Trafiğe Bisikletle Karışacakların Tedbiri Elden Bırakmamak Adına Bilmesi Gereken Bazı Şeyler

Eğer siz de Avrupa'da bisikletle trafiğe karışanları gördükçe iç geçirenlerdenseniz bunu Türkiye'de gerçekleştirmeniz imkansız değil. Tabii güvenlik konusunda tedbiri elden bırakmamak adına da önceden bilmenizde fayda olan bazı şeyler var.
Trafiğe Bisikletle Karışacakların Tedbiri Elden Bırakmamak Adına Bilmesi Gereken Bazı Şeyler
iStock


- trafikte görünmez ve etkisiz elemansınız, bunu kabul edin. hiçbir sürücünün ve yayanın sizi görmesini, görüp de yol vermesini, ona göre davranmasını vs beklemeyin. bu en hayati kuraldır. "beni görmeyecek kadar da mal olamaz" şeklinde varsayımlarla delindiği veya unutulduğu takdirde sonu bisikletçi olarak sizin aleyhinize olur. kendinizi görünmez adam olarak düşünerek karar alın. yıllarca ulaşımımı bisikletle sağladıktan sonra dört tekere mahkum olmuş bir sürücü olarak bilincim olsa dahi ben de iki tekerli unsurları kesinlikle göremiyorum, ona göre..

- iyi gözlemci olun. göz, kulak, orta kulak ne varsa teyakkuzda etrafta ne olup bitiyor kaydetmeli ve alt bilinç mekanizmalarıyla işlemeli. önünüzü gözlerinizle hissettiğiniz gibi göremediğiniz kısımları iki kulağınızla hissedin. insan ses kaynağının konumunu anlayabilir.

- etrafınızın anlık haritasını çıkarın. trafikteki unsurları etrafınıza göre konumlarına ve hızlarına göre tanımlayın. mesela önünüzde ilerleyen aracın önünüzde bilmem şu kadar uzakta ve benim hızıma göre şöyle gidiyor olarak hissedin (evet his olarak). hızlarını da bilerek bir sonraki işleme kadarki durumu da tahmin edin.

harita çıkarırken konum ve anlık hız haricinde dikkat edilmesi gereken diğer noktalar: 

araçların ön teker açıları; durak var/yok durumu, varsa mesafesi; araçların motor hacmi (büyükse çok hızlanabilir), şoför özellikleri (erkek/kadın, dalgın, telefonla konuşuyor, kaldırım kesiyor vs) mesela duran bir aracın yola atlayıp atlamayacağı sinyaline değil aracın lastiklerine bakarak anlaşılır.

bu sayede her unsurun zihninizde şöyle bir yeri olacak:
(tür, konum, hız, özellikler, tahmin)

haritanız mesela şöyle oluşmuş olmalı: 

--belediye otobüsü, saat 12 yönünde, hız sabit, durak yok, aynı hızda devam edecek.

--otomobil, saat 3 yönünde, hız sabit, ön teker sağa doğru, şoför telefonda, sağa kırabilir.

--saat 6 yönünde, halk otobüsü, hız artıyor, üzerime çıkabilir.

- trafikteki yolunuzu artık belirleyebilirsiniz. kimin nerede ne zaman ne yapacağını bildiğiniz için artık güvenli bölgeleri görebiliyor ve ona göre hamle yapabiliyor olmanız lazım.


özet:

haddini bil, duyularını aç, etrafını hisset, yolunu çiz. (bkz: yeter ki onursuz olmasın aşk)

uyarılar:

- her şeyde olduğu gibi en iyi bisikletçi canlı bisikletçidir. kaza ihtimali yüksek manevralardan kaçının, hayatınızla kumar oynamayın. amacınız hedefinize sağ salim ulaşmaktır; kendi kullandığınız aracın 10 ila 100 katı fiyata sahip ulaşım araçlarıyla trafikte sıkışıp parasıyla rezil olan arkadaşlara hızla ilerleyerek caka satmak, üstüne makas atarak rencide etmek değildir.

- kondisyon önemli, çünkü kimi yerlerde arabalarla aynı hatta daha yüksek hızda gitmek, yokuşta hız kaybetmemek veya ani kalkışlar-kaçışlar yapabilmek için patlama enerjisine ihtiyaç duyulabiliyor. bisiklet sporu bilincini de edinmek faydalıdır.

- otobüs-kamyon gibi büyük araçların açtığı hava koridorunda ilerlemek sizi bir anda tahmin edemeyeceğiniz kadar ileri götürebilir, yüksek hız rekorları kırabilirsiniz. bunun için öndeki aracın arka tamponuna 1 m kadar yaklaşmak gerekir. ancak bu araçlara yakın takipte bulunmak tahmin ettiğiniz üzere çok tehlikelidir. özellikle öndeki aracı 4-5 m gibi bir mesafe geriden takip ediyorsanız türbülansa girebilir ve gidon hakimiyetinizi kaybedebilirsiniz.

