikmayi emrettim. tek bildigim titanic'in acil bir sekilde yardim istedigiydi ama ayrintilari bilmiyordum. ustumu degistirdikten sonra yeni rotayi belirledik, sonra guvertede calisan tum elemanlara ne yapiyorlarsa birakmalarini, can simitlerini hazirlamalarini ve harekete gecmek icin hazir olmalarini emrettim. gemideki doktorlar da hazir bulunuyordu."

bay rostron devam ediyor: "saat gece 3:45'te, yani olay yerine varmamizdan 15 dakika once emir erlerim yanima geldi ve herseyin ve herkesin hazir oldugunu soyledi (titanic batmaya gece yarisi baslamisti ve 2 civarinda tamamen batmisti, yani carphatia olay yerine geldiginde cok gecti). ilk stres sinyalini aldigimizda titanic'e olan mesafemiz 58 mildi ve o gunun sartlarinda oraya ulasmamiz 3 bucuk saat surmustu. saat sabah 4'te gemiyi durdurdugumuzda ilk kayiga ulasmistik ve kayiktakileri kurtarip gemiye aldik."

Arthur Rostron / Kaynak

bay rostron olayin oncesi hakkinda da bilgi veriyor: "saat 2:40 civari gokyuzunde bir fisek patladi. bunun titanic'e ait oldugu ve yardim fisegi oldugundan emindik. tahminlerimize gore bu fisegin atildigi yere hala 1 saat uzakliktaydik. biz hizla yol alirken biraz ilerde buyukce bir buzdagi gorduk. o buzdagina carpmamak icin etrafindan gitmemiz gerekiyordu ve bu da bizi biraz yavaslatti. buzdagina carpsaydik titanic'in basina gelen bizim de basimiza gelebilirdi. sonraki 1 saatte titanic'in battigi yere yaklastikca sagimizda ve solumuzda irili ufakli buzdaglari goruyorduk ve az cok titanic'in basina neyin geldigini tahmin edebiliyorduk. tam saat 4:10'da ilk gordugumuz kayigi kurtarirken hemen yanimizda bir buzdagi daha farkettik ve manevra yaparak kendimizi kurtardik."

ve devam ediyoruz: "ilk kayik yanimiza geldiginde kayigi yoneten denizci bize bagirarak yanlarinda sadece bir denizci oldugunu ve geminin kayiga iyice yanasmasi gerektigini, kayiktaki kimsenin kayiktan gemiye atlama konusunda tecrubeli olmadigini soyledi. gemiyi kayigin dibine kadar getirdik. kayiktaki herkesi tek tek gemiye aldigimizda gunes dogmaya baslamisti ve etraf yavas yavas aydinlaniyordu. etrafa soyle bir bakmak icin kafami kaldirdigimda 4-5 mil mesafede birkac kayik daha oldugunu gordum. yine ciplak gozle gorme mesafesinde 20 kadar buzdagi vardi ve bazilarinin deniz yuzeyindeki yuksekligi 30 metreyi geciyordu. birkac manevrayla buzdaglarindan kurtulduk ve sabah 8:30 sularinda etrafimizdaki tum kayiklardaki yolculari gemimize almistik."

bay rostron titanic'i hic gorememisti. titanic'in tam olarak battigi yerin neresi oldugu bilinmiyordu ama belli bir noktada cok sayida tahta parcasi bulunmustu. bu tahta parcalari buyuk ihtimalle rose ile jack'in tutundugu kapi ve gemiden kopan yuzlerce ahsap parcasiydi. sabah 8 civari titanic battiginda ona 1 saatten az mesafede olan ve yardima bir turlu gelemeyen californian gemisi olay yerine geldi. tahminlere gore titanic'ten suya indirilen kayiklardan biri haric hepsi bulunmus ve iclerindekiler kurtarilmisti. kalan bir kayigi arama-tarama calismalari sabah 11 civari baslayacakti. californian gemisi etrafi aramasina ragmen kaybolan kayigi bulamamisti.

daha sonra olenlere saygi icin carpathian gemisinin guvertesinde sembolik de olsa ufak bir cenaze toreni yapildi ve herkes kendi dilinde dua ediyordu. sag kalanlar ayni zamanda tanri'ya sukurlerini sunuyordu. hemen hemen herkes travma halindeydi. daha bir gece once luks bir gemide rahat bir yasanti surdururken simdi battaniyeye sarilmis canlarini kurtardiklari icin mutluydular. kayiklardaki hemen hemen herkes kurtarilmisti ama 3 kisi soguktan dolayi can vermisti. carpathian gemisi yavasca yol alirken arada sirada tek tuk denizin yuzeyine cikmis cesede denk geliyordu ama gemideki zaten travmatize olmus insanlari daha da kotu hale sokmamak icin bu cesetler gemiye tasinmiyordu. bazi cesetlerin uzerinde onlarin kim oldugunu anlamaya yarayacak seyler olabiliyordu (ornegin koynunda tasidigi saat gibi) ve bu tur esyalar gemi calisanlari tarafindan icerdeki misafirlere caktirilmadan kayiklarla aliniyordu.