- trafikte adrenalinin de etkisiyle beyin yüksek bir bilinç seviyesine ulaşıyor, yukarıda bahsettiğim prosesi olması gerektiği hızda gerçekleştiriyor. ancak bu durumda araçların gereksiz unsurları (aracın rengi, kamyon üzerindeki özlü süzler gibi) görmezsiniz. ben mesela trafikteyken her nesneyi gri bloklar olarak hissederim.

- biraz gözü kara olmak gerekli, çünkü korktuğunuz anda o üst bilinç durumundan çıkıyorsunuz ve bisiklet gerçekten tehlikeli bir araç olarak karşımıza geliyor. motivasyon her zaman zirvede olmalı.


çözümlü sorular:

1. yanyol bağlanan anayollarda sağdan araç giriş çıkışı olduğu durumlarda bulunduğunuz şeridi korumak gerekir. yani en sağa yanaşıp yanyolda yaya usülü karşıdan karşıya geçmek daha güvenli bir yol değildir.

2. makas atacaksanız hamlenizi sadece retinanızda asfalt görünen dar kısımlara doğru yapmayın. oranın birazdan arkadan gelen araç tarafından kapatılabileceği rastgele ihtimal üzerinden değil de aracın o anki hızına göre nerede olabileceğini tahmin ederek yapın.

3. ortalama hızın 20-30 km/sa olduğu yerlerde arabalarla aynı hızda tempo tutmaya çalışmak daha sağlıklıdır. hem spor yaparsınız, hem de trafikte bir araba ağırlığında söz hakkınız olur. böyle devam edebiliyorsanız sol veya sağ şeritte olmanız fark etmez.

çözümlü çıkmış sorular:

1. gaflet uykusundan uyanıp kendinizi dört şeritli bir yolun tam ortasında buldunuz. baktınız ki arkadan homur homur hızlanan araba sesleri geliyor. hemen sağa kırsanız ilk arabanın kucağında kendinizi bulacaksınız. burada yapılması gereken sakinliğiniz korumak ve bulunduğunuz şerit çizgisi üzerinde (şerit değil; şerit çizgisi. buna dikkat) seyrinize devam etmek olmalıdır. tabii ilk fırsatta kendinizi sağa veya sola atmak üzere tetikte olmalısınız.

şimdilik bu kadar. zamanla aklıma geldikçe eklerim. dikkatli sürüşler..

tabii bir de trafik kanununda neredeyiz bunu görmemiz lazım

karayolları genel müdürlüğü yönetmeliğinde bisikleti;

en çok 3 tekerleği olan ve üzerinde bulunan insanın adale gücü ile pedal veya el ile tekerleği döndürülmek suretiyle hareket eden ve yolcu taşımalarında kullanılmayan motorsuz araçtır. (değişik:rg-21/3/2012-28240)

şeklinde tanımlamış. fena değil. zaten çok basit bir araç. fazla tanıma gerek yok. ama burda önemli olan bir şekilde trafikte tanımlıyız.

peki, bir bisikletli nerelerde gidebilir sorusuna yönetmeliğin cevaplarını toparlamaya çalışayım o zaman. hatta bunu da hız limitleriyle birlikte, orada bir bisiklet yolu yokmuş gibi yapayım;

yerleşim yerleri dahilindeki yollarda hız sınırı 30 km/h olarak belirtilmiş. yani bu süper bir şey çünkü yerleşim yeri içinde bisiklet sürülebiliyor olmasını kabul edebilen insanlar varmış demek ki. bakın ancak yollardan bahsediyoruz, aracımızı kullanabileceğimiz araç yollarından bahsediliyor. kısaca trafiğe kapalı bir yaya yolunda bisikletimizi kullanmamalıyız. sokaklarda, şehir içindeki bölünmüş yollarda, bulvarlarda, caddelerde 30 km/h hız sınırımızla birlikte kullanmalıyız.

yerleşim dışındaki tüm yollarda hız sınırımız ise 45 km/h imiş. az değil. ama zaten bu sınırı da daha çok bayır aşağı gidenleri düşünerek yazmış olmalılar. çünkü ülkemizde hiç kimse bir bisikletlinin normalde bu kadar hızlı gidebileceğini düşünemez ve bilemez. ( bu konuya ileride bir el atmayı planlıyorum) bu yollar da herhangi bir şehirlerarası yol olabilir, bölünmüş veya git gel şeklinde tabir ettiğimiz tek şeritli yollar gibi.

otoyollarda yani otobanlarda ise herhangi bir hız limiti yok bisikletlinin. ancak bu bas basabildiğin kadar değil de zaten bisikletlinin otobana girmesinin yasak olmasından ötürü. tc numaranıza, verilebilecek en düşük trafik cezası miktarı ile cezayı yersiniz. sebebini, otobanlar yerleşim yerine uzaklığı ve acil bir durumda (kaza, arıza vs.) müdahelenin zor olması olarak öne sürüyorlar bildiğim kadarıyla.