bu arada bir tane kayik da bos halde bulunmustu. bu kayik epeyce zarar almisti ve batmaktaydi. kayigin icinde kimse yoktu. tahminen bu kayiktaki insanlar kayigin batacagini anlayinca yakinlardaki baska bir kayiga atlamislardi ve canlarini kurtarmislardi. bu kayiklarin bir tanesi 60-70 kisiyi tasiyabiliyordu ama bu kayikta tam olarak kac kisi oldugu bilinmiyordu.

titanic'ten carphatia'ya yollanan son mesaj "makine odasi tamamen sularla doldu" mesajiydi. bu mesajin saati 1:45 civariydi ve bundan sonra titanic'ten hicbir mesaj gelmeyecekti. carpathia gemisi titanic'e surekli mesaj yollayip "4 saat sonra oradayiz" "3 saatlik yolumuz kaldi" "2 saat kaldi" gibi bilgi veriyordu ama titanic henuz carpathia yari yoldayken battigi icin bu bilgilerin titanic'e pek faydasi olmadi.

o sirada dogudan batiya, batidan doguya giden gemilerin birbiriyle carpismamasi icin rotalar cizilmisti ve ingiltere ile new york arasinda yolculuk yapan her gemi bu rotalara harfiyen uymak zorundaydi. titanic de kendisine verilen rotaya aynen uyacakti. oyle ki o donemde tum gemilerin harfiyen kendilerine verilen rotalara uymasi bu rotalari tren rotasina ceviriyordu, istisnasiz baslangic ve bitis noktasi ayni olan her gemi ayni yoldan gececekti. eylul-ocak arasi gidilen rotalarla ocak-eylul arasi gidilen rotalar birbirinden farkliydi. ocak-eylul arasi gidilen rotalar buzdaglarindan mumkun oldugunca uzak durmak icin cizilmisti ve eylul-ocak rotasindan daha uzundu. buna ragmen titanic buzdagina carpmaktan kurtulamamisti.

kazadan 2 gun sonra carpathia'daki 3 doktor gemideki tum titanic yolcularini tek tek test ettikten sonra tamaminin fiziksel olarak saglikli olduguna karar verdi. tabi ki gemiden canli cikanlarin psikolojik travmasi yillarca, bazen omrun sonuna kadar devam edecekti.

titanic agirlik ve buyukluk olarak carpathia'nin 3 kati olmasina ragmen titanic'te de carpathia'da da toplam 20'ser kayik vardi. bunun sebebi carpathia'nin daha eski bir gemi olmasiydi. titanic en son tekniklerle yapilmisti ve yukarda bahsettigim gibi ekstra zirhlarla guclendirilmisti. ayrica geminin batmasi icin kompartmanlardan en az 5 tanesinin su almasi gerekiyordu. geminin batma ihtimali sifira yakin goruldugu icin normalde en az 50 kayik tasimasi gereken titanic'e sadece 20 kayik zorunlulugu getirilmisti. burada suclu white star lines sirketi degil ingiliz devletiydi, zira, ingiliz devleti bile titanic'in batirilmasinin cok zor, belki de imkansiz oldugunu dusunuyordu.

RMS Titanic'in batışı sırasında 6 numaralı filikanın mürettebatını geri dönüp hayatta kalanları aramaya ikna etmesiyle tanınan Amerikalı aktivist Margaret Brown, Titanic'ten sağ kalanları kurtaran kaptan Arthur Rostron'a ödül verirken (1912) Kaynak: Wikipedia

carpathia gemisi normalde new york'tan yola cikip avrupa'ya varacakti (yani titanic'in tam tersi bir rota cizecekti) ama olaydan sonra gemi 180 derece donerek new york'a geldi ve titanic'ten sag olarak cikan yolculari sehre birakti. bu carpathia gemisinin kaptaninin aldigi bir insiyatifin sonucuydu. o zamanlar bir gemide kaptan tam hakim sayilirdi ve kanunen istedigini yapabilirdi (hala oyle midir bilmiyorum). normalde titanic'in battigi yere en yakin olan yerlesim birimi halifax'ti ama new york'a gitmek buraya gitmekten daha guvenliydi cunku halifax'in etrafi da buzdaglariyla doluydu.