hız sınırları - madde 100 – (değişik:rg-1/9/2010-27689) şeklinde tanımlanan yasalardan bisikletimizin gidebileceği yolları görmüş olduk böylece.


yönetmelikte toplu bir şekilde belirtilmiş kuralları teker teker irdelemeye de yukarıda belirtilen yolların neresinden nasıl gideceğimizi göstererek başlamak isterim.

madde 136'da belirtilen bisiklet, motorlu bisiklet, motosiklet ve sürücüleri ile ilgili kurallarda bu olayı yasaklar olarak göstermiş. yani bizim sınırlarımızı gösteriyor, yasaklara biraz sınırlarımız olarak bakarsak farklı bir anlam taşıdıklarını görebiliriz. diyor ki;

" bisiklet, motorlu bisiklet ve motosikletlerin;
1) yaya yollarında sürülmesi,
2) ayrı bir bisiklet yolu olduğu halde, bisiklet ve motorlu bisikletlerin taşıt yollarında sürülmesi,
3) ikiden fazlasının taşıt yolunun bir şeridinden yan yana sürülmesi yasaktır".

bu üç madde yolların ne kadarının bizim olduğunu gösteriyor. tamam yaya yolunda sürmek yasaktır eyvallah. ikincisinde bir öz eleştiri var bence; diyor ki " biz eğer sizin gideceğiniz yola, modernleşip, kafamızı çalıştırıp, paraya da kıyıp sizin için bisiklet yolu yaptıysak oradan gidin" demeye çalışıyor. bu da güzel. en azından çabalayanlar var galiba. ancak üçüncü madde gerçekten çok kilit;

bunu hiç çekinmeden, korkmadan, tırsmadan, doğruluğuna emin olarak, yorumlamaktan öte direkt anlatacağım. yıllardır bisiklet sürerken uğraştığım ve üzerine düşündüğüm bir madde zira.

ilk defa motorlu araçların çoğunlukta olduğu, yayalarında belli başlı kurallarla içinde olduğu yollarda, bisikletin trafiğin bir öğesi olduğunu gösteriyor. kaç şeritli olduğunu söylemeden bisikletin bir şeridi kullanabilmesinden bahsediyor. yani yolun sağ çizgisinin dışında kalan kısımdan değil, emniyet şeridinden de değil, o toprak kısımdan da bahsetmiyor. bildiğin şeritten bahsediyor. ve de en fazla iki adet olmak şartıyla yan yana, yukarıda da belirtilen hız sınırları içerisinde gittiğiniz sürece hiçbir yasağı ihlal etmiyorsunuz diyor. bu gerçekten çok mühim bir mevzu. kısaca bu şu demek oluyor. arkamızdan gelecek araç mecburen, yavaşlayıp herhangi bir aracı geçiyormuş gibi şerit değiştirip ya da tek şeritli bir yol ise sollama kurallarına göre geçmek zorunda. çünkü o şerit, bir araç olan bir bisikletin de aynı zamanda. o şeritte bisikletimiz bozulur ve biz de durmak zorunda dahi kalabiliriz. yani çok basit, gerçekten zor değil.


bu kural değişmiş ayrıca daha hoş olmuş. yıllardır, "bir şeridinde" değil de sadece sağ şerit olarak yazıyordu. amma ve lakin ki bu bisikletliye 3 şeritli bir yolda kavşaktan sola dönecek iken kavşağa gelip de yaya yolundan değil de, 3 şerit birden değiştirerek kavşağa yaklaşıp, ışıklara uyarak rahat dönüş yapma özgürlüğü sunuyor.

bunu tekrar kısaca özetlemek isterim;

"bir bisikletli herhangi bir şeritten, hız sınırlarına uyarak, herhangi bir araç olarak gidebilir"

bunu girizgah olarak bugünlük böyle bırakmak isterim. aklımda yığınla, kural, bunların yorumlanması, yaşadığım anılar, tehlikeli anlar, bunlardan çıkardığım dersler, hatta trafikte olabilmeyi bir şekilde bir yaşam türünün hayatta kalabilmesiyle bağdaştırdığım tespitler var. bunları gün geçtikçe yazacağım. atıyorum bisiklet yolları üzerinde hayatım boyunca bir şeyler diyebilirim buna eminim. hatta örneğin bir tanesini diyerek bitireyim;

bunu sözlüğün belki de muhtelif başlıklarda onlarca kez yazmış olmalıyım, lise ve üniversite gençliğine daha çok geliyor bu. orta yaşı geçmiş adam, kadın bunu öğrenmese de olur, daha çocuk yapmaz zaten, emeklidir bilemiyorum.

bisiklete binmeme bahanenizi, avrupa'da, filmlerde gördüğünüz, bisiklet yollarının burada olmamaması olarak gösterdikten sonra o bisiklet yollarında birer yaya olarak yürümeniz dünyanın en ahmakça, en salakça hareketi.

sevgiler, saygılar ve de merhaba.

Bu içerik de ilginizi çekebilir